06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 16. na nda<br />

“Bundan sonra İsa, annesi, kardeşleri ve öğrencileriyle birlikte Kefernahum’a inerek orada<br />

birkaç gün kaldı. Yahudilerin Fısıh bayramı da yaklaşmıştı ve İsa Kudüs’e çıktı.” İsa, bu<br />

yolculukta başkente doğru yol alan büyük bir gruba katıldı. Görevini henüz halka açıkça<br />

bildirmemişti; kimse tarafından fark edilmeden kalabalığın arasına karıştı. Böylelikle Yahya’nın<br />

verdiği vaaz ve yaptığı hizmetle büyük önem verdiği Mesih’in gelişi, halk arasında çok sık<br />

konuşulan bir konu oldu. Halk büyük bir heyecanla milli yücelik umudunu taşıyordu. İsa<br />

onların bu konuda hayal kırıklığına uğrayacağını biliyordu. Çünkü onların bu umudunun temeli<br />

Kutsal Yazı’yı yanlış yorumlamalarına dayanıyordu. İsa, peygamberlikleri tüm ciddiyetiyle<br />

açıkladı ve halkın Allah’ın Sözü’nü daha iyi inceleyip, üzerinde daha ayrıntılı çalışması için<br />

çaba harcadı.<br />

Yahudi önderler, halkın Allah’a ibadeti Kudüs’te öğreneceğini bildirdiler. Fısıh Bayramı<br />

boyunca Filistin’in dört bir yanından, hatta uzak bölgelerden bile birçok kimse burada bir araya<br />

geliyordu. Tapınağın avluları farklı halk sınıflarından oluşan insanlarla doldu. Birçoğu obüyük<br />

kurbanı simgelemek için sunacakları adaklarını yanlarında getiremiyorlardı. Bunun için<br />

tapınağın dış avlusuna adak hayvanlan getiriliyor ve burada satılıyordu. Her sınıftan halk,<br />

adaklarını satın almak için buraya geliyordu. Tüm yabancı paralar burada tapınağın madeni<br />

parasına çevriliyordu.<br />

Her Yahudi’nin “kendi canının fidyesi olarak” yarım şekel ödemesi gerekiyordu ve bu<br />

şekilde toplanan para tapmağa yardım için kullanılıyordu.Ayrıca tapmak kasasında biriktirilmek<br />

üzere gönüllü olarak daha büyük miktarlarda bağışlar da yapılıyordu. Tüm yabancı madeni<br />

paraların tapınak hizmeti için kabul edilen ve tapınak şekeli adı verilen paraya çevrilmesi<br />

gerekiyordu. Değiştirilen para gasp ve hileye fırsat veriyordu ve bu gittikçe utanç verici bir hale<br />

gelerek kâhinler için bir gelir kaynağına dönüştü.<br />

Satıcılar adak hayvanları için çok yüksek fiyatlar talep ediyorlardı; ve kârlarını, insanların<br />

yaptığı harcamalarla zenginleşen kâhinler ve önderlerle paylaşıyorlardı. İbadet edenlere eğer<br />

adak sunmazlarsa, onların çocuklarının ya da ülkelerinin Allah’ın nimetlerini alamayacağı<br />

öğretiliyordu. Böylece adak hayvanlarının çok yüksek fiyatlarla satılması sağlanıyordu; çünkü<br />

insanlar bu kadar uzak yoldan geldikten sonra evlerine adaklarını sunamadan dönmek<br />

istemiyorlardı.<br />

Fısıh Bayramı süresince çok sayıda adak sunuluyordu ve tapınaktaki satış yeri çok genişti.<br />

Sonuç olarak ortaya çıkan görüntü ve kargaşada burası Allah’ın kutsal tapınağından çok,<br />

gürültülü bir sığır pazarını andırıyordu. Sığırların bağrışmaları, koyunların melemeleri,<br />

güvercinlerin paraların şıkırtısına karışan ötüşleri, pazarlık eden ve öfkeli bir şekilde tartışan<br />

insanların sesleri büyük bir gürültü oluşturuyordu. Kargaşa o kadar büyüktü ki, ibadet etmek<br />

için gelenler rahatsız oluyorlardı ve Yüce Yaradan’a hitaben söylenen sözler, tapınağa yayılan<br />

gürültü yüzünden duyulamıyordu. Yahudiler dindarlıkla-rıyla aşırı derecede gurur duyuyorlardı.<br />

Tapınaklarını çok seviyorlardı ve onun aleyhinde söylenen her sözü küfür sayıyorlardı; onunla<br />

92

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!