20.09.2015 Views

MALİ DİSİPLİNİN SAĞLANMASINDA ANAYASAL ... - Maliye Bakanlığı

MALİ DİSİPLİNİN SAĞLANMASINDA ANAYASAL ... - Maliye Bakanlığı

MALİ DİSİPLİNİN SAĞLANMASINDA ANAYASAL ... - Maliye Bakanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Türkiye ile IMF arasında imzalanan son Stand-by anlaşmaları<br />

çerçevesinde, borç anapara ödemelerinin rahat bir biçimde geri ödenmesini<br />

sağlayarak borçların çevrilebilmesini gerçekleştirmek amacıyla “faiz dışı<br />

fazla” hedefi olarak KKBG’nin GSMH’ya oranı kriteri son yıllarda ülkemiz<br />

gündeminde yerini almış bulunmaktadır. IMF ile yapılan anlaşmalarda söz<br />

konusu kriteri tutturabilmek kamu dengesi açısından en önemli şart olarak<br />

sunulmaktadır. Borç faizlerinin artmasıyla birlikte hızla yükselen borç<br />

stoklarının ancak faiz dışı fazla verilerek azaltılabileceği öne sürülmektedir.<br />

Faiz dışı fazla, en basit ifadeyle “Bütçe gelirleri - Faiz dışı harcamalar”<br />

olarak ifade edilmektedir. Diğer bir ifadeyle faiz harcamaları hariç<br />

bırakıldığında bütçenin fazla vermesi durumunu ortaya koymaktadır.<br />

Çoğunlukla % 6,5 olarak tutturulması istenen kriter, çalışma konumuz<br />

itibarıyla değerlendirildiğinde, aslında bir mali kural olarak dikkate<br />

alınabilecektir. Her nekadar Anayasal veya yasal bir hüküm olarak<br />

mevzuatımıza yerleşmemiş olsa da, IMF’nin bu tür bir kuralın<br />

gerçekleştirilmesi talebi de, “ikili anlaşmaya dayalı mali kural” olarak<br />

nitelendirilebilir.<br />

Son yıllarda faiz dışı fazlaya bu derece önem verilmesi, faiz<br />

harcamalarının adeta ikinci planda kalmasına neden olmuştur. Bütçede ve<br />

kamuda tüm amaç, faiz dışındaki harcamalarda tasarruf sağlanması ve<br />

gelirlerin artırılmasına yönelik olmuş, kamu oyunda da faiz dışı fazla<br />

sağlanması halinde ekonomik göstergelerin iyileşeceği yönünde genel bir<br />

kanaat oluşmuştur. Ekonomik göstergelerin iyileşmesi için faiz dışı fazla<br />

şüphesiz önemli bir unsurdur, ama yegane bir unsur değildir. Bütçenin<br />

önemli bir kısmını teşkil eden faiz harcamalarında da iyileşme sağlanmadan,<br />

ekonomik dengelerin tesis edilemeyeceği ortaya çıkmıştır 25 .<br />

Ülkemizde son dönemlerde maliye politikasının temel önceliği, mali<br />

disiplini sağlayarak faiz dışı fazla vermek ve borç stoklarını makul<br />

seviyelere çekmek olarak öngörülmektedir. Ancak özellikle bütçede yıllardır<br />

faiz dışı fazla verilmesine rağmen konsolide bütçenin iç ve dış borçlarının<br />

arttığı görülmektedir. Örneğin son 15 yıllık dönemde (1990-2004) üç yıl<br />

hariç, bütçenin gelirleri giderlerinin üzerinde olmuş, faiz dışı fazla<br />

gerçekleşmiştir. Son beş yıllık dönemde ise bütçenin faiz dışı fazla oranı<br />

25 Haldun DARICI, “Faiz Dışı Fazla Niçin Yeterli Olmuyor?”, <strong>Maliye</strong> Dergisi, s.59. Yıl:<br />

Mayıs – Ağustos 2004, Sayı:146, s.59.<br />

295

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!