01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Tam ifademi yazmaya başladıkları bir sırada "Foto" denilen polis içeri girdi:<br />

– Sıkıyönetim bile istemiyor sizi. Arkadaşlarını geri getirdik, dedi.<br />

Buna çok sevindim. Yarın Şube'den beraber gideceğiz demekti bu. Polis şefi yeni gelene "Y.'ı buraya<br />

getirin" dedi. Biraz sonra polis Y.'la birlikte içeri girdi. Birkaç cümleyle sağlığımızı sorduk birbirimize.<br />

Fazla bekletmeden geri götürdüler onu.<br />

Bir yandan da ifademi yazıyorlardı. İfade arasında yakalanma tutanağını uzatıp imzalamamı istediler.<br />

Yakalanma tutanağı polisin işine geldiği tarzda yazıldığından "imzadan imtina ediyorum" diye yazdım<br />

tutanağın altına.<br />

Nihayet ifademin yazılması bitti. Zaten çok kısaydı. İfadeyi imzalamadan önce alıp dikkatle okudum.<br />

Cümle aralarına söylemediğim şeyler yazabilirlerdi çünkü. Çok yavaş okudum diye gözlerimin bozulduğuyla<br />

alay ettilerse de, aldırış etmedim buna. Okumam bitince de altını imzaladım.<br />

O gece Şube'nin alt kısmındaki bir hücrede kaldım. Ertesi gün topluca alınıp Sıkıyönetim komutanlığına<br />

götürülmek üzere polis otosuna bindirildik. Polisin elinden kurtulmakla işkenceden kurtulmadığımızı<br />

hepimiz biliyorduk. Ama yine de polis otosunda giderken bir etabı daha bitirmenin ve birbirimizi<br />

görebilmenin sevincini yaşıyorduk.<br />

* * *<br />

Başımdan geçenleri gerçekte olduğu gibi anlatmaya çalıştım. Anlattıklarımda zerrece abartma yoktur.<br />

Hatta komada olduğum günleri ve hastanede çektiğim maddi-manevi acıları bütün ayrıntıları ve canlılığıyla<br />

anlatmadığımı da söyleyebilirim. Zaten hem gerek yoktu buna, hem de aradan onca yıl geçtikten<br />

sonra ayrıntıları hatırlamam mümkün değildi.<br />

Burada anlattıklarımın arkadaşlarımın işkence anlatılarından farklı olduğu hemen anlaşılacaktır. Onlar<br />

Şube'de fiziksel işkence gördüler, bense alışılmış anlamda işkence görmedim. Tabii burada daha hastanede<br />

başlayan psikolojik işkenceleri, çektiğim bunaltıları bir yana bırakıyorum. Ama bunun bana<br />

fiziksel işkence yapılmadığı anlamına gelmediğini de söylemeliyim burada. Yapıldı; ama farklı bir<br />

tarzda, farklı bir yoldan...<br />

Yakalandıktan hemen sonra öldürmek üzere tam kalbime nişan alıp ateş ettiler. Kurtulmamda santimlik<br />

bir "hata" payı vardı. Bu da benim şansımdı. Ama bu, bir çeşit kurşuna dizme idi. Ben bunu, dolu<br />

bir toplu tabancayla kalbim üzerinde oynanmış bir Rus ruletine benzetiyorum. Soğukkanlıca işlenmiş<br />

bir cinayet teşebbüsüydü aslında yaptıkları. Ben ne yapmıştım? Suçum neydi? Ellerinde kurşuna dizilmem<br />

için bir mahkeme kararı mı vardı? Suçumun ne olduğunu bilmiyorlardı bile. Kurşuna dizdikleri<br />

sırada kim olduğumu bildiklerinden de kuşkuluydum ayrıca.<br />

Ölümden döndüğüm gibi, sözcüğün alışılmış anlamıyla fiziksel işkence de görmedim. Ama bedenime<br />

sıktıkları kurşunların yarası, merdivenlerden atılmak ve dipçik darbeleri aylarca süren dayanılmaz<br />

acılara neden oldu. Eğer bir insan daha ilk anda kurşunlanıp perişan edilir ve bir ay boyunca ölümle<br />

pençeleşmek zorunda bırakılırsa, bunun sonuçları netice itibarıyla diğer işkencelerden pek farklı olmaz.<br />

Aslında bana yapılanlar, genel bir sınıflandırmada, "çatışmada öldü" denilenler türüne girer. Sık sık<br />

basında ve televizyonda "çatışmada öldü" diye adı geçenlerin bir kısmının –hepsi değil tabii– başına<br />

gelenler benimkinden pek farklı değildir. Şu farkla ki, onlar ölenler arasında iken, ben tesadüfen<br />

ölümden dönenler arasındayım.<br />

"Çatışmada öldü" denilenlerin çoğu sağ yakalandıktan sonra sıcağı sıcağına kurşuna dizilmişlerdir.<br />

Yanında silahı bile olmadığı halde evde, sokakta, dağda, emniyette kurşuna dizilen birçok kişi biliyor<br />

ve tanıyoruz. İşin acı yanı bu şekilde öldürülenler hakkında sonradan ne yazılır çizilir, ne de suçlular<br />

181

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!