01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

asılmış panolar, yazılar bir hayal gibi hızla geçiyor gözlerimin önünden. Sedyede miyim? Kocaman<br />

harflerle yazılmış "Acil Servis" yazısına takıldı gözlerim... O sırada sesler yeniden uzaklaşmaya, çevrem<br />

kararmaya başladı. Yüzüme serin bir rüzgar vuruyor. Başımda telaşlı bir kalabalık var. Üzerime<br />

eğilen insanlar gölge gibi görünüyorlar gözüme...<br />

* * *<br />

Gözlerimin önündeki koyu sis bulutları dağılarak uzaklaşırken ve zifiri karanlıktan ışık huzmeleri<br />

yaklaşırken sayıklamayla bağırma arası bir şeyler söylediğimi hayal meyal hatırlar gibiyim. Daha<br />

sonra üzerime eğilen insan siluetlerinin dikkatle beni izlediklerini, aralarında fısıltıyla konuştuklarını<br />

fark ettim. Belleğimin çok derinlerindeki polis, işkence, silah gibi düşünceler suyun üzerine çıkmak<br />

istercesine beynime basınç yapıp duruyorlar. Bana işkence mi yapıyorlar? Şubede miyim yoksa?..<br />

Ama burası ne Şube'ye benziyor ne de eve...<br />

— Beyin travması geçiriyor!<br />

İlk kez net olarak duyabildiğim bu sözlere tepkim kontrolsuzca bağırmak oldu. Bilincimi zorlayarak<br />

neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordum. Biraz önce bana işkence yaptıklarını düşündüğüm insan<br />

siluetleri, beyaz önlükler giymiş doktor ve hemşirelerden başka bir şey değildi. Gözlerimin önündeki<br />

sisler dağılıp kayboldukça sarı badanalı, ecza kokan bir hastane odasında olduğumu anladım. İki yanımda,<br />

biri koluma diğeri ayağıma takılmış kan ve serum şişeleri asılıydı. Yattığım yer bir perdeyle<br />

diğer hastalardan ayrılmıştı. Kesik kesik inleme sesleri geliyordu perdenin arakasındaki ranzalardan.<br />

Genç bir doktor yaralarımı inceliyordu. Nabzımı ölçtükten sonra:<br />

– Kıl payı kurtuldun. Yaşayacaksın, dedi yumuşak ve rahatlamış bir sesle.<br />

O sırada, doktorun arkasına düşen kapıdan sivil giyimli üç kişi peş peşe içeri girip, yatağıma doğru<br />

yürüdüler. Beynimde bir şeyler kıpırdandı. Bunları tanımıyordum. Ama polis olduklarına kuşkum<br />

yoktu.<br />

– Geçmiş olsun, dedi öndeki.<br />

– Sizdiniz. Siz! Katiller!.. Ani bir refleksle kendime hakim olamadan bağırmaya başladım.<br />

– Görmüyor musunuz? Daha kendine bile gelmedi, diyen doktor polisleri dışarı çıkardı.<br />

Sakinleşmeye, belleğimdeki bulanıklıkları dağıtmaya çalışıyordum. Ama aylardır hiçbir şey düşünmemiş,<br />

yaşamamışım sanki. Beynimde boşluktan, o boşlukta ayrı ayrı yerlere asılmış tek tek<br />

kelimelerden ve onların irtibatını engelleyen zonklamadan başka bir şey yok gibi.<br />

Bitkin bir haldeydim. Sesim öylesine yavaş ve titrek çıkıyordu ki, ancak bir iki kelimelik cümlelerle<br />

konuşabiliyordum. Bedenimin ağrı odakları dışındaki yerleri uyuşmuştu. Üşüyordum. Günlerdir hiç su<br />

içmemişim gibi pas tutup kurumuş ağzımda kan ve kusmuk karışımı berbat bir tat vardı. Ucu bir<br />

makinaya bağlanmış ince bir hortum takılıydı burnumda. Buna rağmen nefes alıp verirken zorlanıyordum<br />

ve bu zorlanma sırasında bedenimin neresinde yara varsa belli ediyordu kendini. Sol göğsümdeki<br />

birbirine çok yakın iki ufak yaranın üzerlerine dikiş atılmıştı. Bu dikişlerin beş altı santim yukarısında,<br />

ucunda kan dolu bir şişenin bulunduğu plastik hortum takılı bir yara daha vardı. Sırtımın sağ tarafındaki<br />

iki ayrı yaranın üzerleri bantlarla kapatılmış, alnımın saçlarımla birleştiği kısmındaki dört beş<br />

santimlik yaraya da dikiş atılmıştı. Vücudumda yer yer deri soyulmaları ve morluklar vardı. Kollarım<br />

yara bere içindeydi.<br />

Göğsümden yaralandığımı hatırlayabiliyordum ama bunlardan neyin kurşun neyin dipçik yarası olduğunu<br />

çıkaramıyordum bir türlü. Doktora sordum: sol göğsümün üzerindeki iki küçük yarayı gösterdi<br />

ve kurşunların akciğerlerimi delip kaburga kemiklerimi kırarak sırtımın sağ tarafından dışarı çıktıklarını<br />

söyledi. Bana tek el ateş ettiklerini sanıyordum oysa. Belki bayılmamdan sonra bir kez daha ateş<br />

171

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!