19.03.2018 Views

Herkese Lazim Olan Iman - Mevlana Halidi Bagdadi

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir. I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır. II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır. III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır. IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

(Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbı dört kısımdan meydâna gelmişdir.

I. kısım; Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin (İ’tikâdnâme) kitâbının tercemesidir. (Hadîs-i Cibrîl) adı verilen; islâmın beş şartını ve îmânın altı şartını anlatan bir hadîs-i şerîfin açıklamasıdır. Ayrıca Şerefüddîn Yahyâ Münîrinin iki mektûbu, Allahü teâlâ vardır, birdir, konuları vardır.

II. kısım; (Müslimânlık ve Hıristiyanlık) kitâbıdır. Burada Peygamberler, kitâblar, dinler, (Yehûdîlik, hıristiyanlık ve islâmiyyet) hakkında bilgi verilmekde, Hakîkî bir müslimân olmanın şartları açıklanmakda, müslimânlığa hayran olanların sözleri ile, (42) tane başka din mensûbu iken islâmiyyeti seçen zâtların hayâtları anlatılmakdadır.

III. kısım; (Kur’ân-ı Kerîm ve Bugünkü Tevrât ve İncîller) kitâbıdır. Burada, bugünkü Tevrât ve İncîller hakkında bilgi verilmekde, Kitâb-ı Mukaddesdeki hatâlar îzâh edilmekde, Kur’ân-ı Kerîmin son ve değişmiyen kitâb olduğu ilmî olarak anlatılmakdadır. Ayrıca Muhammed aleyhisselâmın mu’cîzeleri, fazîletleri, güzel ahlâk ve âdetleri anlatılmakdadır.

IV. kısım; (İslâm Dîni ve Diğer Dinler) kitâbıdır. Burada islâm dîninin vahşet dîni olmadığı, hakîkî müslimânın câhil olmadığı, ilkel dinler, semâvî dinler, islâmiyyetde felsefe olamıyacağı konuları açıklanmakdadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olduklarını yukarıda bildirdik.] Cismlerin maddesi de, sıfatları da,<br />

hâdisdir. Burada dört şey düşünülebilir:<br />

1 — Müslimânlara, yehûdîlere ve nasârâya ve mecûsîlere göre,<br />

cismlerin maddeleri de, sıfatları da hâdisdir.<br />

2 — Aristoya ve onun yolunda olan felsefecilere göre, cismlerin<br />

maddeleri de, sıfatları da kadîmdir. Ya’nî ezelîdir, hep vardır<br />

derler. Bu sözün yanlış olduğunu, modern kimyâ bilgisi kesin olarak<br />

bildirmekdedir. Böyle inanan ve söyliyen, müslimânlıkdan çıkar.<br />

Kâfir olur. İbni Sînâ [1] ile Fârâbî [2] de kadîm demekdedir.<br />

3 — Aristodan önce olan felesoflara göre, maddeleri kadîm<br />

olup, sıfatları hâdisdir derler. Bugün, fen adamlarının çoğu da böyle<br />

yanlış düşünmekdedir.<br />

4 — Maddenin hâdis, sıfatların kadîm olduğunu söyliyen olmamışdır.<br />

Calinos bu dördünden hiçbirine karar verememişdir).<br />

Müslimânlar, maddelerin ve sıfatlarının hâdis olduğunu birkaç<br />

yoldan isbât etmekdedir. Birinci yol, maddeler ve bütün zerreleri<br />

hep değişmekdedir. Değişmekde olan şey, kadîm olamaz. Hâdis<br />

olması lâzımdır. Çünki, her maddenin, kendinden öncekinden<br />

meydâna gelmesi işi, sonsuz öncelere kadar gidemez. Bu değişmelerin<br />

bir başlangıcı olması, ya’nî ilk maddelerin, yokdan var edilmiş<br />

olmaları lâzımdır. Yokdan var edilmiş olan ilk maddeler bulunmasaydı,<br />

ya’nî sonraki maddenin kendinden önceki maddeden hâsıl<br />

olması işi sonsuz öncelere gitseydi, maddelerin birbirlerinden meydâna<br />

gelmelerinin bir başlangıcı olmazdı ve bugün hiçbir maddenin<br />

var olmaması lâzım gelirdi. Maddelerin var olmaları ve birbirlerinden<br />

hâsıl olmaları, yokdan var edilmiş ilk maddelerden üremiş<br />

olduklarını göstermekdedir.<br />

Ayrıca deriz ki, gökden düşen bir taşa, sonsuzdan geldi denemez.<br />

Çünki sonsuz, başlangıcı, ucu yok demekdir. Sonsuzdan gelmek,<br />

yokdan gelmek olur. Sonsuzdan geldiği düşünülen şeyin, gelmemesi<br />

lâzım olur. Gelen birşeye, sonsuzdan geldi demek, akla,<br />

fenne uymıyan ve câhilce bir söz olur. Bunun gibi, insanların birbirlerinden<br />

hâsıl olmaları, sonsuz öncelerden gelemez. Yokdan<br />

yaratılmış olan bir ilk insandan başlıyarak üremeleri lâzımdır.<br />

Yokdan var edilmiş olan ilk insan olmayıp, insanların birbirlerinden<br />

hâsıl olmaları, sonsuz öncelerden gelmekdedir denirse, hiçbir<br />

insanın var olmaması lâzım olur. Her varlık için de böyledir. Maddelerin,<br />

cismlerin birbirlerinden hâsıl olmaları için, (Böyle gelmiş<br />

[1] İbni Sînâ Hüseyn, 428 [m. 1037] de vefât etdi.<br />

[2] Muhammed Fârâbî, 339 [m. 950] de Şâmda vefât etdi.<br />

– 77 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!