01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kapısında önce otomatiğin namlusu göründü. Sonra kasklı bir baş uzandı içeriye yavaş yavaş... Karşımdaki<br />

çelik yeleği dizlerine dek inen iriyarı bir polisti.<br />

– Elindekini at! Yatağa yat!<br />

Emirleri son derece onur kırıcıydı. Silahımı atacaktım. Dövmesi için yatağa yatacaktım. Evi rahatça<br />

teslim almalarına boyun eğecektim. Bunları yapamam!<br />

G-3'ü hızla yere attım ve çevik bir hareketle çelik yelekli polisin bana doğrulttuğu silaha sarıldım.<br />

Beklemediği bu hareketin karşısında paniklemişti. Birkaç saniye önce silahını doğrultup, emirler verirken<br />

gücünden çok emin görünüyordu oysa. Öylesine korkuya kapıldı ki beni savurmayı bile akıl<br />

edemiyordu. Güçlü bir savuruşla beni silahtan koparıp yere düşürmesi işten bile değildi, ama karşı<br />

saldırıyı düşünemeyecek kadar panik içinde. Tek düşüncesi kabzasını elinde tuttuğu silahını kendine<br />

doğru çekmek. İkimizin de elleri silaha sarılı. O silahını korumaya çalışıyor, bense koparıp almaya...<br />

Bir yandan da, bu vaziyette, diğer polislerin bulunduğu dairenin giriş kapısına doğru gerisin geri götürmeye<br />

çalışıyordu beni. Bundan yararlanıp çevik bir hamleyle silahın kabza tarafını elime geçirdim.<br />

Silahın kabzası elimdeydi artık. Tetiğin iki kez oynadığını hissettim. Silah sesinin ürküntüsüyle beni<br />

hızla yana savurdu polis. Aynı anda arkadan dört beş el Kollarıma yapıştı. Kapıda o ana dek bizi korkudan<br />

donmuşçasına seyreden diğer polisler arkadaşlarının yardımına koşmuşlardı. Silahı elimden<br />

aldılar.<br />

Polislerin arasındaydım artık. Kollarımı arkaya doğru kıvırdılar. Sanki tepeme gökten yumruk, tekme<br />

ve dipçik yağıyordu. Döve döve ve ite kaka merdivenleri çıkartıyorlardı. Bir kısmı ise boğuştuğum<br />

polisin başına toplanmışlardı.<br />

– Nasıl oldu?..<br />

– Ne bileyim abi. Kız dedim...<br />

Her tarafıma yumruklar yağarken bu cevaba içten içe gülmemem mümkün değildi. O gün 8 Mart'tı<br />

(1985). Yani Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü...<br />

Yumruk, tekme sağanağı arasında evin önüne kadar getirildim. Bizi dehşet içinde seyreden komşular<br />

pencerelere, balkonlara doluşmuşlardı.<br />

– Ne oluyor?..<br />

– Ne yapıyorsunuz kıza? diye soranlar vardı.<br />

Polisler sinirli ve tehdit edici hareketlerle "içeri girin" diye bağırdılar soru soranlara. Slogan atmaya<br />

başladım.<br />

– Yaşasın Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği!<br />

– Kahrolsun Faşist Diktatörlük!<br />

Slogan atmamı önlemek için ağzımı kapatmaya çalışıyorlardı. Bir yandan da sokakta bekleyen ekip<br />

otolarından birinin önüne doğru sürüklüyorlardı beni. Tam arabaya bindirmeye hazırlandıkları sırada<br />

apartman girişinin önünde duran polislerden birinin feryatları duyuldu:<br />

– Yaralanmışım!.. Beni yaralamış!<br />

Bu feryatlar üzerine kendimi yerde buldum. Polislerin ayaklarının altındaydım şimdi. Boğuştuğum<br />

polisin sesiydi bu. Elindeki kanları yaşadığı korkudan sıyrılınca fark etmiş olsa gerekti.<br />

Saçlarımdan tutmuş, sürükleye sürükleye gerisin geri apartmana doğru götürüyorlardı. Yumruklar,<br />

168

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!