01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

– Şekerli sudan başka bir şey almıyorum.<br />

Zile bastı. Kapıda selam durdu asker. Albay emir verdi.<br />

– İki çay, bir şekerli su getir. İşkenceci polis de karşımda oturuyor.<br />

– Neden açlık grevine gerek duyuyorsun? Yazık gencecik bedenine, değer mi?<br />

– İşkence yapıyorlar. İşkence insanlık suçudur. Cezaevinden tekrar aldılar beni. Daha 20 gün bile olmadı<br />

işkenceden çıkalı. Yeniden işkenceye alınmamı protesto ediyorum.<br />

İşkenceci söze karışıyor. Biraz önce falaka çekenler arasında yok sanırsın! Kösele gibi bir suratı var.<br />

– Biz işkence yapmayız.<br />

Albay onu konuşmaya sokmak niyetinde değil. Aldırmıyor. Çayını yudumluyor. Ben de şekerli suyumu.<br />

Devam ediyor albay.<br />

– İnsanın idealleri uğruna savaşması güzel bir şey. Ama aç kalmakla kendine yazık ediyorsun. Bir<br />

doktor olarak açlık grevini doğru bulmuyorum.<br />

– Cezaevlerinde, işkencehanelerde elimizdeki tek silah yaşamımız için. Başka türlü sesimizi<br />

duyuramıyoruz. İşkencenin varlığını gösterebilmek, insanca ve onurumuzla yaşamak için ne gerekiyorsa<br />

onu yapıyoruz.<br />

Hastaneden döndükten sonra işkence yeniden başlıyor. Açlık grevine devam ediyor oluşum morallerini<br />

iyice bozuyor. Hastane kayıtlarına geçirmek zorunda kalmaları da canlarını sıkıyor. Bırakmam için<br />

adeta yalvarıyorlar.<br />

Dokuzuncu gün başka bir hücreye taşıdılar. Yerde battaniye de var. Geniş ve daha aydınlık. Minicik<br />

penceresinden gün ışığı sızıyor. Araba sesleri, çocuk cıvıltıları duyuyorum. Yakın bir yerde düğün<br />

salonu var galiba. Hoş bir müziğin melodisi yayılıyor ortalığa. Battaniyeyi görünce açlığı ve susuzluğu<br />

daha çok hissediyorum. Yere başımı koyar koymaz uyuyorum.<br />

Kapı tıkırtısıyla sıçradım. İşkenceci polis mazgaldan başını uzatıyor.<br />

– İfade verirsen seni cezaevine göndereceğiz. Kaç gündür ifade istiyorlar, vermiyorum.<br />

– Verecek ifadem yok. Cezaevinden aldınız beni. Bu hukuka aykırı.<br />

– Ama sen bize kolaylık göstermiyorsun, olmaz ki.<br />

Kolaylık göstermem, beni "tanıyan" gencin yaptığı gibi istedikleri doğrultuda ifade vermem demek.<br />

İşkence odasına aldılar. Daktilonun başında oturan polis "hadi anlat" dedi. Kimliğimi, adresimi verdim<br />

sadece. İfade vermeyeceğimi tekrarladım. Saçlarımdan çekmeye, yumruklamaya başladılar.<br />

Biraz sonra komiser yukarı kata götürdü beni. Rahat ve "güzel" döşenmiş bir odaya girdik. Masanın<br />

başında oturan emniyet müdürüymüş. Neden açlık grevindeymişim, niye gereken kolaylığı<br />

göstermiyormuşum... Aynı teraneler...<br />

– İşkence yapıyorsunuz.<br />

Çok sinirleniyor bu sözüme. Karşısında ezilip büzülmemi beklerken dikleşmem çileden çıkarıyor onu.<br />

– Yalan söylüyorsun... Polis adil çalışır... Devletimiz büyük... Nutuklara, yalan ve demagojilere öylesine<br />

alıştım ki duymuyorum, dinlemiyorum.<br />

– Beni cezaevine gönderin. İşkence yok demekle suçunuzu gizleyemezsiniz. Hiçbir ifade vermeyeceğim.<br />

Cezaevine gidene dek de grevi bırakmayacağım.<br />

Emniyet müdürü ile nasıl böyle konuşurum! Bir meydan dayağı daha. Falaka... Bağırmadıkça daha<br />

çok sinirleniyorlar. İfade almadan göndermek zorunda oldukları için son derece bozuk moralleri.<br />

198

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!