01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olanı yıkan ve yeniyi kuran gerçek sosyalist ve devrimci insanı küçültüp, olumsuzu, çürümüşü ve ölmüşü<br />

öne çıkarmak iğrenç bir bayağılıktır. Çünkü böyleleri gerçeğe sırt çevirip, direnen Prometheus'u<br />

yüceltecekleri yerde, işkencenin korkunçluğu karşısında diz çökerek Tanrı Zeus'u yüceltirler.<br />

Bahane teorilerinin, çözülmeyi "normal" ve "insani bir durum" diye aklayarak, bayağı ve sıradan<br />

olana dolaylı yoldan övgüler düzen başka varyasyonları da vardır. Böyleleri, çözülmenin davaya, örgüte<br />

ve insan kişiliğine vereceği ağır zararları hesaba katmazlar; o yüzden de soruna tek yanlı olarak<br />

işkencenin mahkumiyeti yönünden, yani burjuva hümanizmi cephesinden bakarlar. İşkencenin<br />

korkunçluğu ölçüsünde yenilen insanlara, özellikle de sempatizan unsurlara hoşgörülü yaklaşmak<br />

gerekir bir yerde. Ama bu, önderlerin, örgüt çekirdeğini oluşturan kadroların polisin önünde diz<br />

çökmelerine kayıtsız kalmak, bunu "insani bir durum" diye normal karşılamak anlamına gelmez.<br />

Çözülmek, her komünisti ve devrimciyi alçaltan, geçici olsa bile, onu düşmanının zavallı bir aleti<br />

durumuna dönüştüren bir anormalliktir, normalden bir sapmadır. Bunu görebilmek için, çözülmenin,<br />

yoldaşlarının ölümüne veya yıllarca zindanlarda sürünmelerine neden olmak ve devrimin itibarını<br />

ayaklar altına alarak, belli bir süre de olsa düşmanın yararına çalışmak anlamına geldiğini hatırlamak<br />

yeterlidir. Yüce ideallerin savunucusu ve sınıfın öncüsü olarak politika sahnesine çıkmak, bilerek ve<br />

istenerek seçilmesinin yanında, insana büyük sorumluluklar yükleyen ciddi bir meslektir. Bu mesleğin<br />

gereklerini yerine getirmemekle kalmayıp, üstelik örgüt yıkıcısı pozisyonuna düşmek asla hoş görülemez.<br />

Çözülmeyi teori düzeyine çıkarmak, her zaman yazıp çizilerek yapılmaz. Bu bazen, çözülmenin<br />

"teorisiz teorisi" diyebileceğimiz ilginç biçimlerle de çıkar karşımıza. Buradaki bütün hile suskunluk<br />

noktasındadır. Mesela önderlerinin ve kadrolarının hemen tamamına yakını çözüldüğü halde, sanki o<br />

örgütün bu alanda hiçbir problemi yokmuş gibi davranılmasında olduğu gibi. TBKP, Aydınlık ve bazı<br />

ortayolcu akımların onyıllar boyunca yaptıkları budur. Bunlar, bir yandan kadrolarını poliste direnme<br />

ruhuyla eğitme sorununa karşı kayıtsız kalırlarken, bir yandan da yukardan aşağı hepsi de çözülmüş<br />

olsalar bile buna ses çıkarmazlar. Ne bir kimse eleştirilir, ne kıdem düşürülür, ne de örgütten herhangi<br />

bir kişi atılır. Çoğunluğu çözülmüş bir örgüt bir şey olmamışçasına aynı konumlanışla yoluna devam<br />

ederse, bu, adı konmamış eski politikanın izlenmesi, yani çözülmenin yeniden üretime sokulması demek<br />

olur. Oysa, devrimci tarih, en büyük tehlikelerin daima suskunlukla geçiştirilen ve ona karşı<br />

mücadele edilmeyen alanlarda ortaya çıktıklarını öğretir.<br />

Hemen her siyasal grupta ortak olarak görülen bir başka çarpıklık da, çözülme kavramına en dar, direnme<br />

kavramına ise en geniş anlamın yüklenmesidir. Buradaki hile basittir: Hem çözülme hem de<br />

direnme kavramlarının anlamları gerçek yerlerinden oynatılır ve aralarındaki sınır çizgisi iyice<br />

bulanıklaştırılır. Böylelikle, her iki halde de çözülenleri direnenler safında göstermek mümkün olur.<br />

Örneğin, bir yandan, görev aldığı organı ve aynı organdaki yoldaşlarını polise açıklamak, kendi evini<br />

ve ilişkilerini vermek, katılınan eylemleri sayıp dökmek vs. çözülme sayılmaz. Öte yandan, direnme,<br />

polisin bilmediği –bu yüzden de fazla sıkıştırmadığı– bazı kişilerin ve eylemlerin saklanmasına veya<br />

polisin yüklemeye çalıştığı eylemlerin bazılarının kabul edilip bazılarının reddedilmesine indirgenir.<br />

Çözülmeyi mazur göstermek üzere icat edilmiş daha başka örnekler de vardır: "Devrime hizmet<br />

edebilmek için yaşamam gerekiyordu", "öldürmelerini çok istedim ama öldürmediler'', "elektrik<br />

şokuyla bilincimi kaybettim", "ilaç vererek iradem dışında konuşturdular", "başkaları konuşunca<br />

bana bunları kabul etmek düştü", "ifadeyi okutmadan imzalattılar", "eylemleri kabul ederek<br />

örgütümün propagandasını yaptım" vs. gibi. Ama şu var ki, bu bahaneci görüşler arasındaki farklar<br />

ne olursa olsun, sonuçta bunların hepsi de yağmur damlaları gibi birbirlerine benzerler ve amaçları<br />

çözülmeyi haklı göstermektir.<br />

Oysa gerçek devrimci bir hareket hem düşmanını işkence tezgahında yenebileceğine inanır, hem de<br />

teorisini bu inanç üzerine kurar. İşkencede yenilmeyi doğal gören veya böyle bir sorun yokmuş gibi<br />

davranan bir hareket ise, hiçbir zaman başarılı direnişler sergileyemez. Çünkü teorisi devrimci olmayanın<br />

pratiği de devrimci olmaz.<br />

12

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!