01.03.2013 Views

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

l. ULUSLARARASI SPOR HUKUKU KURULTAYI - Ankara Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

I. Uluslararası Spor Hukuku Kurultayı<br />

karar var. Fakat bunların bence önem teşkil eden birkaçına değinmek istiyorum.<br />

İlk karar 12.12.1974’te alınan Walrave ve Koch’un Uluslararası Bisiklet Federasyonuna<br />

kar şı açtığı bir davadır. Burada Uluslararası Bisiklet Federasyonu, Dünya<br />

Bisiklet Şam piyonasında yarışta hızını belirleyen ilk yarışçıyla yarışı tamamlayan<br />

son yarışçının aynı tabiiyette olmasını öngören bir kural koyuyor. İki Danimarkalı<br />

Walrave ve Koch da İspanyol takımında yarışmak istiyorlar. Fakat UCI’nin<br />

kararlarına, regülasyonla rına aykırı olduğu için bir dava açıyorlar. Davada da sonuçta<br />

Avrupa Toplulukları Adalet Divanına bir Prelimary Ruling dediğimiz ön<br />

karar verme talebiyle topluluk kurucu anlaşmasının yorumlanmasıyla ilgili başvuruda<br />

bulunuluyor. Bu karardan üç önemli sonuç çıkıyor: Birincisi, Avrupa Topluluklarının<br />

kurucu anlaşmasının 2. maddesinde belirtilen ve bir nevi Divanın,<br />

daha doğrusu Avrupa Toplulukları hu kukunun kapsamını belirleyen ekonomik<br />

aktivite, ekonomik faaliyet zorunluluğu, burada Divan sporun ekonomik bir faaliyet<br />

olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla birlik hukukunun içinde değerlendirilmesi<br />

gerektiğinden bahsederek karara geçiyor. Bir diğer önemli husus da, milli takım<br />

belirlemeye ilişkin Uluslararası Bisiklet Federas yonunun verdiği kuralın tamamıyla<br />

sportif kaygılardan kaynaklandığını, bu durumun da ekonomik bir faaliyet<br />

içermediğini, ekonomik bir aktivite içermediğini, böyle bir bağ kurulamayacağını,<br />

dolayısıyla bu tarz salt sportif kararlarda talimatlara da ­ kaba tabiriyle ­ işin<br />

bu kısmına karışmayacağını belirtiyor.<br />

Bir diğer önemli sonucu da, 1974’teki bu davaya kadar genelde savunma makamı<br />

devletler, fakat bu sefer gördüğümüz üzere savunma makamı bir uluslararası<br />

federasyon, bu anlamda da birlik hukukunda dikey olarak tanımlanan devletle<br />

va tandaş etkisi yanında artık yatay bir etkinin olduğundan da bahsediliyor. Nispeten<br />

eşitler arası bir etkinin olduğundan da bahsediliyor.<br />

Bir sonraki karar, Gaetano Dona ­ Mario Mantero, 1976 tarihli bir karar. Eski<br />

kararlarda şöyle bir sıkıntı yaşıyoruz: Yeni kararlarda olayın bizim yargı kararlarında<br />

“olaylar” diye başlayıp, bütün ayrıntısıyla olayın kronolojisini çizen ve anlatan<br />

kısım eski kararlarda pek yok. Dona’da da bunun sıkıntısını çektim ve internet’ten<br />

yaptığım araştırma ve başkalarının yazdığı makalelerden alıntı yaptım. Dolayısıyla<br />

olayın o kronolojisinin ne kadar doğru olduğu konusunda tereddütlerim<br />

var. Çün kü farklı söylemler söz konusu. Burada 1976’da açılan davada, o yıllarda<br />

İtalyan Futbol Federasyonu kurallarına göre İtalyan ligi müsabakalarında<br />

sadece İtalyan vatandaşı olanlar yarışabiliyorlar. Revigo diye de bir kulüp var, bu<br />

kulübün baş kanı Bay Dona’yı görevlendiriyor ve kendisinden oyuncu bulmasını<br />

istiyor. Bunun üzerine Dona Belçika’da bir gazeteye ilan veriyor ve birtakım<br />

oyuncuların teklifini alıyor. Fakat oyuncular yabancı ve Revigo Başkanına götürüyor.<br />

Revigo Başkanı da yabancı oyuncularla görüşmüyor, Dona’nın da bu<br />

servisi karşılığı ödemesi gereken hizmetlerinin karşılığını ödemiyor. Çünkü İtalyan<br />

ligi kurallarını bilmeden işlem yap tığını iddia ediyor. Bunun üzerine Dona<br />

FIGC kurallarının ve Avrupa Birliği Kurucu Anlaşmasına aykırı olması, madde<br />

7 kapsamında aykırılığını iddia ediyor. Madde 7 ise birlik vatandaşlarının, birliğe<br />

309

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!