01.03.2013 Views

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

I. Uluslararası Spor Hukuku Kurultayı<br />

Burada iş hukuku ilkeleriyle spor hukuku ilkelerinin yan yana uygulandığını,<br />

bir ölçüde çatıştığını görmekteyiz. Temel olarak bir hizmet ilişkisi söz konusu, bir<br />

spor cuyla, antrenörle kulüp arasındaki ilişki bir hizmet ilişkisi olarak değerlendirildiğinde<br />

hizmetin serbest işgücünün serbest dolaşımı ilkesinin uygulanması<br />

büyük önem taşıyor, ama öte yandan büyük bir, karşı bir ağırlık var. Sporun<br />

özellikleri, spor sis teminin getirdiği yapı, spor sektörü de bu yapının işgücü, klasik<br />

işgücü ve serbest dolaşımıyla değerlendirilmesinden hoşlanmıyor, ama yan<br />

yana geçinmek zorunda iki sektör de, çok sempatik olmasa da ilişkiler karşılıklı<br />

fedakarlıklarla ağır eleştiriler de olsa bazen katlanma düzeyinde devam ediyor.<br />

Dolayısıyla 1974 yılında ve 1976 yılındaki Dona kararlarıyla bu ayrımcılık yasağı<br />

başladı. Daha sonra Avrupa Birliğin de benim temel olarak vermek istediğim<br />

Bomsan kararı hem ayrımcılık yasağının ortadan kaldırılması ve Avrupa Birliği<br />

içerisinde de serbest dolaşımın gerçek anlam da sağlanması yolunda temel bir karar<br />

oldu. Bu arada yargı kararları yanında çeşitli raporlar, sporu ilgilendiren çeşitli<br />

raporlar söz konusu oldu. Örneğin, 1997 yılında Doris Pek raporu birliğin spor<br />

alanındaki rolüne ilişkin bir rapor niteliğindeydi.<br />

Dün de belirtmiştim çok kısa olarak; Avrupa Birliği anlaşmasında resmi metinlerde<br />

doğrudan doğruya sporla ilgili kapsamı belirten bir düzenleme yok, ama<br />

ekonomik niteliği dolayısıyla, işgücü ilişkileri dolayısıyla Avrupa Birliği de “bu<br />

be nim düzenleme alanım içerisinde” demektedir. 1999 yılında Helsinki raporu<br />

sporun yapısını ve topluluk bünyesinde sporun sosyal etkilerini düzenledi. Avrupa<br />

spor modeli çalışmaları devam etti. Bu arada tabii çeşitli kararlar söz konusu<br />

oldu. Be lirttiğim yapıyı düzenleyen çeşitli yönleriyle yenilikler getiren kararlar söz<br />

konusu oldu. Bunlara girmiyorum. 2003 Temmuzunda da ilk kez spor Avrupa<br />

Sözleşme si kapsamında zikredildi. 2005 yılında ilk defa resmi bir metinde bağımsız<br />

olarak sporun hukuki temelinin yer aldığını görüyoruz Avrupa Anayasasında,<br />

ama bunun gerçekleşememesi nedeniyle tabii bunun yürürlükte bir hüküm olarak<br />

kabul etme miz mümkün değil, ama Avrupa hukukunda bu ilk kez sözleşme<br />

metninde yer al ması itibariyle çok önem verilen bir husus. Bu arada önemli bir<br />

gelişme de oldu; 13.02.2007 tarihinde Avrupa parlamentosu Avrupa’da profesyonel<br />

futbolun gele ceğine ilişkin geniş bir rapor hazırladı. Hatta, ona kesin rapor<br />

da denilmektedir ve bu arada yaklaşık 60 kalem de öneri getirildi. Spor sektörünün<br />

hiç hoş karşılamadığı bir durum olarak ortaya çıktı. Genç oyuncuların<br />

korunması, şeffaflık, özellikle finans konusunda ve büyük kulüplerde özellikle<br />

spor aracılarının denetlenmesi, bu çok çeşitli açılardan önem taşımaktadır. 60<br />

kalemde, bir bağımsızlık, özerklik, otonomi denirken 60 kalemde bir denetim<br />

ve dolayısıyla bu hiç hoş karşılanmadı. Sadece rekabet hukuku yönü değil ve bu<br />

konudaki hoşnutsuzluğu da gerek Uluslararası Olimpiyat Komitesi, gerekse FIFA<br />

yazılı olarak da ifade ettiler.<br />

Avrupa Birliği “spor benim de ilgi alanımdır, işgücü ilişkileri dolayısıyla ekonomik<br />

niteliği taşıdığı için ben bununla ilgili düzenlemeleri yaparım” dedi. Bu da<br />

tabii özerklikle bağdaşmıyor. Genellikle bu konuda problem ortaya çıktığında<br />

301

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!