01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Zorbela ayağa kalkıp, hemşirelerin yardımıyla, ilk kez tuvalete gidebildiğimde aynaya baktım: Avurtlarım<br />

çökmüş, gözlerim dışarı fırlayacakmış gibi pörtlemiş, bir deri bir kemik kalmışım. Yüzüm sanki<br />

kanı çekilmiş gibi sapsarı, ve saçlarımda kahverengileşmiş kan lekeleri var. Bu ben miydim? Hâlâ<br />

serumla beslendiğimden hızla iyileşmem de mümkün değildi. Midem yaralanmam sırasında kanla<br />

dolduğu için su dışında bir şey kabul etmiyordu. Ellerimle boğazıma basınç yapıp, midemde biriken<br />

kanları öksürerek dışarı çıkartmaktan başka seçeneğim olmadığını söylemişti doktorlar. Bunlara katlanmaktansa<br />

Şube'de işkence altında olmayı tercih ederdim. Yaralarımdan kopan ağrılar durduk yerde<br />

işkence yapıyordu bana. Ölüp ölmeyeceğim de belli değildi üstelik. Ameliyatın ardından ölen birçok<br />

insanı tanıyordum. Ama yaşamalıydım, benim için ölümü yenmekle, düşmanlarımı yenmek özdeşleşmiş<br />

gibiydi adeta.<br />

İyi kalpli hemşirelerden biri saçlarımı yıkamak istedi ısrarla. Davranışları sıcak ve içtendi, kabul ettim.<br />

Lavaboya kadar gitmek ve başımı eğmek büyük acılara mal olsa da katlandım buna. Temizleme süresi<br />

boyunca saçlarımdan koyu kahverengi bir su akıp durdu. Hemşire tararken tutam tutam saç geliyordu<br />

eline. Başım yıkanınca biraz ferahladım. Yatağıma uzanıp yaşamı ve sevdiklerimi düşündüm uzun bir<br />

süre.<br />

O sırada yattığım bölümle ilgilenen doktor geldi. Diğerlerinin aksine soğuk bir adamdı, hareketleri bir<br />

makineyi andırıyordu. Aklıma gerçek ismimi söyleyip, giriş kaydındaki sahte ismimi sildirmek geldi,<br />

ilk kayıt sırasında yeterince kendime gelmediğimden, sorguda gerçek ismimi kabul etmemek düşüncesiyle<br />

sahte kimliğimdekini söylemiştim. Hastane kayıtlarına bu şekilde yazılmak ölmem durumunda<br />

polisin işini kolaylaştırmaz mıydı? Ölürsem birçoklarına yaptıkları gibi sahte kimliğimle kimsesizler<br />

mezarlığına gömer, cinayetlerini örtbas ederlerdi. Doktor Robot'a –ona bu adı takmıştım– gerçek ismimi<br />

söyleyerek, kayıtların düzeltilmesini istedim. Soğuk bir sesle "Tamam düzeltiriz" dedi, ama sonradan<br />

düzeltilmediği ortaya çıktı. Üstelik verilen raporda da kurşunun göğsümden değil sırtımdan girdiği<br />

yazılmış. Besbelli ki ölme olasılığım karşısında alınmış bilinen önlemlerdi bunlar.<br />

Şube'den gelen polisler odama uğruyorlardı ara sıra. Tanınmamak için tehditlerini ya odanın kapısından<br />

yapıyorlardı, ya da yüzlerini saklıyorlardı. Polise silah çekmemin hesabını soracaklarını söyleyip<br />

gidiyorlardı sonra... Giderken nöbetçi polislere fısıltılı sözlerle anlayamadığım bir şeyler söylüyorlardı.<br />

* * *<br />

Polis operasyonunun ulaşabileceği boyutları düşünmek istemesem de, aklımdan çıkmıyordu hiç.<br />

Ölenler ve yakalananlar olabileceğini düşünmek bedenimdeki ağrılardan daha fazla acı veriyordu<br />

bana. Polisin bizim eve yaptığı baskın diğer örgüt evlerinin de düşmüş olabileceğinin işaretiydi. Siyasi<br />

Şube'den gelen polislerin kapıdan kafalarını uzatıp, "TİKB yok artık" demeleri de bu olasılığı güçlendiriyordu.<br />

Fazla neşeli olmaları pek iyiye alamet değildi. Polis izimizi nasıl bulmuştu? Takip nerelere<br />

kadar uzanmıştı? Yakalananlar arasında kimler vardı? Bunların cevabı benim için meçhuldü şimdilik.<br />

Ancak Şube'ye ya da cezaevine gittiğimde öğrenebilecektim bu soruların cevabını. En iyisi bunları düşünerek<br />

kendimi harap etmemekti. Yaşamalıydım.<br />

Başımda bekleyen nöbetçi polisler gözlerini üstümden ayırmıyorlardı. Konuşmamamdan şikayetçiydiler.<br />

Ve tilki uykusunda olduğum iddiasındaydılar. Söylediklerine göre TİKB timinden değillerdi ve<br />

acıyorlardı bana. Nöbet tutmaktan sıkıldıkları için sohbet etmek istiyorlardı sözümona.<br />

Gündüz nöbetçilerinden biri sır söylüyormuşçasına fısıltıyla:<br />

– Haberin var mı? Y. adındaki arkadaşının çatışmada öldüğünü duydum, dedi.<br />

Sesimi çıkartmadım. Tepkimi belli etmemeye çalışarak, içimde kopan fırtınayı bastırmaya çalıştım.<br />

Belki yalan söylüyordu ama olmayacak şey de değildi.<br />

Konuşmasına devam ederek:<br />

173

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!