01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ve temiz yürekli olan bir tanesi anlayamıyor benim bu tavrımın nedenini. Ciddi ciddi alınıyor bundan.<br />

Şaşkın ve biraz da kırgın bir sesle:<br />

– Bizi nasıl tanımazsın? diye soruyor bana; beni ve ailemi anlatıyor, kendileriyle olan yakınlığımızı<br />

anımsatmaya çalışıyor. Ah iyi yürekli, dost insan! Elbette nasıl unuturum seni ve sizleri? Bize gösterdiğiniz<br />

içten ve sıcak yakınlığı, üzerimizdeki emeklerinizi? Ama kimliğimi reddettiğim o koşullarda<br />

sizleri tanıdığımı nasıl kabul ederim? Zaten bu yüzleştirmenin asıl amacı kimliğimi kabul ettirmek<br />

değil. İşkenceciler bu insanlar aracılığıyla asıl olarak beni yeni bir manevi baskının altına almayı deniyorlar.<br />

Sevdiğim, saydığım, bize geçen emeklerinden dolayı sınırsız bir vefa borcu duyduğum bu insanları<br />

karşıma çıkararak, "onların başını da belaya soktuğumu" düşünmemi, "suçluluk psikolojisi"ne<br />

kapılmamı istiyorlar. Akrabalık bağı ve ilişkisinin ötesinde bir ilişkimizin olmadığını pekâlâ bildikleri<br />

halde zavallıların gözünü bu yüzden epey korkutmuş, paniğe sürüklemişler, içlerinden birine fiziki<br />

işkence de yaptıkları belli oluyor. Bu nedenle hepsi adeta yıkılmış bir haldeler. Karşımda ağlıyor, sızlanıyor,<br />

"kendilerini bu durumdan kurtarmam" için yalvarıyorlar. Onların bu halini gördükçe yüreğim<br />

eziliyor. Kahroluyorum. Keşke, keşke yardımcı olabilsem! Onları bu çakalların elinden bir an önce<br />

kurtarabilmek için o an yapabileceğim bir şeyler olsa! Bir tek benden istedikleri şeyi yapamam! Her<br />

şey bir yana, bunun onlara da bir yararı olmaz. Karşısında zayıf kaldığım bir silah olarak kullanabileceklerini<br />

gördükleri andan itibaren onların yakalarını öyle kolay bırakmazlar. Benden istedikleri her<br />

şeyi aldıklarına iyice emin olana kadar bana karşı ellerinde bir koz olarak rehin tutar, bu arada kim<br />

bilir neler yaparlar. Yine çok güç anlar yaşıyorum. Neyse ki bu işkencenin de sonu geliyor. Bu kez bir<br />

fiske bile vurulmadığı halde hücreme indiğimde kendimi bir ton sopa yemiş gibi hissediyorum...<br />

DİRENMEK YAŞAMAKTIR<br />

Savcılığa sevkedileceğimiz gün gelip çatıyor sonunda. Aynı operasyonda gözaltına alındığımız insanlar<br />

daha önce ben hastanedeyken gönderilmişler Selimiye'ye. Geriye sadece eşim ve ben kalmışız. Sabahtan<br />

yukarıya çıkarılıyorum. Götürüldüğüm odada başkomiser Orhan'la birlikte 2-3 işkenceci daha<br />

var. Evrakları hazırlıyorlar. Bir koşuşturmadır gidiyor. Sanki savaş zamanında başkomutanlıktan gelen<br />

"bir dakikalık gecikme bile idamla cezalandırılır" kaydı taşıyan hayati bir emri, günlerdir geciktirmiş<br />

bir posta erinin telaşı var üzerlerinde. O acele havası içinde önüme iki tutanak uzatıyorlar. O güne dek<br />

tek bir tutanak bile imzalamamıştım.<br />

– Okumadan herhangi bir şey imzalamam! diyorum.<br />

– Yahu, diyorlar, zaten geç kaldık. Şimdi bir de sen oyalama bizi. Zaten bir şey yok ki bunların içinde.<br />

Biri "Yakalama ve Üst Arama Tutanağı", diğeri de üzerinden çıkan eşyaları geri aldığına dair "Teslim<br />

Tutanağı"...<br />

– Ne olursa olsun, okumadığım şeyi imzalamam!.. Ayrıca üzerimden çıkan eşyalarımı vermediniz ki<br />

onları geri aldığıma dair tutanak imzalayayım...<br />

– Tamam, verelim. Al işte burada... Bir dolabın çekmecesinden küçük bir paket çıkarıyorlar. İçinde bir<br />

miktar para, alyansım, çakmağım, kemerim, mendilim, vb. var. Param eksik. Ayrıca yakalandığım zaman<br />

elimde olan yağmurluğum falan yok. Üzerine basa basa bunların "çalındığını" söylüyorum. Arsız<br />

arsız sırıtıyorlar. Hırsızlıklarını yüzlerine vurduktan sonra bu konu üzerinde fazla ısrar etmiyorum.<br />

Ama tutanakları okumadan imzalamamakta kararlıyım. Onlar da benim bu konudaki inadımı kıramayacaklarını<br />

bildikleri için çaresiz kabul ediyorlar. Tutanaklara bakar bakmaz bütün o yapay telaş havası<br />

içinde beni nasıl küçük bir oyuna getirmek istediklerini anlıyorum. İmza için açılan isim yerinde<br />

gerçek ismim yazıyor. Ayrıca "Yakalama ve Üst Arama Tutanağında, "... TİKB Merkez Komitesi<br />

Üyesi olarak örgütsel bir buluşmada yakalandığım..." şeklinde bir ibare bulunuyor.<br />

– Bugüne kadar kabul etmediğim iddiaların sokuşturulduğu bir belgeyi imzalamam! Ayrıca ismimi de<br />

doğru yazın.<br />

– Ulan, diyor evrakları hazırlayan, Gıyasettin geldin, Gıyasettin olarak gidiyorsun ya helal olsun sana.<br />

75

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!