20.09.2015 Views

MALİ DİSİPLİNİN SAĞLANMASINDA ANAYASAL ... - Maliye Bakanlığı

MALİ DİSİPLİNİN SAĞLANMASINDA ANAYASAL ... - Maliye Bakanlığı

MALİ DİSİPLİNİN SAĞLANMASINDA ANAYASAL ... - Maliye Bakanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sonuç itibariyle Anayasamıza “denk bütçe” mali kuralının konulabilmesi<br />

iktidardaki hükümet ve TBMM’nin yetkisi dahilindedir. Bu nedenle<br />

öncelikle iktidarın bu konuda istekli ve uygulama itibarıyla da kararlı olması<br />

önemlidir. Ancak ülkemizde ise hükümetler kamu harcamalarının<br />

sınırlandırılması hususunda çoğunlukla isteksiz davranmaktadırlar. Bu<br />

noktada hatırlatmak istediğimiz diğer bir husus ise şudur ki; daha öncede<br />

incelendiği üzere, 1982 Anayasamızın 65. maddesi “Devletin iktisadi ve<br />

sosyal ödevlerinin sınırları” başlığı altında düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu<br />

madde hükmüne göre; “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile<br />

belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek<br />

malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir”. İfade olarak tam<br />

anlamıyla anayasal denk bütçe ilkesi olarak tanımlayamasak da bu hüküm<br />

aslında anayasal bir mali kural niteliğindedir. Ancak uygulama sonuçları<br />

itibarıyla bakıldığında ülkemizde devletin sosyal ve ekonomik alanda<br />

Anayasa ile belirlenen görevlerini özellikle 1980 sonrası dönemde mali<br />

kaynaklarının oldukça üzerinde yerine getirdiği görülmektedir.<br />

Yukarıda sayılan kriterler dışında, anayasal denk bütçe kuralının<br />

uygulama başarısı, bu kuralın anayasal hüküm haline getirilmesinin ardından<br />

kolayca değiştirilememesidir. Türkiye’de ise 1982 Anayasası üzerinde bu<br />

güne değin on bir kez değişiklik yapılmış bulunmaktadır. Bununla birlikte<br />

Anayasamızda hüküm altına alınan bir denk bütçe kuralının, bu hükmü<br />

yürürlüğe koyan iktidar hükümetinin yerine gelen diğer hükümetlerce de<br />

benimsenerek devam ettirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde gerekli oy<br />

kuralının sağlanması ile anayasa değişikliğine gidilerek hükmün kaldırılması<br />

gündeme gelebilir.<br />

Tablo 50’de yer alan ve sırasıyla açıklamaya çalıştığımız kriterlere<br />

Türkiye açısından tam uyum sağlandığı durumda bile daha önce yer<br />

verdiğimiz eleştirilerin de dikkate alınarak değerlendirmeye tabi tutulması<br />

önemlidir. Bununla birlikte önemli olan diğer bir unsur, hangi kural<br />

uygulamaya konulursa konulsun o kuralı uygulayacak olanların “insanlar”<br />

olduğu ve ancak belirli değerlere sahip insanların kuralları en doğru biçimde<br />

uygulayacağıdır.<br />

Anayasal iktisat yaklaşımına göre, kültürel bir gelişim süreci içinde<br />

ortaya çıkan ahlaki sınırlamalar (mali basiret kuralları) Keynes tarafından<br />

yıkılmıştır. Eğer mali basiret kuralları yavaş ve kendiliğinden gelişmek<br />

zorunda ise, o zaman çözüm için az bir ümit vardır. Oysa, mali basiret<br />

416

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!