01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bu çığlıkları atanlar bana işkence yapan cellatlardı!..<br />

Tazyikli soğuk su duşundan sonra açık pencerenin önünde ellerimi duvara dayamış bekliyordum. Başımda<br />

bekleyen işkenceci eliyle karnımı dürttü. Ani bir tepki gösterdim. Cellat neşeyle:<br />

– Senin de zayıf noktanı buldum, deyip karnımı dürtüklemeye başladı.<br />

Artık tepki göstermiyordum. Kızarak:<br />

– Kendini sıkma! dedi.<br />

Beni tabutluğa koyacaklarını söyleyerek, tecride götürüp bağladılar. Ertesi gün ifademi aldılar.<br />

– Anahtarlar nerenindi?<br />

– Hiçbir yerin değil, teşbih olarak kullanıyordum.<br />

İfade sırasında sormayı unutmuşlardı. Bundan dolayı gelip sordular. Mırıldanarak gittiler. Selimiye'ye<br />

götürülünceye kadar orada bekletileceğimi düşünüyordum. Gece 24 sıralarında 4 numaralı hücreye<br />

indirilmiştim. Beni şaşkınlıkla karşıladılar.<br />

– Biz senin öldürüldüğünü sanıyorduk. Arkadaşın bir-iki kez gelip sordu. 'Galiba öldürülmüş' dedik.<br />

Nöbetçi polislere beni sormuşlar küfür ederek karşılık vermişler. Asım para karşılığında bu nöbetçilerden<br />

sigara alıyormuş. Beni sormuş:<br />

– Öldürüldü, demişler.<br />

Faşistler gitmişlerdi. Onların yerine başka devrimciler gelmişti. Süt ve helva çıkartıldı. Şube'ye<br />

getirildiğimin ilk iki gününü bu hücrede geçirmiştim. Bu iki günde o kadar çok, "biraz helva olsa da<br />

yesek" demişim ki, satılmaya başlayınca her gün yarım kilo helva ile 4 süt fazladan alıp bekletiyorlarmış.<br />

– Belki gelirsin de yersin diyorduk, dediler. Dönüşüme sevindikleri yüzlerinden belliydi.<br />

ÜÇ<br />

* * *<br />

GÜNEŞİN GÖZYAŞLARI<br />

18 Eylül 1981... Yoldaşların sıcaklıklarıyla sarmaladıkları evden çıkıp koşar adım bir ihanet karanlığına<br />

yürüdüğüm gün. Özgürlüğümü kaybettiğim, yıllarca faşizmin zindanlarına gidecek yolun ilk<br />

basamaklarını hızla tırmandığım gün.<br />

Sabah erken, sessizce çıktım. Yoldaşlar hâlâ uyuyorlardı. Havada tatlı bir serinlik... Sokakta işe gitmek<br />

için hızlı hızlı yürüyen işçiler vardı. Yer yer kümeler halinde toplanmış servis otobüslerini bekliyorlardı.<br />

Yüzleri kıpırtısız, kederli... suskun...<br />

Bu suskunluğun altında devrimci bir mayalanma seziliyordu. Orak-Çekiç ve bildiri dağıtmak, propaganda<br />

ve ajitasyon konuşmaları yapmak için servislere bindiğimizde sevinçle bizi dinliyor;<br />

222

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!