01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

müştü, bunu anlayabiliyordum. Rahatlığı ise utanmazlıktan başka bir şey değildi. Sonradan mahkeme<br />

arabasında tesadüfen karşılaştığımızda onda aynı rahatlığı göremeyecektim. Yüzüme bakamıyordu.<br />

İşkenceciler fırsatı kaçırmadılar:<br />

– Gördün mü bak. Alemin yiğidi sen misin?<br />

İşkencehanede direnen sadece ben de olsam, tavrım değişmeyecekti. Kişiler için direnmiyordum,<br />

inançlarımı da bu sefiller yıkamazlardı. Polislerden ziyade getirdikleri gencin yüzüne bakarak<br />

konuşuyordum.<br />

– Dört kişiyi ben öldürmedim. Soygunu da yapmadım. Kimseyi de tanımıyorum.<br />

Döverek merdivenlerden indirdiler. Yürümüyor, tekme tokatlarla savruluyordum. Son tokadı hücre<br />

kapısının ağzında vurdular.<br />

Arkadaşlar ısrarla dinlenmemi istiyorlar, bense sohbet etmeyi. Fikirlerini almak istiyorum. Nasıl ifade<br />

vereceğimi onlara da anlattım. "Silahtaki eylemleri üstlen, bu çözülmek değildir ki." "Hepsini üstlen.<br />

Sadık yaptı de. Nasılsa öldü." "Şu silahları atsan eylemler açığa çıkmazdı"... Sinirlerim bozulmuştu.<br />

Polislerin "öğütleri" yetiyordu zaten. Sır vermek sır vermekti. Kendi kendini suçlamış olmak da bu<br />

gerçeği değiştirmiyordu.<br />

* * *<br />

Dördüncü gündeyim. Teşhis için kuyumcuyu getirmişlerdi. O da hâlâ gözaltındaydı. İşkenceciler cop<br />

aramaya gittiler. Odada yalnızız. "Niye yalan söylüyorsun" dedim. Sorumu daldan dala sıçrayan<br />

konuşmalarıyla aceleyle yanıtladı. "Ben zaten mahvolmuşum!" dedi; avuç içlerini açıp göstererek.<br />

Şişlikler morluklar var. Gazetecilerin geldiği gün döverek beni teşhis ettirmişler. Bu da yetmiyormuş<br />

gibi, hücrede, erkek arkadaşlar tecrit etmişler. Konuşmuyor, taa kapının eşiğinde yatırıyorlarmış. "İyi<br />

olmuş" diye söylendim.<br />

– Ne konuşuyorsunuz. Tehdit mi ediyorsun?<br />

Sessizce odaya süzülen işkenceciyi farketmemiştim.<br />

– Bu adam yalan söylüyor.<br />

– Biz de biliyoruz yalan söylediğini. Bir dolu faili meçhul gasp, cinayet var. Bunları zorla ya da güzellikle<br />

birer ikişer size yükleyeceğiz.<br />

Günlerdir "kuyumcuyu soydu" dedirtmek için işkence yapıyorlar. Sonradan gelen arkadaşlardan<br />

"kuyumcuyu soyan kız" diye atılan gazete manşetlerini öğreneceğim. Düzenbazlıklarını itiraf ettikten<br />

sonra da soygunu üstlenmem için işkence yapacaklardı. Bunlardan farklı şey beklenemezdi. Siyasete<br />

ilgi duymayan veya çok az ilgi duyan insanları dahi yakalayıp "Komitelere" yerleştirenler, TV'de lanse<br />

edenler bunlar değil miydi, önlerine koydukları masa ve iki silah aksesuarı ile. Kuyumcu sigortadan<br />

para sızdırmak için altınlarını saklamıştı. Onlar da bunu biliyorlardı. Tüm yaptıklarına rağmen bana<br />

kabul ettiremeyince, kayıtlara gerçeği geçirmek zorunda kalacaklardı. Bu senaryolarla ne kadar çok<br />

insan işkence görüp mahpuslarda yattı kimbilir.<br />

* * *<br />

Yaşam her şeye rağmen devam ediyor, yaralarımın yerini yeni açtıkları yaraların almasına rağmen.<br />

Falakadan lime lime olan ayak tabanlarım, avuç içlerim, dayak izleri, sigara yanıkları. Kör olduğunu<br />

sandığım gözüm kendiliğinden açılmıştı. Kızarıklığına rağmen görebiliyorum.<br />

Doktor arkadaş yaralarımı her gün kontrol ediyor. Kaygılı. Dikişlerini almak gerekirmiş. Birgün<br />

268

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!