06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

fakat geri vermek üzere. Ondan yükselen su buharları, bitkilerin gelişmesi ve çiçeklerin<br />

tomurcuk açması için yağmur olarak tekrar yeryüzüne düşer.<br />

Kutsal melekler, günahkarlara ve kutsal olmayanlara, bıkmaksızın sevgi ve şefkat<br />

göstermekten sevinç duyarlar. Gökyüzü melekleri insanların kalbini kazanmaya çalışır; onlar,<br />

bu karanlık dünyaya gökyüzünden ışık getirirler. Sabırlı ve nazik bir şekilde onlara<br />

yardımcı olarak, yolunu kaybedenleri, kendilerinin düşündüklerinden bile daha yakın olan<br />

Mesih’in kutsal birlikteliğine getirmek için, insanların ruhları üzerinde etkili olurlar.<br />

Tüm diğer örneklerden sonra, İsa Mesih’te Allah’ı görüyoruz. Mesih’e baktığımızda,<br />

kendisinde Allah’ın yüceliği görülmektedir. İsa şöyle demiştir: “Ben kendiliğimden bir şey<br />

yapmıyorum. Ancak, Baha’mın bana öğrettiği gibi konuşuyorum.” “Yaşayan Baba beni<br />

gönderdiği gibi ve ben Baba’nın aracılığıyla yaşadığım gibi, bedenimi yiyen de benim<br />

aracılığımla yaşayacak.” “Ben kendimi yüceltmek istemiyorum, ama bunu isteyen ve yargılayan<br />

Biri vardır.” “Kendi-liğinden konuşan, kendini yüceltmek ister, ama kendisini göndereni<br />

yüceltmek isteyen doğrudur ve O’nda haksızlık yoktur.” Bu sözlerde, evren için yaşam kanunu<br />

olan büyük prensip açıklanıyor. Mesih, Allah’tan her şeyi, geri vermek üzere aldı. Böylece<br />

gökyüzünde O’nun yardımıyla, tüm yaratılanlar için, sevgili Oğul aracılığıyla Baha’nın ömrü<br />

herkese akar. Bu, Oğul sayesinde övgü ve sevinç dolu bir ibadetle ve bir sevgi akışı şeklinde her<br />

şeyin yaratıcısı ve kaynağı olan Yüce Yaradan’a geri döner. Bu şekilde, Mesih vasıtasıyla<br />

yaşam kanununu ve Yüce Allah’ın karakterini temsil eden iyilik devranı tamamlanmış olur.<br />

Gökyüzünde, bu yasa ihlal edildi. Günah, bencillikten dolayı ortaya çıktı. Keruv olan<br />

Lusifer, cenntte “en önemli varlık” olmayı arzuladı. Gökyüzündeki varlıkların denetimini ele<br />

geçirmeye, onları Yaratıcılarından uzaklaştırmaya ve kendisine hürmet etmelerini sağlamaya<br />

çalıştı. Allah’ın, kendisini üstün görme arzusunda olduğunu savunarak, O’nu kasıtlı olarak<br />

yanlış tanıttı. Kendi kötü özellikleriyle, sevgi dolu Yaradan’ı suçlamaya çalıştı. Bu şekilde<br />

insanları ve melekleri kandırdı. Onları, Allah’ın Sözü’nün doğruluğundan şüphe etmeye ve<br />

O’nun iyiliğine güvenmemeye yöneltti. Allah, adaletli ve büyük bir ihtişama sahip olduğu için,<br />

Şeytan, insanların O’nu acımasız ve sert olarak görmelerini sağladı. Böylece, Allah’a karşı<br />

gelmek için insanları kendi tarafına çekti ve felaket gecesi tüm dünyanın üzerine çöktü.<br />

Yeryüzü, Allah’ın yanlış anlaşılmasıyla karardı. Koyu karanlıkların aydınlatılması ve<br />

dünyanın yeniden Allah’a geri yaklaştırılabilmesi için, Şeytan’ın aldatıcı gücünün kırılması<br />

gerekiyordu. Bu, güç kullanarak yapılamazdı. Güç kullanmak, Allah’ın Egemenliğinin<br />

prensiplerine aykırıdır; O, sadece sevgiyle yapılan hizmeti arzular ve sevgiye hükme- dilemez,<br />

sevgi zorla ya da otorite yoluyla elde edilemez. Sevgiye, sadece sevgi yoluyla ulaşılır. Allah’ı<br />

tanımak, O’nu sevmektir. O’nun karakteri, Şeytan’ın karakterine zıt olarak gösterilmeliydi.<br />

Bunu, tüm evrende sadece tek bir Kişiyapabilirdi. Bunu insanlığa sadece Allah’ın sevgisinin<br />

derinliğini ve yüceliğini bilen Kişibildirebilirdi. Dünyanın karanlık gecesinin üzerine<br />

Doğruluğun Güneşi, “O’nun kanatları altında şifa olarak doğacaktır.”<br />

9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!