01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Hızla giyinip, ısrarlara karşın kahvaltı yapmadan sokağa çıktım. Sokaklarda insanlar vardı. Kimin<br />

nereye gittiği belli değildi. Sanki kalabalık ileri geri gidip geliyordu. Eve gitmem gerekiyordu. Ancak<br />

ulaşım araçları çalışmıyordu. Yaya gitmek zorundaydım.<br />

İstedikleri gibi at oynatamazlar, diyordum. Devrimci örgütler Rusya'da olduğu gibi kıyasıya bir<br />

mücadeleye girip güç kaybetmemişlerdi. Kıyasıya bir mücadele ve zor günler bizi bekliyor...<br />

Onbinlerce işçi ve emekçinin grevi, direnişi kolay bastırılamaz, diyordum. Darbe yapanlar da bunu<br />

biliyorlar... Radyodaki konuşmayı dinledim. Kendilerine tam güvenmiyorlar... Güçlü bir karşı koyuş<br />

darbecileri pişman edebilir...<br />

Bir şeyler yapmalı... Hem de zaman geçirmeden yapmalı. Ayrıldım, eve gitmem gerekiyordu.<br />

İki gün sonra sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. Bazı sempatizan işçilerle görüşmem gerekiyordu, erkenden<br />

çıktım... Grevde olan fabrika işçileriyle görüştüm. Askerler grev yerine gitmiş, ordunun yönetime<br />

el koyduğunu, sokağa çıkma yasağı olduğunu söylemişler. "Şimdilik" herkesin evine gitmesini<br />

istemişler, işçiler grev yerini terk etmek istemiyorlar… Tartaklanarak grev yerinden atılıyorlar.<br />

Revizyonist ve reformist sendika ağalan gönüllü olarak grevleri sona erdiriyorlar.<br />

Bugün 15 Eylül. Bir arkadaşla yapacağımız işlere ilişkin konuşarak yürüyoruz. Ara sokaktan çıkan bir<br />

polis otosu bize yöneldi... Kaçmak için çok geç... Orada bulunan bir dükkâna müşteriymiş gibi girdim.<br />

Polis otosu kapıda durdu, içindekiler inip üzerimi aradılar ve itekleyerek otoya bindirdiler. Caddede<br />

yürümekte olan arkadaşı da aldılar. Çevrede bulunan bir iki esnafa bizi tanıyıp tanımadıklarını sordular.<br />

Tanıdıklarını, mahallenin çocuklan olduğumuzu söylediler. Yine de serbest bırakmadılar.<br />

Sonradan, zaman zaman oturduğumuz kahve sahibinin ispiyon ettiğini öğrendim.<br />

Arkadaşıma nerede kaldığını sordular. Ağabeyinin evinde kaldığını söyledi. Eve gittik, ağabey evde<br />

yoktu, yengesi onlarda kalmadığını söylemiş. Bunun üzerine ablasında kaldığını söyledi. Bu kez<br />

ablasının evine gittik. Ablası onlarda kaldığını, askerden yeni geldiğini söylüyor.<br />

Polisler yumuşamıştı. Bana nerede kaldığımı sordular. Serbest bırakılacağımız düşüncesiyle bir akrabamda<br />

kaldığımı söyledim. Eve gittik, kapıyı 6-7 yaşlarında bir çocuk açtı. Orada kalıp kalmadığımı<br />

sordular, çocuk orada kalmadığımı söyledi.<br />

Sürükleyerek otonun içine attılar. Kapı kapanmadan cop ve yumruk sağanağı başladı. Karakola<br />

götürülünceye kadar ellerim, kollarım davul gibi şişmişti. Karakolda caddeye bakan pencereleri olan<br />

bir odada vurmaya devam ettiler. Biri:<br />

– Bu iş burada yapılmaz. Dışarıdan görüyorlar, dedi.<br />

Bunun üzerine dayağı kestiler. Nasıl dayandığımı merak ediyorlardı. Bende sinir yokmuş. Şef olduğum<br />

anlaşılıyormuş. Böyle yorumlar yapmalarının ve kuduz köpekler gibi ısırmalarının nedeni "of"<br />

dememiş olmamdı. Az sonra günümü görecekmişim.<br />

Uzmanlar almak için yola çıkmışlar, içimden:<br />

– Uzmanlarınız bana vız gelir, diyorum.<br />

Ne yapabilirler? Bana acı çektirmekten başka araçları olabilir mi? Acı yüreğimi ve beynimi teslim<br />

alabilir mi?<br />

Bizi almaya gelecek uzmanlar yolda alacaklarmış. Karakola getirildiğimiz polis otosuna bindirildik.<br />

Zeytinburnu'na doğru yola çıktık. Sakin bir yerde uzman ekibin gelmesini beklemeye başladık.<br />

Beklenen uzmanlar geldi. İtip kakarak gelen minibüse bindirildik. Cebimde bir zincire takılı 3-4 anahtar<br />

vardı. Aramada bulamamışlardı. Atmak için uygun anı yakalayamamıştım. Minibüsün arka koltu-<br />

208

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!