01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

– Komünistler bağırmaz değil mi koçum?!. Sık dişini...<br />

– Daha dur bakalım i...! Biraz sonra bak nasıl danalar gibi böğüreceksin... .<br />

Ama çok geçmeden;<br />

– Bağır ulan!., diye böğürmeye başlayan kendileri oluyor. O noktadan itibaren artık ne ev, ne insan ne<br />

de Mat'ın yerini soruyorlar. Bütün çabaları ağzımdan bir "ahh!" feryadı çıkarma noktasında yoğunlaşıyor.<br />

Sorguyu istediğim noktada kilitlemiştim. Sahip olduğum stratejik üstünlüğü hasımlarıma da kabul<br />

ettirmiş, çatışmayı onların değil benim istediğim noktaya çekmiştim. Hüsrana ve yenilgiye uğramanın<br />

verdiği kızgınlıkla onlar öfkeden deliye döndükçe, ben zaferi kazanmanın mutluluğu ve gururunu yaşıyordum.<br />

Cereyan vermeyi ne kadar sürdürdüler bilemiyorum. Yalnız itiraf edeyim ki, bu ilk seans bana "aylar"<br />

kadar uzun gelmişti. Yine de kendimi "ne zaman bitecek bu acı?.." gibi bir beklentiye kapılmaktan<br />

korudum. İşin daha başında olduğumuzu biliyordum. Asıl önemlisi, kendini böylesi beklentilere kaptırmanın,<br />

insanın direnme ruhunu ve azmini bir kurt gibi nasıl kemireceğinin bilincindeyim. Her şey<br />

gibi nasıl olsa bu acıların da bir sonu gelecekti. Önemli olan o sonu, onurumu korumuş olarak gururla<br />

yaşamaktı.<br />

Askıdan indirildiğimde yarı baygın bir haldeydim. Hiç ara vermeden bu kez falakaya yatırılıyorum.<br />

Önce copla başlayan falaka, daha sonra bu iş için özel olarak hazırlanmış çeşitli kalınlıklardaki sopalarla<br />

devam ediyor. Ayaklarımın iki yanına geçen iki işkenceci, ellerindeki cop veya sopayı odun yarar<br />

gibi var güçleriyle tabanlarıma indirirlerken, çevremdeki diğerleri de boş durmuyorlar. Kimi kollarıma<br />

basıyor, kimi bedenimi, kafamı tekmeliyor, kimileri de ayakkabılarının ökçeleriyle ellerimi eziyorlar,<br />

ilk darbelerden sonra vuruşları saymak geliyor aklıma. Hâlâ belleğimdedir, sırf o ilk gece aralıklı olarak<br />

toplam 1090 darbe yediğimi saymıştım. Zaten daha sonraki günlerde pek fazla falaka atamadılar.<br />

Çünkü tabanlarım artık falaka atılamayacak bir hale gelmişti. Falaka sırasında ortalama her 70-80 vuruştan<br />

sonra kısa bir ara veriyor ve tabanlarımın çabuk patlamaması için ayağa kalkıp zıplamamı istiyorlardı.<br />

– Ayağa kalk ve yürü!..<br />

– Kalkmıyorum ve yürümeyeceğim!..<br />

– Kalk ulan!..<br />

– Kalkmıyorum!.. İşkencecilerin işini kolaylaştırmak benim kitabımda yazmaz!..<br />

Bu yanıtım, falaka başladıktan sonra kafamda şekillenen yeni bir kararımı dile getiriyor: Bundan sonra<br />

sırf falaka aralarında yürümemekle kalmayacak, diğer işkence yöntemleri sırasında da işkencecilerin<br />

istediklerini yapmayacağım!.. Örneğin soyunmamı mı istiyorlar? Reddediyorum... İşkenceye çıkarmak<br />

için hücremden almaya mı geldiler? Kendi ayaklarımla yürüyerek gitmeyeceğimi söylüyorum... Önceleri<br />

yine öfke ile karşıladılar bu tür direnişlerimi. İstediklerini yapmam için dövdüler, tehdit yağdırdılar,<br />

zorladılar... Ama baktılar ki hiçbiri işe yaramıyor, çaresiz başka "çözümler" aradılar. Falaka<br />

aralarında kalkıp zıplamıyor muyum? Biri bir bacağımdan diğeri öteki bacağımdan tutup ayaklarımı<br />

duvara vurarak tabanlarımın çabuk patlamasını önlemeye çalıştılar... Cereyan vermek için askıya<br />

alınmadan önce soyunmuyor muyum? Giysilerimi adeta parçalarcasına kendileri çıkarıp, giydirmeye<br />

başladılar... İşkenceye gidiş-gelişlerde yürümüyor muyum? Önceleri bacaklarımdan sürükleye sürükleye<br />

götürüp getirmeye kalktılar. Bu arada belki gözüm korkar, bu direnişimden vazgeçerim diye kafamı<br />

kasten sağa sola çarptırıyorlar, fanila ve kazağımı giydirmeyerek sırt derimi yüzüyorlardı. İlk<br />

gece merdivenleri bile kafamı basamaklara çarptıra çarptıra sürükleyerek indirdiler. Ama bütün bunlara<br />

rağmen kalkıp yürümediğimi görünce, Kollarımdan da tutup karga tulumba taşımaktan başka çareleri<br />

olmadığını kabullendiler. Artık beni işkenceye getirip götürmek özellikle bu işlere bakanlar için<br />

bir "işkence" halini almıştı. Bu işi birbirlerinin üzerine yıkmak için aralarında sık sık tartışma çıkı-<br />

60

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!