01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

KARŞILAŞMA<br />

Her gün sabah erkenden "sorgu" için çıkarılıyordum. Saat 11 olduğu halde çıkarılmadım. Buna bir<br />

anlam veremedim. Nihayet kapı açıldı. Şefin bürosuna götürüldüm, içeri tıklım tıklım doluydu. Çoğunu<br />

hiç görmemiştim. Yanlarında çekmeceleri olan büro tipi masanın arkasına oturtuldum. Böylece<br />

belden aşağı kısmım ve ayaklarım gizlenmiş oluyordu.<br />

– Az sonra film kopacak. Sen diren!..<br />

Başka bir yere götürüleceğimi düşünüyordum. Yoksa yeni yakalanmalar mı oldu? Bu düşünce ağır bir<br />

taş gibi yüreğimin üstüne oturdu. Hayır bu olsaydı, sevinçlerinden kudururlardı. Bunların yüzünde<br />

daha çok merak var. Adana, İstanbul, İzmir ve Ankara polislerince istendiğim sık sık söyleniyordu.<br />

Kendi kendime; Adana veya İstanbul polisi almaya gelmiştir, dedim. Başta söylenen iki kısa cümlenin<br />

dışında tek sözcük konuşulmuyordu.<br />

Sessiz bir bekleyiş sürüyordu.<br />

– Şefim geldiler.<br />

Tüm gözler bana çevrildi. Kimler gelmişti? Büronun doğrudan dışarı bakan kapısı açılınca, 20-30<br />

metre ötede babamın getirildiğini gördüm. Demek ki bekledikleri babammış. Bari işkence yapmasalar,<br />

fazla tutmasalar. Babam içeri girer girmez:<br />

Oğlum bu halin ne? Sana ne yapmışlar böyle? dedi. Çevresine bakındı, sustu...<br />

Bir sandalyeye oturttular.<br />

– Askerler geldi. Evin altını üstüne getirdiler. Süngülerle hararlarımızı parçaladılar. Kışlık unumuzu,<br />

buğdayımızı döktüler, döşekleri bile süngüyle parçaladılar...<br />

İşkenceci şefler araya girip bu zulmün suçlusu olarak beni gösterdiler. Okulda okusaymışım bunlar<br />

başıma gelmez, babamın un ve buğday hararları, döşekleri süngülenmezmiş. Bu, üzüntüden çok işkencecilere<br />

karşı kin ve nefretimi biledi...<br />

"Sorgu"da ilkokul mezunu olduğumu, bölgede tanıdığım ve akrabalarımın olmadığını, nüfus cüzdanımı<br />

İstanbul'da inşaat işçisi olarak çalıştığım sırada Kartal Nüfus İdaresinden aldığımı söylemiştim.<br />

Babam, İstanbul'da okuduğumu ve uzun süredir beni görmediğini söyledi.<br />

Beni tanıdıklarını söyleyenleri birer birer getirip bir kez de babamın yanında yüzleştirdiler. Getirilenler<br />

beni tanıdıklarını söylüyorlardı. Ben ise hiçbirini tanımadığımı; baskı ve işkence ile yalan ifadede bulunduklarım<br />

söyledim.<br />

Çaylar geldi. Bir bardak da benim için getirmişlerdi. Almadım. İşkenceci şef:<br />

– Amca elimizden hiçbir şey almıyor. Yemek ısmarlıyoruz yemiyor. Yardımcı olmak istiyoruz, kabul<br />

etmiyor. Beş para etmez adamlar ele verip yakalattılar, burada da üzerine ifade veriyorlar ama bu hâlâ<br />

onları koruyor. Bize biraz yardımcı olsa, kendisi için daha iyi olur, şeklinde uzun bir söylev çekti.<br />

Babamın geri bilinci ve duygularından yararlanmak istiyorlardı. Buna engel olmam gerektiğini düşündüm.<br />

Faşist diktatörlüklerin birbiri ardına yıkıldığını, en azgın Hitler faşizminin 15 yıldan fazla dayanamadığını,<br />

işkencecilerin gerçek yüzlerini gizlediklerini, onların oyununa düşmemek gerektiğini söyledim.<br />

Türkiye'de cuntanın uzun ömürlü olamayacağını da belirttiğim babamla yüzleştirme tutanağını, devrime<br />

olan inancımın kesinliğini belirtir düşüncesiyle imzaladım.<br />

228

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!