01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hatalar, bireyci ve bencil duygular azalır, kişi en iyiye, en güzele koşar. Burjuva ve küçük burjuva<br />

dünya görüşünün bıraktığı her tür kalıntılar giderek en aza iner. Kişinin yapısı, karakteri, huyları örgütün<br />

çizgisiyle iç içe geçer ve Marksist-Leninist yeni dünya görüşüyle bütünleşir. Eski insan geride<br />

kalmış, yeni tip insan yaratılmıştır artık. İşkencehanede insan ruhuyla, düşüncesiyle, huyu, karakteriyle,<br />

her şeyiyle ortadadır. İki sınıf çatışır orada, iki profesyonel güç en doruk noktada döğüşür. En<br />

açık ve çıplak irade ile... Dışarıdayken bu en doruk nokta için hazırlanmak gerekir. Bu hazırlık, vücuda<br />

iğne batırmak, bedene eziyet etmek değildir kuşkusuz. Beyinde hazırlamak kendini, yaşantıda hazırlamak...<br />

Kendi içinde ve çevrende gelişebilecek bireycilikle savaşmakla, hatalarla, zaaflarla didişip<br />

üstesinden gelmekle, tüm kusurları düzeltmeye çalışmakla, proleter yaşantıyla bütünleşmekle<br />

mümkündür bu.<br />

Hücrede bir başıma düşünüyorum. Ne vardı sanki yakalanacak? Şu an devrimci çalışmalarımıza verdiğim<br />

zararı düşündükçe içim daralıyor. Büyük bir acı çöküyor yüreğime. Hep benim hatam.<br />

12 Eylül öncesinde saatler süren yaygın dağıtım biçimi yerine daha bilinçli dağıtım yapıyorduk şimdi.<br />

Faaliyeti hiç durmayan ve her ay düzenli olarak çıkan illegal yayın organımız Orak-Çekiç'i, bildiri ve<br />

broşürlerimizi önceden tespit ettiğimiz evlere kapı altlarından ulaştırıyorduk. Bunlar devrimci, demokrat,<br />

yurtsever, ilerici olarak bilinen insanların evleriydi. Ayrıca güvenilir bulduğumuz geniş bir devrimci<br />

kitleye de elden veriyorduk gazetemizi. Ama idamlara karşı açtığımız kampanyanın bir parçası<br />

olan ve halkı idamlara karşı örgütlenmeye çağıran bu bildirimizi mümkün olduğunca en geniş kitleye<br />

ulaştırmaya çalışmalıydık. Kısa zaman dilimlerinde, yaptığımız dağıtımın süresini yine değiştirmeyecektik.<br />

En fazla yarım saat sürmeliydi. Dağıtım sonrası bölgeden zararsız çekilmemiz için de<br />

gerekliydi bu. Faaliyet yürüttüğümüz bölgeler ve semtler dışında, ilerici işçi ve emekçilerin yoğun<br />

olarak yerleşmiş olduğunu bildiğimiz semtleri de seçmiştik. Devletin tüm tedbirlerine rağmen bir haftayı<br />

geçkin bir süredir en geniş halk kesimine ulaştırmaya çalıştık bildirileri. Bahçelievler, devletin<br />

aldığı güvenlik tedbirleri açısından tehlikeli bölgeler arasında sayılırdı. Gece ve sabahın çok erken<br />

saatlerinde olmak üzere, dağıtımı, iki aşamada bitirmeyi düşündük. O gece ortalık son derece sakin<br />

görünüyordu. Arkadaşların süreyi biraz daha uzatma önerisine ben de katıldım. Zamanında çekilseydik<br />

yakalanmayacaktık oysa. Belki bir ihbar... Belki bir tesadüf... Ama yakalanmamızda benim hatamın da<br />

payı var. Bunun acısı çöküyor içime. Kimbilir kaç yıl tutsak kalacağız zindanlarda... Ne güzel yürüyordu<br />

çalışmalarımız. Her geçen gün ilişki ağımız genişliyor, yeni kadrolar kaybettiklerimizin yerini<br />

hızla dolduruyorlardı. Gazetemizin okuyucu sayısının arttığını gördükçe yüreğimiz sevinçle çarpıyordu.<br />

Görebildiğimiz, yetişebildiğimiz insanlar, devrimci basına susamışçasına istiyorlardı gazetemizi.<br />

Sonra da kendi çevrelerine ulaştırıyor, elden ele dolaştırıyorlardı. Halkımız tüm yoksulluğuna,<br />

kovuşturma ve baskılara rağmen güvendiği insanları bağrına basıyor, elinden gelen yardımını<br />

esirgemiyordu. Ne çok özledim onları... Hepsi gözümün önündeler sımsıcacık gülüşleriyle. Bizi çok<br />

seven iki kadın dikiliyor karşıma. Geçen ayki sayımızı dağıtıma hazırlarken ne güzel sohbet ediyorlardı<br />

kendi aralarında. Biri toplu olarak ciltlenmiş Orak-Çekiç'leri tek tek ayırıyor, diğeri ikiye katlayıp<br />

bir kısmını naylon torbalara yerleştiriyordu. Yağmurlu, karlı havalarda ıslanmasınlar diye. Semt semt,<br />

bölge bölge, fabrika fabrika paketlere bölüp hazır tutmuştuk hepsini. Neşe içinde bitmişti işimiz. Bir<br />

güzel çayı hakettik deyip, ocağa su koymuşlardı. Sımsıcak dost gülüşleriyle içimi ısıtıyorlar şimdi.<br />

Yalnız "bizim" timdeki polisler değil, başka timdeki polisler de konuşmak istiyorlar benimle. Gözlerim<br />

açık, masada oturuyoruz işkencecinin biriyle. Kendi işlerinde olan bazı polisler de var odada. Kimi<br />

daktilonun başında... Kimi dosyaların... Karşımdaki ise "babacan" tavırlarla hem rahat konuşuyor hem<br />

de beni "rahatlatmaya" çalışıyor.<br />

– Kızım, delilik ediyorsun. Bak, buraya gelen herkes konuşuyor. Devrim boş bir hayal kızım. Bittiniz,<br />

tükendiniz... Daha yaşanacak hayatınız var, hem gençsiniz. Bak, daha çok olmadı, (......) nin merkez<br />

komitesi geçti elimizden. Hepsi burada toplantı yaptılar kendi aralarında. Biz konuşalım aramızda<br />

dediler, anlaştılar ve her şeyi anlattılar. Hepsi de ta 12 Mart döneminden kalma devrimciler. Sen onlardan<br />

daha mı akıllısın? Sen de yaşamana bak. Şimdi gireceksin cezaevine, yıllarca çürüyeceksin. Konuşup<br />

bir an evvel gençliğini yaşasan olmaz mı? Kimler konuşmadı ki burada?..<br />

– Kimse beni ilgilendirmiyor. Doğru bildiğimi yapıyorum ben.<br />

193

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!