06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

“Sizler dünyanın ışığısınız.” Yahudiler kurtarılmayı sadece kendi uluslarıyla sınırlandırmayı<br />

düşündüler; fakat İsa onlara kurtuluşun tıpkı güneşin ışınları gibi olduğunu gösterdi. O, tüm<br />

dünyaya aittir. Müjde bir kitabın kapağı ya da bir dua evinin duvarları ile sınırlı değildir. O,<br />

kendi çıkarlarımız için ortaya çıkarılıp daha sonra bir kenara atılmamalıdır. O, günlük<br />

yaşamımızda bizi kutsayacaktır ve hem iş ilişkilerimizde, hem de sosyal ilişkilerimizde<br />

kendisini gösterecektir.<br />

Gerçek karakter, dışarıda şekil verilip daha sonra giyilen bir giysi gibi değildir. O, kişinin<br />

yüreğinde şekillenir. Eğer diğer insanları da dürüstlük yoluna çağırmak istiyorsak, dürüstlüğün<br />

ilkelerini kalbimizde korumalıyız. İmanlı olduğumuzu iddia etmemiz, bizi dindar bir kişi gibi<br />

gösterebilir. İddia ettiğimiz değil, sahip olduğumuz ve uyguladığımız iman, gerçeğin sözünü<br />

koruyabilir. İlahi ışığı dünyaya iletmek için; ağırbaşlı ve çalışkan olmak, iyilik yapmak,<br />

günahtan uzak durmak, her şeye rağmen dürüst olmak ve kutsal bir yaşam sürerek başkalarına<br />

örnek olmak gerekir.<br />

İsa, Yasa’nın ayrıntıları üzerinde durmadı; fakat kendisini dinleyenleri, onun<br />

gerektirdiklerini ortadan kaldırmak için geldiğini düşünmeye de sevk etmedi. Ajanların, her<br />

sözü kendi amaçları doğrultusunda kullanacaklarını biliyordu. Kendisini dinleyenlerin<br />

arasındaki birçok kişinin önyargılı düşüncelere sahip olduklarını da biliyordu. Musa aracılığıyla<br />

verilen Yasa ve dine olan imanlarını sarsacak hiçbir şey söylemedi. İsa bizzat hem ahlaki hem<br />

de törensel yasayı buyurmuştu. Kendi öğretisine duyulan güveni yok etmeye gelmedi. Yasa’ya<br />

ve peygamberlere olan saygısından dolayı Yahudi ulusunu kuşatan geleneksel sınırlamaların ve<br />

taleplerin oluşturduğu duvarı yıkmaya çalıştı. Onların yasayla ilgili yanlış yorumlarını bir<br />

kenara bırakırken, İbranilere bildirilen önemli gerçeklere sahip çıkmaları için öğrencilerini<br />

dikkatle uyardı.<br />

Ferisiler yasaya bağlı olmalarıyla övünüyorlardı; buna karşın onun ilkeleriyle ilgili çok az<br />

bilgi sahibiydiler. Kurtarıcı’nın her sözünü kendilerine yapılan bir hakaret olarak kabul<br />

ediyorlardı. İsa gerçeği gizleyen engelleri ortadan kaldırırken, Ferisiler O’nun gerçeği yok<br />

etmekte olduğunu ve yasayı önemsemediğini birbirlerine fısıldadılar. Fakat İsa onların<br />

düşüncelerini okudu ve şöyle dedi: “Ruhsal Yasa’yı ya da peygamberlerin sözlerini ortadan<br />

kaldırmaya geldiğimi sanmayın. Ortadan kaldırmaya değil, yerine getirmeye geldim.” İsa<br />

burada Ferisilerin suçlamalarında haksız olduklarını kanıtlıyor. O’nun dünyadaki görevi, ihlal<br />

ettiğini belirterek suçladıkları yasanın doğruluğunu kanıtlamaktı. Allah’ın Yasası değiştirilebilir<br />

ya da ortadan kaldırılabilir olsaydı, İsa’nın bizim günahlarımız yüzünden acı çekmesi<br />

gerekmezdi. O, kendi yaşamında da yasaya bağlı kalarak, onun buyruklarını bize açıklamak ve<br />

onu bize tanıtmak için geldi.<br />

Allah, insanları sevdiği için bize kutsal buyruklarını vermiştir. Günahın sonuçlarından<br />

korumak için dürüstlüğün ilkelerini bize gös-terir. Yasa, Allah’ın düşüncesinin bir ifadesidir;<br />

İsa aracılığıyla aldığımızda bizim de düşüncemiz haline gelir. Bizi doğal arzuların ve hırsların<br />

gücünden ve günaha sürükleyen ayartılmadan korur. Allah bizim mutlu olmamızı arzular ve<br />

O’na bağlı kalarak, sevinç bulmamız için bize yasanın buyruklarını vermiştir. İsa’nın<br />

190

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!