23.03.2018 Views

Stahl’ın Temel Psikofarmakolojisi.compressed

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

eraber alınmadığında muhtemelen kuvvetli bir etki için gerektiğinden çok daha az D 2 reseptörü<br />

işgal etmektedir. Yukarıda ketiyapin için belirtildiği gibi, özellikle hafif bir yemek<br />

ile beraber alındığında (500 kalori) bazı hastalar için ziprasidonun da günlük tek doz alımı<br />

uygun olabilir. Ancak bu konu üzerinde yeterince çalışılmamıştır.<br />

Ziprasidon kullanımında ortaya çıktığı düşünülen tehlikeli QTc uzaması ile ilgili ilaç<br />

ilk kullanıldığı zamanki endişelerin artık doğru olmadığı düşünülmektedir. Zotepin, sertindol<br />

ve amisülprid’in aksine ziprasidon doza bağımlı QTc uzamasına sebebiyet vermemektedir<br />

ve çok az ilaç ziprasidonun plazma düzeyini artırma potansiyeline sahiptir.<br />

Paliperidonun da (ve risperidon ile ilişkili) QTc aralığını ılımlı bir şekilde artırdığına dair<br />

uyarı vardır. QTc aralığını artıran herhangi bir başka ilaç aldığı bilinen hastalarda tüm bu<br />

ajanların daha dikkatli verilmesi ve rutin EKG izlemesi tavsiye edilmemektedir. Kardiyak<br />

problemli hastalarda her hangi bir atipik antipsikotik veya psikotrop kullanılırken her<br />

zaman dikkatli olunmalıdır. Bu tüm hastalara her hangi bir atipik antipsikotik yazılmadan<br />

önce yapılan rutin risk-yarar hesaplamasının bir parçasıdır.<br />

Ziprasidonun en ayırıcı özelliği, 5-HT 2C antagonist özelliği olmasına rağmen (Şekil 10-<br />

59 ve 10-95), muhtemelen herhangi bir antihistaminik etkisinin olmaması nedeniyle kilo<br />

alımına çok az veya hiç eğiliminin olmamasıdır (Tablo 10-2). Bununla beraber, ziprasidonun<br />

dislipidemi, açlık trigliserit düzeyinin yükselmesi veya insülin direnci ile bir miktar<br />

ilişkisi var gibi görünmektedir (Tablo 10-3 ve 10-4). Aslında yüksek riskli antipsikotik<br />

kullanımından dolayı (Tablo 10-3) kilo alımı ve dislipidemi gözlenen hastalarda, ziprasidon<br />

tedavisine geçiş yapıldığında ve bu tedavi devam ettirildiğinde genellikle kilo kaybı<br />

ve açlık trigliserit seviyelerinde azalma görülebilmektedir.<br />

Bir antipsikotik kardiyometabolik riski artırıp diğeri artırmadığında bu klinik açıdan<br />

anlamlı mıdır (Tablo 10-3, 10-4)? Bu sorunun cevabı ancak bir psikofarmakoloğun bir<br />

hastanın diabete yakalanması veya kalp krizi (miyokard infarktüsü) geliştirmesi için kaç<br />

hastayı bu ajanlar ile tedavi etmesi gerektiğinin bilinmesi ile bulunabilir. Bu sayı zararın<br />

başlangıcı için gereken sayı olarak bilinmektedir. Herhangi bir hastalık durumunun olmadığı<br />

koşuldan diabete veya miyokard infarktüsüne kadar geçen aşama 10 yıl civarında<br />

bir süre almaktadır (Şekil 10-60) ve bu ciddi mental hastalığa sahip hastalarda beklenen<br />

yaşam ömrünün 25 yıl kadar azalmasına sebebiyet vermektedir. Klinik denemelerden elde<br />

edilen istatistikler, hastalardan birinin atipik antipsikotik kullanımdan dolayı diabetik olabilmesi<br />

için hastaları 10 yıl boyunca tedavi eden psikofarmakoloğun bunun için sadece<br />

25 erkek hastayı olanzapin ile veya 100 erkek hastayı risperidon veya ketiyapin ile tedavi<br />

etmesi gerektiğini göstermektedir. Ancak bunun ziprasidonda meydana gelmeyeceği tahmin<br />

edilmektedir (Tablo 10-3). Aripiprizol de diabet riskini artırmamaktadır, bunun bifeprunoks<br />

ve amisülprid için de doğru olduğu söylenebilir; ancak bu konuda daha ileri<br />

çalışmalar ve yeni ilaçlara ihtiyaç vardır (Tablo 10-4). Benzer olarak, bir hastanın antipsikotik<br />

ilaç tedavisi sebebiyle miyokard infarktüsü geliştirebilmesi için, 10 yıllık bir tedavi<br />

içerisinde olanzapinin 200 hastaya uygulanması, ketiyapinin 300 ve risperidonun<br />

1500 hastaya uygulanması gerekmektedir. Ziprasidon veya aripiprazol gibi ajanlarda göreceli<br />

olarak hiçbir ek risk bulunmamaktadır. Bundan dolayı bir psikofarmakoloğun onlarca<br />

yıllık kariyeri boyunca yaptığı antipsikotik seçimi hastaları üzerinde büyük<br />

değişimlere yol açabilir. Bazen bu risklerin artışı psikotik rahatsızlığın şiddeti ile ilişkilendirilebilir;<br />

ancak bir psikofarmakolog sadece metabolik izlem ile bu riski klinik etkinliğin<br />

yararına karşı tartmak durumunda kalabilir.<br />

Ziprasidonun düşük kardiyometabolik risk göstermesi ile ilişkili olan farmakolojik<br />

özellikleri halen bilinmemektedir; ancak bu mekanizma ziprasidonun insülin direnci ve<br />

Antipsikotik İlaçlar<br />

417

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!