01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Hücreden çıkarılırken babamın geldiğini söylemişti bekçi. İnanamamıştım. Tekrar mı?! Gerçekten<br />

babam gelmişti. Ama bu kez kendi isteğiyle gelmiş.<br />

– Madem konuşmayacaktın, nasıl ifade vereceğimi önceden söyleseydin ona göre ifade verirdim, dedi.<br />

– Henüz gençsin, yatar çıkarsın. Üzülme... Para bıraktı. Gitti...<br />

Yaşlı babasını ağlatan yüreksiz ve vicdansız biriymişim. İşkenceci şef böyle demişti.<br />

Devrim sadece kendi yaşamımızı değil; gerektiğinde anamızı, babamızı, kardeşlerimizi ve her şeyden<br />

çok sevdiğimiz sevgilimizi de feda etmemizi gerektirebilir. Yüreğimiz paramparça olurken, taş kadar<br />

katı ve duygusuzmuş gibi davranmayı öğrenmeliyiz.<br />

Devrim sonsuz fedakârlıklar istiyor...<br />

Kaba işkence yerini psikolojik baskı ve vücudu yorucu hareketlere bırakmıştı. Boynuma araba lastiği<br />

takarak; parmakları duvara yapıştırarak bekletmek vb. gibi. Bu tür hareketleri yaptırmanın da gönüllüleri<br />

vardı.<br />

Türkü söylediğimde elinde sopa ile sorgu odasında bekleyen Zeki, Eskişehirli, oldukça genç bir<br />

işkenceciydi. Aşağılık duygusu içindeydi. Fen Lisesini bitirmiş. Ama işkenceci olmuş.<br />

– Ben Fen lisesini bitirdim yine de üniversiteye giremedim. Sen bir üniversiteyi beğenmiyor diğerine<br />

giriyorsun... Benim okuma hakkımı, sen gasbettin, diyordu.<br />

Üniversitede okumuşlara özel "gıcığı" vardı. Aranan işçisinin adresini bilmediği gerekçesiyle Belediye<br />

Sular İdaresi Müdürü gözaltına alınmıştı.<br />

– Üniversiteyi bitirmiş, mühendis olmuş ama tuvaleti temizliyor, diyordu.<br />

Bunu zevk alarak anlatıyordu. Yeni işkence yöntemleri bulma peşindeydi. Askıda iken koltuk altlarıma<br />

ve edep yerime yanan gazeteyi tutmuştu. Müslümanmış, temizlik yapıyormuş...<br />

BAYRAM<br />

Kurban bayramı arifesiydi. Dışarıdan berber getirtilmişti. Gözaltında bulunanları tıraş edecekti. Şef<br />

bana da tıraş olmamı söyledi. Bayramın 1. günü sıkıyönetim komutanı bizi görmeye gelecekmiş. Tıraş<br />

olmadım...<br />

Bayram sabahı gözaltında bulunanlar hücrelerinden çıkarıldı. Masaların üstüne kolonya ve şeker<br />

konulmuş olan büyük bir salona alındık. Herkes kendi masasında oturuyordu ama diğerleriyle<br />

konuşabiliyordu. Bize iki kişilik bir masa hazırlanmıştı! Herkes sempati ile bakıyor, konuşmak istiyordu...<br />

Bu işkence yuvasında böyle bir şeyin olabileceğini rüyamda görsem inanmazdım...<br />

Bütün bunlar sıkıyönetim komutanı gelecek diye hazırlanmıştı. Az sonra bu "ziyaretin" iptal edildiği<br />

bildirildi. Binbaşı gelmişti. Şefe bundan böyle dışardan yiyecek almamalarını söyledi. Herkesin iaşesi<br />

sıkıyönetim komutanlığınca sağlanacakmış.<br />

Halktan ve başka siyasetten insanlar da vardı. Çorum'dan getirilen bir öğretmen çift vardı. Kadın ağlıyordu.<br />

– Ağlama, dedim<br />

– Nasıl ağlamayayım... İki aylık çocuğumu komşulara bırakıp geldim, dedi.<br />

230

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!