01.03.2013 Views

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

I. Uluslararası Spor Hukuku Kurultayı<br />

linden, burada da belirttiğimiz gibi, 3530 sayılı, o zamanki adıyla Beden Terbiyesi<br />

Umum Müdürlüğü Yasasının 1938 yılında çıkarılmasıyla bir tabana kavuşmuş<br />

ve sabah oturumunda eski bakanlarımızdan Sayın Refaittin Şahin’in de belirttiği<br />

gibi, gerçekten ciddi an lamda spora katkılar yapmış olan bu yasayla uzun yıllar<br />

yönetilmiştir. Daha sonra 3289 sayılı yasa ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü<br />

haline gelmiştir yapı (Önce Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü, daha sonra<br />

Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü ve Beden Terbiyesi ve Spor Genel Müdürlüğü<br />

halinden 3289 sayılı Yasayla Genç lik ve Spor Genel Müdürlüğü şekline dönüşmüş<br />

ve bugünlere devlet içindeki spor organizasyonu ulaşmıştır). Bugün futbolu<br />

hariç tutarsak 57 spor federasyonunu bünyesinde barındıran, birçok il ve ilçemizdeki<br />

spor tesislerinden de sorumlu olan bir büyük yapı. Tabii bu yapının genel<br />

anlamda spora verdiği büyük önem, destek inkâr edilemez, yıllar içinde destek<br />

artarak devam etmiş ve nihayet yine sabah açı lış oturumunda da bahsedildiği<br />

gibi yıllar içinde gelinen nokta özerklik kavramıyla buluşmuş ve 4, 5 yıl öncesi<br />

ilk uygulamalar başlatılarak federasyonlar birer ikişer özerk bir statü kazanmaya<br />

başlamışlardır. Futbolu hep hariç tutuyorum, çünkü fut bol ayrı bir organizasyon,<br />

kendi yasası var ve Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün tamamen dışında bir<br />

yapı, o nedenle sözünü ettiğim hep genel spor organizasyo numuz olacak.<br />

Spor çok dinamik bir olay, sadece belki sporda bugünün işini yarına bırakma<br />

şansımız yok. Biz sporu Kamu İhale Kanununun getirdiği birtakım kısıtlamalarla<br />

zaten yönetemeyiz, bu mümkün değil. İşte bir kamp yapacaksınız, ya da<br />

bir ulusla rarası faaliyet düzenleyeceksiniz. Bunun limitleri doğrudan temin satın<br />

alma sınırları dışına çıktığı anda zaten üç aylık bir süreci işletmek zorundasınız,<br />

ihale sürecini, satın alma sürecini, anlaşmak için bunlar da gerekli. Bugünün koşullarında<br />

zaten özerk bir yapı olmadıkça bunun yürütülmesi mümkün değil,<br />

ama özerklikte de bir takım sıkıntıların olduğunu hep birlikte yaşıyoruz, biliyoruz.<br />

Bugün yönetmeliklerle düzenlenen spor federasyonlarının özerklik yapısının<br />

belki bir kanunla daha geçerli bir hukuki baza oturtulmasında ben şahsen yarar<br />

görüyorum.<br />

Dünyada hemen hemen sayılı ülke bizdeki modelle sporunu yönetiyor, yani<br />

hem bir devletin spor organizasyonu var, bir de şimdi bahsedeceğim Türkiye Milli<br />

Olim piyat Komitesi kanalıyla yürütülen çalışmalar var. Bu iki yapı Türkiye’de<br />

uyumlu bir işbirliğini yıllar içinde hep sergilemişlerdir, bugün de öyle, ancak sonuçta<br />

iki ayrı tüzel kişilik, iki farklı organizasyon modeli. Bu model dünyada pek<br />

az ülkede uy gulanıyor, günümüzde spor daha bağımsız, daha özerk, genelde de o<br />

ülkenin Milli Olimpiyat Komitesinin çatısı altında organize oluyor.<br />

Bir de dünya sporunu yöneten bir büyük şemsiye var, Uluslararası Olimpiyat<br />

Komitesi ki bugün 205 üyesinin olduğu, dünyanın en büyük spor organizasyonu,<br />

merkezi Lozan’da, logosu beş kıtayı simgeleyen halkalardan oluşuyor ve Baron De<br />

Cubertin tarafından kurulan bir önemli organizasyon. Kuruluş yıllarında “Olimpiyatlarda<br />

kazanmak değil katılmak önemli” felsefesi hâkimken, artık günümüz­<br />

19

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!