01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

– Silahlar nerede?<br />

– Evde silah olsaydı kapıyı size böyle açmazdım!<br />

Hemen tim şefinin yanına götürüp, "aynı sözü tekrarla" dediler. Tekrarladım, Tim şefi, elindeki silahı<br />

göstererek;<br />

– Hadi al! Ne yapacaksan görelim! dedi. Ama silahın kabzasını sıkıca da kavramıştı!..<br />

Bir süre dövdükten sonra arabaya bindirdiler. Telsiz sürekli çalışıyor... Kimler yakalandı, nasıl oldu<br />

soruları beynimi kemiriyor...<br />

Şube'ye girdik. Kimsenin benimle ilgilendiği yok. Korktuğum başıma geldi. Polislerin yıllardır aradığı<br />

yoldaşlar yakalandı demek ki... İşkenceye götürseler bir şeyler duyup görürüm belki... Hiçbir şey bilmeden<br />

beklemek daha korkunç, diyorum.<br />

Hücreye götürdüler. Birkaç saat sonra Şube binasının içinde silah sesleri duyulmaya, ardından pencere<br />

camları düşmeye başladı... O anda bir yoldaşı öldürdüler, kaçarken vurduk diyecekler düşüncesiyle çılgın<br />

gibiydim...<br />

Bir süre önce nöbetçi polis "istersen dışarıda otur" demişti. Kabul etmemiştim. Şimdi bir şeyler<br />

öğrenebilirim umuduyla kapıyı vurup, tuvalete gideceğim dedim. Tuvalet dönüşü istersen burada otur<br />

deyince, kabul ettim. Konuşmaya başladık... Yüzünden o anda birinin öldürülmüş olduğu izlenimini<br />

alamamıştım. Fakat hiçbir şey de öğrenemiyordum. Masada açık duran, hücrede kalanların isimlerinin<br />

yazılı olduğu deftere belli etmeden göz gezdirdim. Fakat kendi ismimden başka tanıdık isme<br />

rastlayamadım. Kendi ismimin yanında kırmızı kalemle "yanına kimse verilmeyecek" yazıyordu.<br />

Hücrelerde '83 yılındaki terör havası yoktu. TKP'li birinin "hücrelere bahar gelmiş" dediği kadar olmasa<br />

da '83 yılındaki gibi değildi.<br />

İşkenceye almaya gelen yok. Gelip hiçbir şey sormuyorlar da. Hücrede merak içinde kıvranıyorum...<br />

Nasıl yakalandığımızı, polisin bize nasıl ulaştığını çözmeye çalışıyorum... Yakalanmadan önceki<br />

günlerimi hatırlayıp, şüphelendiğim olayları, bu olaylarla kişiler arasındaki bağlantıları kurmaya<br />

çalışıyordum... Bir noktada düşüncelerim tıkanıyor, çözemiyordum...<br />

Aradan kaç gün geçti, hatırlamıyorum, nihayet yukarı çıkardılar...<br />

– '83'te vermediğin evi bulduk!.. Hepiniz elimizdesiniz...<br />

Büyük bir zevkle, sevinç içinde hava atıyorlar... Önemsiz sorular soruyorlar... Demek ki önemli şeyleri<br />

biliyorlardı... Birçok yoldaşımı yakalamışlardı, neşeleri bundandı. Canım sıkılmıştı, fakat dikkatimi<br />

konuşmaları üzerinde yoğunlaştırıp, yakalanmamıza ilişkin ipuçları bulmaya çalışıyorum.<br />

Bir ipucu yakalamıştım. Bu korkunç bir şeydi! Olamazdı! İnanamıyordum ama "acaba" düşüncesi<br />

kafama yerleşmişti.<br />

15 gün sonra aşağı indirdiler. Artık işkenceyi alt katta yapıyorlardı. Gözlerim bağlıydı, zevk için işkence<br />

yapacaklardı.<br />

– Bu defa senden öğreneceğimiz bir şey yok. Zevk için işkence yapacağız, diyorlardı.<br />

Operasyonla ilgili hava atmaya başladılar. Saçımdan tutup döndürdüler... Askıya astılar. Bu defa askı<br />

daha öncekinden farklıydı. İplerin koltuk altlarını yara yapmasını önlemek için kolları bezle sarıyorlardı.<br />

İz bırakmadan işkence yapma yöntemleri daha gelişmişti. Askıya henüz yeni asmışlardı, operasyonla<br />

ilgili hava atmaları sürüyordu. Bu konuşmalarından birden kafamdaki acaba sorusunun cevabını<br />

netleştirmiştim. Bayıldım.<br />

249

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!