19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ında şaşılacak bilgiler vardır. 874 [m. 1469] da vefât etmiş olan<br />

Abdül’azîz Vefâînin “rahime-hullahü teâlâ” (Kifâyet-ül-vakt lima’rifet-i<br />

dâir) kitâbı da, bugünkü astronomiyi anlatmakdadır.]<br />

Tıb hakkında eski Yunanlılar tarafından yazılan eserler, Kurûn-u<br />

vüstâda [Orta çağda] câhil hıristiyanlar tarafından yakılmış<br />

olduğundan, bunların aslları bugün elimizde bulunmuyor. Bunlardan<br />

şurada burada kalarak, bu barbarca imhâdan kurtulmuş olan<br />

parçacıklar, Bağdâdlı Hüseyn ibni Johag tarafından arabîye terceme<br />

edilmişdir. Bu meşhûr hakîm, Eflâtun ve Aristonun eserlerini<br />

de arabîye terceme etmişdir.<br />

Memûn halîfe zemânında Bağdâdda yetişen, hesâb, hendese ve<br />

ilm-i heyet âlimi üç kardeşden Muhammed bin Mûsâ Harezmî, güneşin<br />

irtifâ’ını ve Erdın Ekvatörü uzunluğunu ölçmüş ve nemâz<br />

vaktlerini ta’yîn eden Üsturlâb [Rub’ı dâire] âletlerini yapmışdır.<br />

Cebr ilmindeki kitâbı ingilizceye ve Üsturlâb kitâbı latinceye terceme<br />

edilmişdir. 233 [m. 847] de vefât etmişdir.<br />

Müslimân astronomlar dünyânın küre şeklinde olduğunu isbât<br />

ederek, Avrupalıların, (Dünyâ tepsi gibidir, denizlerde çok gidilirse<br />

aşağı düşülür) inancını yıkdılar. Doğru bir şeklde arzın çevresini<br />

ölçmeyi başardılar. Avrupalılara birçok şey öğreten ve Rönesansı<br />

hâzırlayan Abbâsî İmperatorluğu, ne yazık ki, yavaş yavaş<br />

parçalanmaya başladı ve 656 [m. 1258] de Moğollar Bağdâdı zapt<br />

etdiler. Yakıp yıkdılar ve böylece müslimânların kurdukları büyük<br />

medeniyyet ortadan kalkdı. Acabâ şimdi vaz’ıyyet nasıldır? İslâm<br />

medeniyyetinde yeni bir rönesans [yeniden canlanma] beklenebilir<br />

mi?<br />

Kurûn-u vüstâda [Orta çağda] müslimânlar, altın, kıymetli bahârat<br />

ve kokulu ağaçlar [öd ağacı, günnük ve benzerleri] ararlar,<br />

bunların bir kısmını Avrupalılara ihrâc ederlerdi. [Süleymân<br />

“aleyhisselâm” zemânında olduğu gibi.] Bugün siyâh altın, ya’nî<br />

petrol, bunların yerini tutmuşdur. Acabâ müslimânlar, vaktîle büyük<br />

İskenderin [1] veyâ Napolyonun te’sîs etdikleri imperatorluklar<br />

kadar büyük olan devletlerini yeniden kurmağı başarabilecekler<br />

mi? Arablar bugün petrol sâyesinde zengindir. Ellerindeki bu<br />

zengin hazîneden fâidelenerek kuvvetlenmeğe çalışıyorlar. Bunun<br />

için ne yapmak lâzım geldiğini bize Kuveyt tedkîk [Araşdırma]<br />

Merkezi müdîri Prof. Muhammed el Şamalî şöyle anlatdı: (Her<br />

şeyden evvel, ilm, fen alanında ilerlememiz lâzımdır. Bunun için,<br />

[1] İskender, mîlâddan 323 sene evvel öldü.<br />

– 411 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!