01.03.2013 Views

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Ankara</strong> <strong>Barosu</strong> Yayınları<br />

zel, ay dınlatıcı sunumunuz için teşekkür ederim. Sunumunuzun başında dediniz<br />

ki, spor alanı devletlerden, devlet hukukundan bağımsızdır veya bağımsız olmalıdır<br />

ki dün yadaki genel trend o yönde. Fakat sonrasında özellikle Almanya’daki<br />

son kanun değişikliğiyle doping maddesi kullanan bir sporcunun üç yıl hapis<br />

cezasıyla ceza landırılacağını, bu hüküm gereğince devlet tarafından cezalandırılacağını<br />

ifade etti niz. Buna benzer bir düzenleme şu anda Türkiye Parlamentosuna<br />

da hükümet tara fından iletildi, yakın zamanda da kanunlaşacak gibi görünüyor<br />

ve üç yıllık bir hapis cezası Türk hukukunda da geçerli hale gelecek. Ben bu hukuki<br />

tutumun, bu hukuki yaklaşımın spor hukukuna hâkim olan, yani özellikle<br />

spor kurumlarının bağımsız ve otonom olmasına ilişkin temel prensiple çeliştiğini<br />

düşünüyorum. Bu çerçevede de ben sizin kişisel fikrinizi öğrenmek istiyorum.<br />

Teşekkür ederim.<br />

Aynı zamanda Ümit Beye ve Fehim Hocaya da bir sorum olacak. Şimdi Ümit<br />

Hocamın da isabetle ifade ettiği gibi gerek hukuk sorumluluğunda, gerek cezai<br />

sorumluluk bakımından sorumluğu ortadan kaldıran, özellikle sporcuların birbirine<br />

verdiği zararlar itibarıyla sorumluluğu ortadan kaldıran temel ilke rıza hukuka<br />

aykı rılığı ortadan kaldırır. Yani volenti non fit iniuria temel prensibi. Bu prensip<br />

tabii ki özellikle Medeni Kanunun 23. maddesinde rızanın kişilik haklarını<br />

ihlal etmeyecek şekilde verilmesi, ancak o sınıra kadar geçerli olabileceği yönünde<br />

de bir düzenle me var. Şimdi spor müsabakaları tarafından aslında kıstasları güzel<br />

de ifade ettiniz, öngörülebilir olması ve spor kuralları içerisinde izin verilen bir<br />

müdahale sonucunda zararın ortaya çıkması gerektiğini söylediniz. Bu izin acaba<br />

seyirciler bakımından da geçerli midir ki yıllar önce bir okçuluk müsabakasında<br />

yanlış hatırlamıyorsam atılan ok seyircilerden birisine saplandı veya eski hukuk<br />

metinlerinde Roma hukukundan günümüze gelen bazı metinlerde örneğin cirit<br />

atılması durumunda ciridin gidip se yirciye saplanması, onu yaralaması durumunda<br />

hukuki cezai sorumluluk ne ola caktır, yani rıza bunu da kapsayacak mıdır<br />

şeklinde bir soru yöneltmek istiyorum. Yani bu rıza da hukuka aykırılığı ortadan<br />

kaldıracak mıdır?<br />

Son soru, Fehim Hocam için de şunu söyleyeceğim, bu dopingle ilgili mevzuat<br />

aslında herkesin referans alması gereken tek bir mevzuata dayanıyor, bu da<br />

WADA mevzuatı. WADA bu konuda temel prensipleri koymuştur ve dünyadaki<br />

bütün fe derasyonlar buna uymakla yükümlüdür hepimizin bildiği gibi. Bazı federasyonlar<br />

arasında uygulama farklılığı olması tabii ki emsal teşkil etmez, bunlar<br />

kötü örnekler dir, bunları bizim esas almamız mümkün değil diye düşünüyorum.<br />

Özellikle o sizin söylediğiniz meşhur güncel olayla ilgili Tahkim Kurulu kararının<br />

da bu anlamda hatalı olduğunu ben düşünüyorum, çeşitli vesilelerle de ifade ettim.<br />

Bunu bir katkı olarak belirtmeyi istedim, teşekkür ederim.<br />

Prof. Dr. DİETER RÖSSNER- Bu çok zor soruya kısa bir yanıt vereceğim.<br />

Bu zıtlığı anlıyorum ve amatör sporları ele alırken perspektifi ayırmanız gerektiğini<br />

dü şünüyorum. Bana göre amatör sporlar çok özerk ve sağlık, eğlence ya da her<br />

68

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!