01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ceklerini söyledi. Cevap vermedim. O sırada alnı öne doğru çıkık, saçları seyrelmiş haydut suratlı polis<br />

şefi odadan içeri girdi. Karşıma oturup, yakalanan yoldaşlarımın fotoğraflarını gözlerimin önünden<br />

geçirdi teker teker. Yakalananların kimler olduğunu öğrenmek canımı çok sıktı. Yalnız Y.'ın resmi<br />

yoktu bunların içinde.<br />

Şef:<br />

– Hazırlan morga gideceğiz. Y. öldü, teşhis edeceksin.<br />

– Öldürmüşsünüzdür, ama gitmeyeceğim.<br />

– Kız biz cani miyiz? Katil miyiz?<br />

– Öyle değil misiniz?<br />

Son sözüme çok kızdı polis şefi. Y.'a küfrederek sinirli bir şekilde dışarı çıktı. Tepki biçiminden yalan<br />

söylediği çıkıyordu ortaya. Yoksa konuşma bu kadar kısa zamanda bitmezdi, oyunu sürdürürlerdi.<br />

Şef gittikten sonra, anneme işkence yapacağını söyleyen polis, Y. ile evli olup olmadığımı sordu. Sorusunu,<br />

"hayır" diye cevapladım. Zayıf yanımı arıyordu, bu sondajı baştan kesmenin başka yolu yoktu.<br />

Ama ısrarlıydı:<br />

– O bize söyledi. Siz evliymişsiniz.<br />

– Hani öldürmüştünüz, nasıl söyledi? Bir süre sustu. Ve:<br />

– Yüzüğünü ver yazıyordur.<br />

Çıkarıp verdim. Yüzüğümde bir şey yazmıyordu. Hayal kırıklığına uğramış gibiydi, yüzünü buruşturdu.<br />

Amaçları bana suç kabul ettirip, beni ideallerimin karşısına dikmek ve yanı sıra cezaevinde yatmamı<br />

sağlamaktı. Örgütün Anadolu yakasındaki bir dizi eylemini sıralayarak, bunların hepsine de katıldığımı<br />

iddia ediyorlardı. Hakkımda fazla bir şey bilmiyorlardı. Saydıkları eylemlerden bazıları cezaevinde<br />

yattığım sırada gerçekleşmişti. Bunu söyleyince bozuldular ve bir başka konuya geçtiler.<br />

Şefleri tekrar içeri girdi, ve ifade vermemde ısrar ediyordu, ifadede hiçbir suç kabul etmememe bile<br />

razıydı. Reddettim. Aslında, hiçbir şey kabul etmemek kaydıyla çok kısa bir ifade verebilirdim. Ama<br />

bunun için vakit henüz erkendi.<br />

Akşam olmak üzereydi. İlk kaldığım odaya attılar tekrar. Demek işkence yapmayacaklardı bana. İşkence<br />

yapsalar fazla uzun sürmez, ölürdüm. Bunu, Onlar da biliyorlardı. Zaten gün geçtikçe durumum<br />

kendiliğinden kötüye gidiyordu Şube'de. Halsizdim ve ağrılarım artıyordu gitgide. Burada ilaç almadan<br />

iki hafta kalsam ölmem ihtimal dışı değildi.<br />

Odaya kadar gelen böğürtüler ve hıçkırıklar müthiş rahatsız ediyordu beni. İşkence görmediğim için<br />

suçlu gibi hissediyordum kendimi. Direnirken acı çekenlerin acısını paylaşmak istiyordum.<br />

İfade almak için kaldığım odaya getirdikleri başka örgütlerden bazı kişileri görünce hayal kırıklığına<br />

uğradım. Örgüt önderi durumundaki insanlar polisle senli benliydiler. Polis, "devrimci olmasan ne<br />

olurdun?" diye sordu, içlerinden birine. "Kamyon şoförü..." dedi, o da sıkılmadan. "Her şehirde bir<br />

sevgilin olacaktı değil mi?" Hep birlikte güldüler polisin bu sözlerine. Düşmanlarımızla bu kadar samimi<br />

olunması canımı sıkıyordu.<br />

Geceleyin ağrılarım büsbütün arttı. Boynum ortadan ikiye çatlayacakmış gibiydi. Omuzum kaskatı<br />

oldu, bu durumda başımı dik tutmam olanaksızdı. Seksenlik bir ihtiyar gibi kamburlaşarak ve güçlükle<br />

179

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!