01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

"Devrim ve onurun için diren" yazdım.<br />

Kapı açıldı. Gözbağı yeniden gözüme bağlandı. Yine "sorgu" odasındaydım. Akşama kadar bir önceki<br />

işkence ve sorular tekrar edildi.<br />

"Gönderelim. Onlar bu işte daha uzmanlar" dediklerini duydum.<br />

Gönderileceğimi anlamıştım ama nereye gönderileceğimi bilmiyordum. Gönderilmem için karar verilmişti<br />

ama işkencede en küçük duraklama olmamıştı. Ellerim, yüzüm, ayaklarım balon gibiydi. Her yanım<br />

ezik ve çürükler içindeydi.<br />

Gece "sorgu"sundan sonra hücre nöbetçisi gözümü açmış, yerime geçmemi söylemişti. Birçok kişinin<br />

konulduğu hücrelerin önünden geçiyordum. Tanıdık bir ses:<br />

– Ne yaptılar, iyi misin? diye sordu.<br />

– Biraz elektrik verip, falaka çektiler ve dövdüler, dedim.<br />

Soran birlikte yakalandığım arkadaştı. Sesi iyi çıkıyordu. Sabahleyin gözlerim bağlanarak dışarı<br />

çıkarıldım. Fısıltı ile söyledikleri yere götürüleceğimi tahmin ettim. 12 Mart döneminde devrimcilere<br />

MİT'in değişik yerlerdeki binalarında işkence yapıldığını duymuştum. Böyle bir binaya götürüleceğimi<br />

düşünüyordum. Arabaya bindirilince yalnız olmadığımı anladım. Arkadaşımı da getirmişlerdi.<br />

Hareket ettik. Durduğumuz zaman arkadaşım Gayrettepe'ye getirildiğimizi söyledi. Onun gözlerindeki<br />

bant bezden yapılmış, bandın altından görebiliyormuş.<br />

Bir süre bekletildikten sonra tekrar arabaya bindirildik. 2. Şube'ye dönüyorduk. Arkadaşımın elini<br />

gıdıkladım. Tamam, terslik yoktu. Bırakılacağımızı umuyordum. Bırakılmadık, ancak işkence yapılmıyordu.<br />

İki gün bekletildik. İki gün sonra yeniden Gayrettepe'ye götürüldük. Bu kez geri çevirmediler...<br />

Hücreye indirildik.<br />

Çarşıkapı'da cezaevi arabası içinden 22 kişi firar etmişti. Firar edenlerden üçü adli tutukluymuş. Asım<br />

Aşkayanar bu firarilerden biriydi. Ablasının evine gitmiş, ihbar etmişler... Hücrede küçük burjuva<br />

"sol" bir örgüte mensup insanlar da vardı.<br />

Bunlardan birine faşistlerin niçin getirildiğini ve neden aynı hücrelere konulduğunu sordum.<br />

– Bak, artık faşist komünist yok, biz solcuyuz, onlar da ülkücü! dedi.<br />

Şaşırıp kaldım. Kulaklarıma inanamıyordum. Tüm hücreler tıklım tıklım doluymuş. Askeri yönetim<br />

her iki tarafa da karşıymış?!!<br />

Faşistin biri 6-7 kişinin kanına girmiş. En küçük pişmanlık belirtisi yoktu. Övünerek, olanak bulursa<br />

yine aynı şeyleri yapacağını söylüyordu.<br />

– Senin hakkın bir kurşun, beynine sıkılacak bir kurşun... dedim. Biraz atıştık. Diğerleri kayıtsız kalmıştı.<br />

Bu tavırları beni dehşete düşürdü.<br />

İki günlük dinlenme epeyce işe yaramıştı. Yüzümdeki şişlikler inmişti. 1. Şube'deki genel tavrı merakla<br />

sordum:<br />

– Çözülen oluyor mu?<br />

"Artık komünist-faşist yok..." diyen arkadaş şaşkınlıkla yüzüme baktı:<br />

– Direnen yok ki!.. Şaşırmak sırası bendeydi.<br />

212

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!