19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

6) İnsanlar arasında kardeşlik fikri, hiç bir dinde, islâm dîninde<br />

olduğu şeklde bildirilmemişdir. Müslimân olan herkes, hangi ırkdan,<br />

hangi milletden, hangi renkden ve hangi dilden olursa olsun,<br />

birbirlerinin din kardeşleridir. Siyâsî düşünceleri ne olursa olsun,<br />

birbiri ile kardeşdirler. Bu büyüklük hiç bir dinde yokdur.<br />

7) İslâm dîni, dünyâda kadınlara da büyük haklar veren bir<br />

dindir. İslâm dîni, kadına en büyük yeri vermişdir. Peygamberimiz<br />

Muhammed aleyhisselâm, (Cennet anaların ayağı altındadır) buyurmuşdur.<br />

İslâm dîni, diğer dinlere mensûb olanların yapdıkları eserlere<br />

hurmet etmiş, bunları barbarlar gibi yıkmamışdır. İstanbulda Fâtih<br />

ve Sultân Ahmed câmi’leri yapılırken, Ayasofyanın ba’zı kısmlarını<br />

model almakdan çekinmemişlerdir. Müslimânlar bütün târîh<br />

boyunca, diğer din mensûblarına en büyük adâleti ve merhameti<br />

göstermişlerdir.<br />

İşte bütün bunlar için, ben müslimânlığı kendime din olarak<br />

seçdim.<br />

12<br />

Dr. BENOİST [ALÎ SELMÂN]<br />

(Fransız)<br />

Ben bir doktorum ve koyu katolik bir âileye mensûbum. Fekat<br />

doktorluğu meslek olarak seçmem ve pozitif, tecribî, tabî’î ilmlerle<br />

meşgûl olmam, bende hıristiyanlığa karşı büyük bir nefret uyandırmışdı.<br />

Din husûsunda âile ferdlerim ile aynı fikrde değildim.<br />

Evet, büyük bir Hâlık [yaratıcı] vardı ve ben de Ona, ya’nî Allahü<br />

teâlâya inanıyordum. Fekat hıristiyanlığın, bilhâssa katoliklerin bu<br />

büyük yaratıcı etrâfında meydâna getirdikleri dürlü dürlü garîb<br />

ilahlar, oğullar, Rûh-ul-kudsler, Îsâ aleyhisselâmın Allahın oğlu<br />

olduğunu isbât için akl almaz uydurmalar ve dahâ bir takım hurâfeler,<br />

âyinler, dürlü dürlü merâsimler, beni Allahü teâlâya yaklaşdırmıyor,<br />

aksine Ondan uzaklaşdırıyordu.<br />

Ben, bir tek Allahın varlığına inandığımdan, hiç bir zemân teslîsi<br />

(üç tanrıyı) kabûl etmedim ve Îsâ aleyhisselâmı hiç bir zemân<br />

Allahın oğlu olarak tanımadım. Demek oluyor ki, ben dahâ islâmiyyeti<br />

tanımadan evvel, Kelime-i şehâdetin yarısı olan (Lâ ilahe<br />

illallah) kısmını çokdan kabûl etmişdim. İslâm dîni ile meşgûl olmağa<br />

başladığım ve Kur’ân-ı kerîmde rastgeldiğim meâl-i şerîfi,<br />

(Söyle ki, Allahü teâlâ birdir, doğmamışdır ve doğurmaz ve Ona<br />

benzer hiç bir varlık yokdur) olan İhlâs sûresini okuduğum ze-<br />

– 186 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!