kısım 1 temel kalp yetersizliÄi - Rasim Enar
kısım 1 temel kalp yetersizliÄi - Rasim Enar
kısım 1 temel kalp yetersizliÄi - Rasim Enar
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kalp Yetersizliği Sendromu 59<br />
Diüretik tedavi semptomatik <strong>kalp</strong> yetersizliğinde ilk<br />
seçenektir, günümüzde genellikle ACEİ’ler ile birlikte<br />
kullanılmaktadırlar. Hipertansiyon tedavisinde ise daha<br />
düşük dozlarda kullanılan diüretikler tedavinin birinci<br />
sırasında olmaya devam ediyorlar.<br />
Giriş<br />
Diüretikler günümüzde de konjestif KY’de önemli rollerini<br />
sürdürmektedirler.<br />
Diüretik tedavi konjesyon veya hipertansiyonunun<br />
herikisinde de kullanılabilir; diüretik tedavi ile böbrekten<br />
su ve tuz reabsorbsiyonunu inhibe edilerek kan volumu<br />
azalır, kalbin dolum basınçları düşer ve sonra da<br />
duvar stresi, pulmoner ödem, periferik konjesyon azalır,<br />
ayrıca norohormonal aktivasyon da diüretikler tarafından<br />
suprese edilebilir.<br />
Hipertansiyonda ise diüretikler kan basıncında etkin<br />
kontrola sebep olmakta, bundan dolayı inme, konjestif<br />
KY, koroner hastalık ve total mortalite insidensinde<br />
azalma ile ilişkili bulunmuştur.<br />
Diüretikler ile plazma volumunu azaltarak paradoks<br />
olarak RAAS ve SSS’leri aktive edebilir; bu etki çoğunlukla<br />
su ve sodyum retansiyonunu artırabilir, bir müddet<br />
sonra ise SV ejeksiyonuna impedans da (engelleme) şiddetlenebilir<br />
(artmış sistemik vasküler rezistansa bağlı olarak);<br />
sonuçta KY remodelinginin progresyonuna olumsuz<br />
katkı sağlayarak atım hacmi ve sistemik perfüzyonu<br />
düşürerek böbrek yetersizliğini de kötüleştirebilirler.<br />
Sıvı retansiyonu ve ödemde vucuttan su ve tuz uzaklaştırılması<br />
gerekiyorsa, yüklenmiş volum durumunun<br />
azaltması için diüretikler tartışmasız <strong>temel</strong> ajanlardır.<br />
Kalp yetersizliğinde her zaman konjesyon bulunmaz,<br />
İntermitan veya arasıra kullanılan (“diüretik-atışları”)<br />
diüretik tedavileri birçok hastada konjestif durumlar<br />
geliştirebilir (diüretik sonrası, hipovolemi, RAAS<br />
aktivitesi ile anjiyotendsin ve aldosteron/vazopressin<br />
fazlalığı ile artmış su ve tuz tutulumu).<br />
Su-tuz kısıtlaması ve maksimal nörohormonal blokaj<br />
uygulanan (ACEİ, Bb ile) KKY hastalarında bunlara iyi<br />
uyum sayesinde uzun süreli diüretik tedavisi gerekmeyebilir.<br />
® Uyarı: Klinisyenler, konjestif semptomlardan şikayeti<br />
olmayan hastalarda hipvolemiye sebep olabilecek<br />
yüksek diüretik dozlarının azaltılmasına özen göstermelidir.<br />
Hipovolemi yorgunluk, başdönmesi ve azotemi<br />
ile ortaya çıkabilir; bu tablo dekompansasyonun hemen<br />
öncesindeki, haberci tabloya benzerdir.<br />
Konjestif KY hastalarında diüretik ihtiyacı, oldukça<br />
geniş spektrumludur: Bazı hastalarda, oral düzenli fakat<br />
intermitan, arasıra “atış” şekilnde diüretiğe ihtiyaç<br />
olabilir. Oysa diğer hastalarda yüksek dozlarda veya<br />
kombinasyonlar şeklinde devamlı alınması gerekebilir.<br />
Diüretik almakta olan Kronik konjestif <strong>kalp</strong> yetersizliğinde,<br />
sıvı retansiyonu durumu çözüldükten sonra,<br />
diüretikleri tamamen durdurmak veya “ilaç-tatili” yaratmak<br />
için tedavi gözden geçirilmelidir.<br />
•Genel olarak, seçilen diüretik sınıfı etkili olduğu en<br />
düşük dozda başlanmalıdır. Kısa ve uzun süreli kullanımda<br />
meydana gelen problemler: Hipokalemi, hiponatremi,<br />
metabolik alkaloz ve yükselmiş ürik asit<br />
düzeyi (mevcut barsak konjesyonu, kötüleşmiş renal<br />
fonksiyona bağlı).<br />
•Hiperglisemi, insülin rezistansı, ve nonketotik hiperozmolar<br />
durumların ortaya çıkaması ile karbonhidrat<br />
metabolizması sıklıkla bozulur.<br />
Diüretik-spesifik yan-etkiler: Furosemid ile ototoksisite;<br />
Spironolakton ile galaktore ve ginekomasti; Karbonik<br />
anhidraz inhibitörleri ile metabolik asidoz; Potasyum<br />
tutucu diüretikler (triamteren, spironolakton,ve<br />
amilorid) ile hiperkalemi görülebilir.<br />
Diüretikler ile tedaviye başlamak, özellikle asemptomatik<br />
ve hipertansif SV disfonksiyonunda, standart<br />
olarak (hipervolemiye bağlı semptomatik NYHA sınıf<br />
III-IV KY hastaları hariç) sıklıkla tiyazidler iledir (hidroklorotiyazid<br />
veya klortalidon); bunun için, etkili diüreze<br />
sebep olan tanımlanmış en düşük dozun verilmesi<br />
gerekir.<br />
Tiyazid, tiyazid-tipi diüretikler ve kulp- diüretiklerinin<br />
tiyazidler ile kombinasyonu kolaylıkla hiponatremiye<br />
sebep olabilir.<br />
Konjesyon kötüleştiğinde, sıklıkla standart dozda<br />
kulp- diüretikleri verilir (furosemid, bumetanid veya<br />
torsemid).<br />
Refrakter ödemli durumlarda, farklı diüretik sınıflarının<br />
kombine edilmesi nadiren gerekli olabilir. Su ve<br />
tuz atılımının yetersiz olması (“diüretik rezistansı” denmekte);<br />
özellikle yakında diüretikler ile tedavi olmuş<br />
kişilerde, daha sık yetersiz sodyum ve su kısıtlaması<br />
(önerilen diyete ve tuz kısıtlanmasına iyi uyum gösterememe)<br />
sonucunda gelişir (“sodyum retansiyonu nüksü”<br />
riski). Başarılı diürez için üşük sodyum tüketimine<br />
uyulması esastır.<br />
Akut rezistanstın üstesinden genellikle tekli diüretiğin<br />
dozunun artırılması ile gelinebilir (Bölüm–3.1). Kronik<br />
rezistansta sorunun çözümünde; kulp- diüretikleri<br />
ile birlikte tiyazidler veya potasyum- tutucu diüretiklerin<br />
kullanımından da söz edilmiştir (farklı nefron bölgelerine<br />
etkili ajanların kombinasyonu). Farmakokinetik<br />
olarak; diüretik rezistansını aşmak için, basitce diüretik<br />
dozunu artırmak önemlidir, ilacın biyoyararlığı dikkate<br />
alınmalıdır, örneğin; furosemid, torsemid ve bumetanidin<br />
farklı absorbsiyon kinetiği vardır, bazı olgularda kullanılmakta<br />
olan kulp-diüretiğini değiştirmek faydalı olabilir.<br />
Barsak ödemine bağlı absorbsiyon sorunları olanlarda<br />
diüretiklerin intravenöz verilmesi faydalı olabilir.