01.12.2012 Views

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

Adressiz Sorgular

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

"Direneceğim abi, takma kafanı" dedi, bana dönerek.<br />

Konuşmamıza çok öfkelendiler. Coplar tepemize yağmaya başladı anında. Sanki cop değil de, kılıçmış<br />

gibi acı veriyordu. Konuşmanın cezasının ne olduğunu da öğrenmiş oldum böylece.<br />

Konuşmakla hata ettim. Zira şoförü yanımızdan alıp götürdüler. Yanımızda olsaydı, vereceğimiz moralle<br />

çözülmesini önlerdik belki. Nitekim bizden ayrıldıktan bir süre sonra çözüldü.<br />

O gece beklediğimizin aksine fazla dövmediler. Suskun bir bekleyişin bıkkınlığı içinde sabaha kadar<br />

oturduk sandalyelerimizde. İşkence timi ancak mesai saatine doğru uğradı. Neşeli bir halleri vardı.<br />

İçlerinden biri yanıma geldi, copuyla omzumu dürttü ve gösterdiği yönde yürümemi istedi. Sorguya<br />

götürüyorlar herhalde diye düşündüm.<br />

Koridordan geçip, bir odadan içeri girdik. Biz girince sesler kesildi. Son sözlerine bakılırsa kimin<br />

kimden kaç kişi öldürdüğünün hesabını yapıyorlardı. Bir hayli kalabalıktılar odada. Çarpıcı bir parfüm<br />

ve tütün kokusu geliyordu burnuma. Bunlar İstanbul emniyetinin ve Siyasi Şube'nin kodamanları olmalıydılar.<br />

Yanımdaki polis koltuğa oturmamı söyledi. Elimle yoklayıp oturdum; içine gömüleceğim kadar yumuşak<br />

bir maroken koltuktu bu. Sigara tuttular. Geri çevirdim. Kibarlıklarına diyecek yoktu doğrusu.<br />

Bas bariton sesli biri adımı sordu. Düşünmeden kod adımı söyledim. Sanki bir espri yapmışım gibi<br />

hepsi de kahkahalarla güldü buna. Tek sözlü tepki gösteren, etrafına parfüm kokusu saçan şuh sesli<br />

kadın polis oldu: "Hihh! İhtilalci" dedi, kaltakça bir vurguyla.<br />

Ayaktakilerden biri:<br />

"Bu ne biçim örgüt lideri yahu! Kambur duruyor" dedi, yılışık yılışık.<br />

Yanındaki arkadaşı:<br />

"Öyle durmasına" aldanma sen. Stili öyle onun..." diye yanıtladı onu.<br />

Ardından kısa bir sessizlik oldu. Ve sonra Şube müdürü ya da yardımcısı olduğunu tahmin ettiğim<br />

davudi sesli adam konuşmaya başladı:<br />

"Hakkındaki her şeyi bildiğimizi söylemediler mi sana oğlum? Aslında yakalanırken öldürülmen gerekiyordu.<br />

Şansın varmış ki kurtuldun. Son bir şansın daha var. O da konuşmak... Yoksa cesedin çıkar<br />

buradan. Konuşacak mısın?"<br />

Bu soruya bilerek yanıt vermedim. Beni nedenini bilmediğim bir sohbetin içine çekmek istedikleri<br />

belliydi zira. Böyle durumlarda susmak, varsa, planı çabucak açığa çıkarırdı. O sırada masadakilerden<br />

biri yanındakine hakkımda bilgi veriyordu. Sayfa hışırtılarına bakılırsa elinde bir dosya tutuyordu.<br />

Davudi sesli tekrar konuştu:<br />

"Oğlum dilini mi yuttun? Lamı cimi yok konuşacaksın işte. Senin gibi bir sır küpünü davul zurnayla<br />

uğurlayacak değiliz ya! Bittiniz, bittiniz... Devrim de örgüt de cezaevinde. Hâlâ idrak edemedin mi?<br />

Arkadaşların konuşmadı da ne oldu? Gene yakalandınız. Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar..."<br />

Polis şefinin bağırıp çağırmamak için kendini zor tuttuğu belli oluyordu. Aklım almıyordu; sanki onlar<br />

bana anlat deyince, ben her şeyi anlatmaya başlayacakmışım gibi... Bu işte bir bit yeniği olmalıydı.<br />

Ama sahnenin sonunu beklemek zorundaydım ister istemez.<br />

Konuşmaya bir başkası katıldı:<br />

"Böyle gidersen sonun en iyi ihtimalle idam sehpasıdır. Sen mi kaldın lan Türkiye'yi kurtaracak? Yaşını<br />

başını almış adamsın kafanı kullan artık. Hükümet yakında bir pişmanlık kanunu çıkartacak...<br />

Zaten gazetelerde okumuşsundur. Gel sen istediğimiz gibi bir ifade ver, biz de iyi bir fezleke yazıp<br />

83

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!