19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

âhib (Bahîra)dan ilm öğrendiğinden bahs etmekdedir.<br />

Bahîra, bir hıristiyan râhibidir. Ba’zı kaynaklar asl adının Georgius<br />

veyâ Sergius olduğunu söylerler. Bahîra [veyâ Behîra] ârâmî<br />

dilinde (seçkin) ma’nâsına gelmekde olup, bu râhibin lakâbı olsa<br />

gerekdir.<br />

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” oniki yaşlarında<br />

iken, birgün Ebû Tâlibin ticâret için sefer hâzırlığı yapdığını gördü.<br />

Kendisini götürmek istemediğini anlayınca, Ebû Tâlibe, (Bu şehrde<br />

beni kime bırakıp gidiyorsun? Ne babam var, ne de bir acıyanım!...)<br />

buyurdu. Bu söz Ebû Tâlibe çok te’sîr etdi. Yanında götürmeye<br />

karâr verdi. Ticâret kervânı uzun bir yolculukdan sonra,<br />

Busrâda hıristiyanlara mahsûs bir manastırın yakınında konakladı.<br />

Bu manastırda Bahîra adında bir râhib kalıyordu. Önceden yehûdî<br />

âlimlerinden iken, sonradan hıristiyan olan bu bilgili râhibin yanında,<br />

elden ele geçerek saklanan bir kitâb vardı ve sorulara bundan<br />

cevâb verirdi. Kureyşin kervânı, dahâ önceki yıllarda buradan<br />

def’alarca gelip geçmesine rağmen, hiç ilgilenmemişdi. Her sabâh<br />

manastırın damına çıkıp, kâfilelerin geldiği cihete bakar, merakla<br />

bir şeyler beklerdi. Râhib Bahîraya bu def’a bir hâl olmuş ve heyecânla<br />

irkilip, yerinden fırlamışdı. Çünki, Kureyş kervânını uzakdan<br />

görünce, üstünde bir bulutun da onlarla birlikde süzülüp geldiğini<br />

farketmişdi. Bu bulut, Peygamber efendimizi gölgelemekdeydi.<br />

Kervân konaklayınca, Bahîra, Resûlullah efendimizin altına oturduğu<br />

ağacın dallarının üzerine doğru eğildiğini de gördü. İyice heyecânlandı.<br />

Derhal sofralar kurdurdu. Sonra, haber göndererek,<br />

Kureyş kervânında bulunanların hepsini yemeğe dâvet etdi. Kervânda<br />

bulunanlar, Peygamberimizi “sallallahü aleyhi ve sellem”,<br />

mallarının yanında bırakıp, râhibin yanına gitdiler. Bahîra, gelenlere<br />

dikkatle bakıp, (Ey Kureyş topluluğu, içinizde yemeğe gelmeyen<br />

var mı?) diye sordu. (Evet, bir çocuk var) dediler. Çünki, Kureyşliler<br />

geldiği hâlde bulut hâlâ orada idi. Bunu görünce, kervânın<br />

da yanında bir kişinin kaldığını anlamışdı. Râhib Bahîra, ısrârla<br />

Onun da gelmesini istedi. Gelir gelmez Ona dikkatle bakmaya ve<br />

incelemeye başladı. Ebû Tâlibe, (Bu çocuk senin neslinden midir?)<br />

dedi. Ebû Tâlib, (Oğlum) deyince, Bahîra, (kitâblarda bu çocuğun<br />

babasının sağ olmayacağı yazılı, O senin oğlun değildir) dedi.<br />

Bu sefer Ebû Tâlib, (O benim kardeşimin oğludur) diye cevâb<br />

verdi. Bahîranın, (Babası ne oldu?) sorusuna da, (Babası, doğmasına<br />

yakın öldü) dedi. Bahîra, (Doğru söyledin, annesi ne oldu?)<br />

deyince, (O da öldü) diye cevâb verdi. Bunlar karşısında, (Doğru<br />

söyledin) diyen Bahîra, Peygamber efendimize dönüp, putların is-<br />

– 448 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!