01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Arabanın homurtusu kesildi...<br />

Yaklaşan uzaklaşan motor sesleri. Helikopter sesine benzeyen sesler duyuyorum. Artık çıkacağım,<br />

yoldaşlar gelmiştir. Hayır, onlar değil. Bunlar yoldaşlar değildi. Kapı ile birlikte pencere de aynı anda<br />

tekmelerle açıldı. Uçarcasına doluştular. Silahıma uzanıyorum. Elime vurulan tekme ile beynime dayanan<br />

otomatik silahlar... İlk duyduğum duygu, pisi pisine yakalanmama hayıflanma değil. Ona daha<br />

sonraki günlerde sıra gelecek, kahrolacağım. Seviniyorum. Sadık kurtulmuştur. Yoldaşlarsa henüz<br />

gelmeden ev basılmıştı.<br />

Yaptığım bir hata, işkence tezgâhlarından geçmeme, uzun sürecek olan esaret yıllarına neden olacaktı.<br />

Bıraktığım işçi beni ihbar etmişti. Yoldaşlarsa, kılpayı kurtulmuşlar. Evin sarılışını görüp, yaklaşamamışlar.<br />

Baygınlığa yaklaşan bitkinliğim, "nasılsa kurtuldum" düşüncesinin rehavetiyle birleşince, evin<br />

sarılışını anlayamamıştım. Polisler tedirgin. Evi aradılar, başka silah yok. Kurgu filmlerindeki yaratıklara<br />

benziyorlar; çelik yelekleri, kan çanağı gibi gözleriyle. Elleri, halime bakıp vurmakla vurmamak<br />

arasında gidip geliyor. Bolca küfür savuruyorlar onun yerine.<br />

Sürüklenerek çıkarıldım. Evin üzerinde helikopterler uçuşuyor. Tanklar, polis, asker arabaları... Yolun<br />

ortasına havan topları bile koymuşlar. Sayıları mı? İnsanı o karmakarışık duygular içinde dahi güldürebilirdi.<br />

On dokuz yaşında yaralı bir kız için o ne törendi öyle?!!<br />

Benden önce gözaltına alınan onlarca devrimci, demokrat, komünist gibi bana da işkence yapacaklarını<br />

biliyorum. Belki de öldürecekler. Ne pahasına olursa olsun onlara örgütümün, yoldaşlarımın sırlarını<br />

vermeyeceğim. Zaferi kafamda kazanmıştım. Şimdi sıra pratikte kazanmaktaydı.<br />

Polis otosundayız. Yolu göremiyorum. Askerler iki sıralı duvar oluşturmuşlar. Duvarın bittiği yer karakol.<br />

Apoletleri kalabalık birisi öfkeyle beni süzüyor. Ben de onu. Özlediğim bir yoldaşın randevusuna<br />

giderken dahi delicesine çarpan yüreğim şimdi ne kadar da sakin. Beni bile şaşırtıyor bu denli soğukkanlı<br />

oluşum. Buz gibi duruyorum karşısında.<br />

– İsmin ne?<br />

– Ayşe Ergin.<br />

– Hangi örgüttensin?<br />

– Örgütüm yok, devrimciyim.<br />

– Sahipsiz köpek olur mu?<br />

– Bir polisimizi öldürdünüz, birini yaraladınız. Türkiye'nin ilk asılan kadını olacaksın. Ben de o günü<br />

kutlamak için viski içeceğim. Götürün!<br />

DEVLET HASTANESİ<br />

Hastane sivil polis kaynıyor. Acil servise götürülüyorum. Kurşun yarasını, alnımdaki yaraları<br />

uyuşturmadan dikiyorlar. Dişlerimi kenetleyip sıkıyorum, gözlerimi ve yumruklarımı da. Dizimdeki<br />

yara en son sarıldı. "Kurşun girip çıkmış. Yine de röntgen çekilmeli" diyor doktor. Sedye ile çıkartmıyorlar.<br />

Yürümeliymişim. Kolumdan tutup yukarı çıkartıyorlar. Her basamakta ayrı bir polisin saldırısını<br />

şefleri önlüyor. Yüzüme uzatılan telsiz anteni ile durdum. "Bir de namuslu geçinirsiniz. Kuyumcuyla<br />

bir gece geçirip altınlarını soydun." Bağıran şefleri olmalı. Sözlerinden hiçbir şey anlamadım.<br />

Doktor polisleri bir kenara çekti. Fısıldaşıyorlar: "Çok kan kaybetmiş, bir tokat vursanız dahi ölebilir"<br />

diyor. Demek bu kadar kötüyüm. Başka bir odaya götürdüler. Sadık, kolunda serum bağlı, şortla yatıyor.<br />

Evdeki sevincim korkunç bir üzüntüye dönüştü. Buna hiç de hazırlıklı değilim. Başım daha hızlı<br />

dönmeye başladı. İçimdeki fırtına yüzüme yansımamalı, sakinliğimi korumalıyım. Kolay olmuyor.<br />

256

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!