06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

İsa, Kudüs’e gitmekte kararlıydı. O’nun yaşamındaki tek yasa, Allah’ın isteğiydi.<br />

Çocukluğunda tapınağı ziyaretinde anne ve babasına şöyle cevap vermişti: “Beni niçin arayıp<br />

durdunuz? Babamın evinde olmam gerektiğini bilmiyor muydunuz?” Meryem’in, O’nun<br />

mucizevi gücünü göstermesini istediği Kana’da da şu cevabı verdi: “Benim vaktim daha<br />

gelmedi.” Bayrama katılmasını istediklerinde İsa kardeşlerine aynı sözlerle cevap verdi; fakat<br />

bunun gerçekleşme zamanı, Allah’ın büyük planında insanlığın günahlarından dolayı O’nun<br />

kendi yaşamını feda etmesi için belirlenen zamandı; ve bunun için vakit yaklaşıyordu. Asla<br />

başarısız olmayacak ve tereddüt etmeyecekti. Adımları düşmanlarının O’nu öldürmek için uzun<br />

süredir planlar kurduğu Kudüs’e doğru yöneldi. Zulmü, reddedilmeyi, mahkum edilmeyi ve<br />

ölümü göze alarak kararlı adımlarla Kudüs’e doğru yola çıktı.<br />

Kendi önünden haberciler gönderdi. Bunlar kendisi için hazırlık yapmak üzere gidip<br />

Samiriyelilere ait bir köye girdiler. Fakat Samiriyeliler, Kudüs’e gitmekte olan İsa’yı kabul<br />

etmediler. İsa’nın, kendisinden nefret eden Yahudilere öncelik tanıdığını düşündüler. Eğer<br />

tapınağı restore etmek ve Gerizim Dağı’nda ibadet etmek için gelmiş olsaydı, O’nu<br />

memnuniyetle kabul ederlerdi; fakat Kudüs’e gidiyordu. Bu yüzden O’na konukseverlik<br />

göstermediler. Kapılarını, gökyüzünün en değerli armağanına kapadıklarının farkında değildiler.<br />

İsa, onları kendisini kabul etmeye çağırdı. Onlara daha yakın olabilmek ve zengin lütuflarını<br />

sunabilmek için onlardan bazı dileklerde bulunmuştu. Kendisine yapılan her iyiliğin<br />

karşılığında onlara daha zengin bir lütuf sundu; fakat bağnazlıkları ve önyargıları yüzünden<br />

Samiriyeliler bunların tümünü yitirdiler.<br />

Öğretmenlerine Samiriyelilerin kötü davranmaları ve O’nu kabul etmemeleri, Yakup ve<br />

Yuhanna’yı çok üzmüştü. Varlığı ile onurlandırdığı Samiriyelilerin, İsa’ya karşı bu kadar kötü<br />

davranmaları onları çok öfkelendirdi. İsa’nın görünümünün değiştiği dağın üzerinde O’nunla<br />

birlikte olmuşlar ve Allah’ın görkemi içinde göründüğünü ve Musa ile İlyas tarafından<br />

onurlandırdığına da tanık olmuşlardı. Yakup ve Yuhanna bu saygısız hareketlerinden dolayı<br />

Samiriyelilerin cezalandırılması gerektiğini düşündüler.<br />

İsa’nın yanma gelerek halkın O’nun hakkında söylediği sözleri bildirdiler ve bir gecelik<br />

kalacak bir yer vermeyi reddettiklerini söylediler. O’na karşı çok büyük bir yanlış yapıldığını<br />

düşündüler. İlyas’ın sahte peygamberleri öldürdüğü Karmel Dağ’ını uzaktan görerek şöyle<br />

dediler: “Rab, bunları yok etmek için bir buyrukla gökten ateş yağdırmamızı ister misin?”<br />

Söyledikleri sözlerin İsa’yı üzdüğünü görünce şaşırdılar; fakat İsa dönüp onları şu sözleriyle<br />

azarlayınca şaşkınlıkları bir kat daha arttı: “Siz hangi ruha ait olduğunuzu bilmiyorsunuz; çünkü<br />

İnsanoğlu insanları yok etmeye değil, kurtarmaya geldi.” Sonra başka bir köye girdiler.<br />

İsa insanlara kendisini zorla kabul ettirmek istemedi. Vicdanı zorlamaya çalışan, Şeytan ve<br />

onun hizmetçileridir. Kötü meleklerle işbirliği yapanlar, dürüst görünmeye çalışarak sahip<br />

oldukları yanlış dini fikirlerini onlara da aşılamak için kendi yakınlarının bile acı çekmelerine<br />

neden olurlar. Fakat İsa onlara her zaman merhamet etmekle sevgisini açıkça gösteriyordu. 0,<br />

sadece gönüllü olarak yapılan hizmeti, yüreğindeki sevginin etkisiyle kişinin kendisini teslim<br />

etmesini arzular. Şeytan’ın ruhuna sahip olduğumuzu, başka hiçbir şey, yaptığımız çalışmaları<br />

312

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!