Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
en profesyonelleşmiş elemanlarıyla, devrimin en bilinçli ve en seçkin savaşçılarının karşı karşıya<br />
geldikleri bir çarpışma alanıdır. Buradan çıkarılacak ilk sonuç, en çok yüklenilen cephede, en sağlam<br />
olma gerekliliğidir. Eğer bir örgüt temel direklerini kavramın olumlu anlamında profesyonel devrimciler<br />
üzerine kurabilirse, sadece işkencede iyi direnmekle kalmaz; aynı zamanda onlar etrafında dalga<br />
dalga genişleyen yakın ve uzak sempatizanları da manyetik etki alanı altına çeker.<br />
Bizim gibi sınıf mücadelesinin engel ve zorluklarla sıkça karşılaştığı bir ülkede, profesyonel devrimcilik<br />
olgusu, daha özel bir önem taşır. Buna rağmen çeşitli örgütler profesyonel devrimciliği dernekçilik,<br />
sendikacılık, gerillacılık, dergicilik gibi tek yanlı ve sığ biçimlere indirgeyerek bozuma uğratmışlardır.<br />
Halbuki profesyonel devrimcilik insanların yeteneklerinin ve niteliklerinin tek bir yöne<br />
hapsedilemeyeceği çok yönlü ve bütünlüklü bir kavramdır. Eğer bu meslek küçük burjuva yaşam tarzına<br />
göre biçimlendirilir ve aileden kopmak, dernekçilik yapmak gibi sığ biçimlerde anlaşılırsa, hiçbir<br />
zaman yetkinleşmiş bir savaş örgütü yaratılamaz.<br />
Profesyonel devrimcilik, parti aygıtının belli başlı özelliklerini kendi şahsında yansıtan bir ayna gibidir.<br />
Parti, kapitalizm koşulları altında bile geleceğin sosyalist insanının niteliklerini ve ilişkilerini<br />
mümkün olabildiğince yerleştirmeye çalışan bir organizma, sosyalist ideolojinin, devrimci sınıf<br />
ahlakının ve kültürünün egemen kılındığı bir taşıyıcı, bir öncü aygıttır. Aynı şekilde, komünist militan<br />
da, dünya görüşü, siyasal davranışları, yaşam tarzı, özel mülkiyet dünyasıyla bağlarını koparışı, ahlakı<br />
ve psikolojisi ile, bugünün izlerini taşıyan ama geleceği de temsil eden yeni tipte bir insandır. O, buna,<br />
ideolojik ve politik düzeyini sürekli yükselterek, sermaye düzenine karşı savaşarak, sınıf mücadelesi<br />
içinde pişerek, devrimci ruhunu ve coşkusunu canlı tutarak, kapitalizmin etkilerinden arınarak,<br />
kolektivizm duygusunu geliştirerek ve kahramanlıklar gösterebilmek kadar, sıradan işlerde de sabırla<br />
ve titizlikle çalışarak ulaşabilir. Genelde parti, özelde partili insan bu özellikleri kazanabildiği ölçüde<br />
sağlamlaşacak, yenilmezlik kazanacaktır.<br />
İşte, poliste direnmenin asıl özü buradadır. Sorun bir kez yaşamını devrim ve sosyalizm davasının<br />
doldurduğu, önündeki engelleri aşmaya istekli ve kararlı, sözüyle özü bir, baş eğmemeyi ve ideallerini<br />
yüksekte tutmayı karakter edinmiş profesyonel devrimciler yetiştirmek olarak konduğunda ve bu düzey<br />
tutturulduğunda, geriye fazla bir şey kalmayacaktır. Böyle bir devrimci, ister bir sokakta kıstırılsın,<br />
ister idam sehpasına çekilsin, ister zindana kapatılsın, isterse işkence tezgahına alınsın davasına ihanet<br />
etmeyecek, hepsinde de aynı ihtilalci tavrı koyacaktır.<br />
VI<br />
Kimileri devrimci politikanın alanını temel konularla, genel strateji ve taktiklerle sınırlama eğilimi<br />
gösterirler. Tabii bu, sınıf mücadelesinin ana yönlerinin eklentisi durumundaki bazı özel alanların ihmali<br />
pahasına yapılır. Bu durumda, o alandaki mücadelenin bilinçli ve planlı gelişmesinin yerine,<br />
kendiliğindencilik teorisi geçirilmiş olur.<br />
İşkenceye karşı mücadele ve işkencede direnme sorunu bu tutumun tipik örneklerinden biridir. Devrimci<br />
hareketin bu alanda direniş politikaları oluşturmaya; yol gösterici tezler, kurallar ve talimatlar<br />
formüle etmeye karşı genellikle ilgisiz kaldığı, daha doğrusu yara kaşıma fobisiyle hareket ettiği<br />
görülmektedir. Halbuki polisten hapishanelere kadar geniş bir uygulama alanı bulan işkence bu yönüyle<br />
politik baskının en yaygın ve en vahşi biçimlerinden biriyken, direnme yönüyle de ideolojik,<br />
örgütsel ve ahlaki boyutları olan politik bir savunma aracı niteliği taşıdığından, ihmal edilecek gibi<br />
değildir.<br />
İşkenceye karşı mücadelede ne yapılabilir? Bu alanda komünistlere ve devrimcilere düşen görevleri iki<br />
başlık altında toplayabiliriz: Birincisi, işkencenin tutarlı ve kapsamlı bir şekilde teşhir edilmesidir.<br />
Tabii bunun, işkenceyi hedef alan bir takım demokratik reform talepleri doğrultusunda yaratılacak<br />
toplumsal bir muhalefet hareketi ve işkencecilerin cezalandırılması ile desteklenmesi gerekir. Ne var<br />
ki, işkencecinin biri gitse diğeri gelecek veya işkence bir dönem azalsa bir başka dönem artacaktır.<br />
Dolayısıyla kapitalist sistemde işkenceyi bir takım idari, yasal ve ahlaki engellerle ortadan kaldırmaya<br />
kalkışmak –ki işkencenin tamamen yok edilmesi devrimin ve sosyalizmin işidir– ham hayaldir. İkinci<br />
görev ise, İşkenceye karşı direnmeyi bütün devrimci saflara yayarak, işkencecileri kendi kalelerinde<br />
20