06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 15. Dü ün öleninde<br />

Isa, kâhinlik görevine Kudüs’teki Yüksek Kurul’un önünde büyük işler gerçekleştirerek<br />

başlamadı. Celile’deki küçük bir köy evinde toplanarak, gücünü bir düğün şölenine neşe katmak<br />

için harcadı. Böylece insanlara duyduğu sevgiyi ve onların mutluluğuna katkıda bulunmayı arzu<br />

ettiğini gösterdi. Çölde denendiğinde kendisi keder ve üzüntü kasesinden1içmişti. İnsanlara<br />

kutluluk kasesini vermek ve onları yaşamlarındaki ilişkilerinde kendi kutsallığıyla kutsamak<br />

için geldi.<br />

İsa, Ürdün’den Celile’ye döndü. Nasıra’dan fazla uzak olmayan küçük bir kasaba olan<br />

Kana’da bir düğün şöleni düzenlenecekti. Düğün sahipleri Yusuf ve Meryem’in yakınlarıydı.<br />

Bu aile toplantısından haberi olduğu için İsa, Kana’ya gitti ve öğrencileriyle şölene davet<br />

edildi.<br />

Uzun zaman ayrı kaldığı annesine burada tekrar kavuştu. Meryem, Ürdün’de İsa’nın<br />

vaftizinde olanları duymuştu. Nasıra’ya bu konuda iletilen haberler, yıllardır yüreğinde<br />

sakladığı gerçeği tekrar onun aklına getirmişti. Tüm İsrail ile birlikte, Meryem de Vaftizci<br />

Yahya’nın göreviyle derinden etkilendi. Onun doğumunda verilen peygamberliği çok iyi<br />

hatırlıyordu. Yahya’nın İsa ile olan ilişkisi onun umutlarını yeniden canlandırdı. Fakat gelen<br />

haberler arasında, İsa’nın gizemli bir şekilde çöle gittiğini duymuştu. Meryem bu yüzden İsa<br />

için kaygılanmış ve yüreğini sıkıntılar kaplamıştı!<br />

Meryem, Nasıra’daki evde meleğin bildirisini duyduğu günden beri, İsa’nın Mesih<br />

olduğunun belirtisi olan her olayı yüreğinde sakladı. O’nun tertemiz ve bencillikten uzak olan<br />

yaşamı ona, İsa’nın, Allah tarafından gönderilmiş olduğu güvencesini verdi. Buna<br />

karşın Meryem, kimi zaman şüpheye düştü, düş kırıklığına uğradı ve O’nun görkeminin açığa<br />

çıkacağı zamanı sabırla bekledi. İsa’nın doğumu ile ilgili sırrı paylaşan Yusuf ise ölmüştü. Artık<br />

umutlarını ve korkularını paylaşabileceği bir kimsesi yoktu. Son iki ay acılar içinde geçmişti.<br />

İsa dan ayrı kalmıştı. O’nun sevgisinde avunç buluyordu; Simun’un şu sözlerini yüreğinde<br />

sakladı: “Senin kalbine de adeta bir kılıç saplanacak” (Luka 2:35); O’nu sonsuza dek<br />

kaybettiğini sandığı Fısıh bayramı dönüşünde, İsa’nın kaybolduğu acı dolu o üç günü ve O’nun<br />

dönüşünü kaygı içinde nasıl beklediğini hatırladı.<br />

Meryem, düğün şöleninde İsa ile karşılaşır. O yine her zamanki sevgi dolu ve görevine<br />

düşkün Oğul’dur. Fakat İsa eskisi gibi değildir. Görünüşü değişmiştir. Yüzünde, çölde Şeytan’a<br />

karşı girdiği zor ve yorucu mücadelenin izleri vardır. Yeni bir güç ve ağırbaşlılık ifadesi, O’nun<br />

ilahi görevinin belirtisini verir. Yanında kendisini “efendimiz” diye çağıran ve saygıyla izleyen<br />

bir grup genç vardır. Meryem’e, İsa’nın vaftizinde ve diğer yerlerde neler gördüklerini anlatırlar<br />

ve şöyle eklerler: “Musa’nın Kutsal Yasa’da hakkında yazdığı, peygamberlerin de sözünü ettiği<br />

Yusuf oğlu Nasıra’lı İsa’yı bulduk.”<br />

Konuklar bir araya geldiğinde, onların birçoğu herkeste ilgi u- yandıran bu konuyu<br />

düşünmekle meşgul gibi görünür. Hepsini gizli bir heyecan kaplar. Küçük gruplar kendi<br />

85

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!