05.01.2015 Views

kısım 1 temel kalp yetersizliği - Rasim Enar

kısım 1 temel kalp yetersizliği - Rasim Enar

kısım 1 temel kalp yetersizliği - Rasim Enar

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

288<br />

KANITA DAYALI KALP YETERSİZLİĞİ KİTABI<br />

Sağ ventrikül içerisinde belirgin 3 kas bandı bulunmaktadır.<br />

Bunlar pariyetal band, septomarjinal band ve<br />

moderatör bandlardır. Pariyetal band, infundibuler septum<br />

ile birlikte triküspit ve pulmoner kapakları birbirinden<br />

ayıran, C şeklinde bir yapı olan “supraventriküler<br />

kristayı” oluşturur. Septomarjinal band ise anteriyor<br />

papiller kasa yapışan ve moderatör bandın septumun<br />

ön yüzünden apekse doğru uzanan bölümüdür. İleti<br />

sisteminin sağ dalı septum ve moderatör band boyunca<br />

seyreder.<br />

Triküspit kapak üç yaprakçıktan ibarettir. Bunlar anteriyor,<br />

septal ve posteriyor yaprakçıklardır. Anteriyor<br />

ve posteriyor yaprakçıkların kordaları serbest duvardan<br />

doğan ve moderator bandla kaynaşan büyük anteriyor<br />

papiller kasa uzanır. Posteriyor duvardan çıkan birçok<br />

küçük papiller kasa, posteriyor ve septal yaprakçık kordaları<br />

yapışır. Septal papiller kas ya yoktur veya rudimenterdir.<br />

Anteriyor ve septal yaprakçık kordaları doğrudan<br />

septuma yapışır. Pulmoner kapak, aort kapaktan<br />

daha yüksekte yerleşmiştir. Ön, sağ ve sol olmak üzere<br />

üç yaprakçığı bulunur. Sağ ventrikül genellikle sağ koroner<br />

arterden kanlanır.<br />

İntrauterin yaşamda, pulmoner arteriyollerin hipertrofik<br />

kas tabakasına bağlı olarak pulmoner vasküler direnç<br />

yüksektir. Sağ ventrikül yüksek dirence karşı çalıştığından<br />

göreceli ventrikül hipertrofisi vardır. Doğumla<br />

beraber kandaki oksijen konsantrasyonunda artış, pulmoner<br />

arteriyollerde vazodilatasyona ve pulmoner vasküler<br />

dirençte azalmaya neden olur. Yine, doğum sırasında<br />

plasenta ayrılması ve göbek kordonunun klampı<br />

ile sistemik vasküler direnç hızla yükselir. 140<br />

Yetişkinde ise, ince cidarlı SaV, düşük dirençli akciğer<br />

damar yatağına karşı düşük basınçla çalışır. Pulmoner<br />

arterin diyastolik basıncı ile pulmoner venler ve<br />

sol atriyum basıncı arasında küçük bir fark vardır. Sol<br />

atriyum basıncında herhangi bir artış pulmoner arter<br />

basıncını dolayısıyla SaV’ün işini önemli derecede arttırır.<br />

Aynı şekilde, SV diyastolik doluşu pulmoner venöz<br />

dönüşe bağımlıdır. Bu nedenle, SaV fonksiyonunu etkileyen<br />

bir anormallik de SV fonksiyonunu etkiliyecektir.<br />

Sağ ventrikül duvar hareketleri de yapısı kadar karmaşıktır.<br />

Sistol sırasında SaV’ün sinus bölümünde, bazalden<br />

apekse doğru longitudinal kısalma ve septuma<br />

doğru ise, radiyal hareket oluşmaktadır. Yine aynı anda,<br />

sirkumferensiyal harekette SaV rotasyonuna neden olmaktadır.<br />

İnfundibulum bölümündeki kasılma hareketi<br />

ise, sinus bölümünden yaklaşık 25msn sonra başlayarak,<br />

SaV’de “peristaltik” bir harekete neden olur. 141<br />

Sol ventrikülde olduğu gibi SaV fonksiyonları da,<br />

<strong>kalp</strong> hızı, ritm, kontraktilite ve yüklenme durumlarından<br />

etkilenir. Normal SaV sistolik fonksiyonu ard yüke<br />

bağımlıdır. Bu bağımlılık akciğer hastalıklarıyla ilgili<br />

fizyopatolojik durumlarda belirginleşir. Sistolik fonksiyonlar<br />

<strong>temel</strong> olarak, EF ile, diyastolik fonksiyonlar ise;<br />

İVRZ, esneklik ve ventrikül diyastolik doluş özellikleri<br />

ile değerlendirilir. Değerlendirmede, hem girişimsel<br />

hem de girişimsel olmayan metodlardan yararlanılır.<br />

Ekokardiyografi, radyonüklit anjiyografi, manyetik<br />

rezonans (MR), bilgisayarlı tomografi (BT), termodilüsyon<br />

ve anjiyografi, günümüzde yararlanılan metodlardır.<br />

Bunlardan kısa sürede uygulanabilen, sık tekrarlanabilen<br />

ve girişimsel olamayan bir yöntem oluşu ile<br />

ekokardiyografi klinik pratikte büyük avantaja sahiptir.<br />

Radyonüklit anjiyografi, MR, BT gibi gelişmiş tekniklerden<br />

ise, hasta başında yapılamaması, tetkikin uzun<br />

sürmesi, her merkezde bulunmaması ve nispeten pahalı<br />

oluşu nedenleriyle, sınırlı sayıda vakada yararlanılır. Üç<br />

boyutlu ekokardiyografi ile hacim ve fonksiyon değerlendirmede<br />

umut verici çalışmalar bulunmakla birlikte,<br />

bu konuda henüz klinik deneyimin az oluşu kullanım<br />

sınırlılığını oluşturmaktadır.<br />

2. Sağ Ventrikül Fonksiyonlarının<br />

Ekokardiyografi ile Değerlendirilmesi<br />

Sağ ventrikülün kompleks anatomik yapısı, düzensiz<br />

endokardiyal yüzeyi ve dar akustik penceresi ekokardiyografik<br />

değerlendirmede zorluk yaratmaktadır. Bu<br />

nedenle günümüzde, SaV fonksiyonlarının değerlendirilmesinde,<br />

geleneksel ekokardiyografi ölçümlerinin yanında,<br />

DDE ve strain görüntüleme teknikleri ile yapılan<br />

çalışmalar hız kazanmıştır.<br />

A. İki boyutlu ve “M-Mod” ekokardiyografi:<br />

• Sağ ventrikül çapları, hacimleri ve ejeksiyon fraksiyonu:<br />

Sağ ventrikül, iki boyutlu ekokardiyografi ile görsel<br />

olarak, parasternal uzun eksen, kısa eksen ve apikal 4<br />

boşluktan değerlendirilebilir. Normalde, SaV büyüklüğü,<br />

SV’ün yaklaşık 2/3’ü kadardır. 142 Normal bir SaV’ün<br />

hilal şeklindeki yapısı, ventrikül hacimlerinin hesabını<br />

zorlaştırmaktadır. Sağ ventrikül patolojilerinde ise, SaV<br />

genişledikçe şekli daha elipsoid hale geldiği için hacim<br />

değerlendirmeleri kolaylaşır. Sağ ventrikül çaplarının<br />

parasternal uzun eksen görüntüler üzerinden “M-Mod”<br />

ile ölçümü, SaV‘ün kompleks anatomisine rağmen kullanışlı<br />

olduğu bildirilmektedir. 143 Bu yöntem ile ölçülen<br />

SaV EF’nun, radyonüklit anjiyografi ile belirlenen EF ile<br />

yakından ilişkili olduğu gözlenmiştir. 144<br />

Sağ ventrikül çapları, apikal 4 boşluktan yada parasternal<br />

uzun eksenden değerlendirilebilir. Şekil 31’de<br />

SaV’ü ileri derecede genişlemiş bir hastanın, parasternal<br />

uzun eksen ve apikal 4 boşluk görüntülerden SaV sistol<br />

sonu çapı ölçümleri gösterilmiştir.<br />

Sağ ventrikül diyastol sonu ve sistol sonu hacimleri,<br />

SV’de olduğu gibi “Simpson” veya “area-length” metodu<br />

ile değerlendirilir. Simpson metodu ile hacimlerin<br />

gerçek değerinden %40 fazla bulunabildiği gösterilmiştir.<br />

107 Bunun nedeni trabekülasyonlar, papiller kaslar,<br />

septumun dış bükey şekline bağlı hacim değişiklikleri<br />

olabilir. Yine de bu kural, hacim hesaplarında yaygın

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!