06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 53.<br />

Halka dönük hizmeti sona ermek üzereyken İsa, çalışmalarında bir değişiklik yaptı. O<br />

zamana dek halkın ilgisini kendi üzerine çekmekten kaçınmaya çalışmıştı. Halkın, kendisine<br />

aşırı hürmet etmesini reddetti. Onların ilgisi aşırı düzeye ulaşıp kontrolden çıktığında<br />

çalışmalarını sürdürdüğü bölgeyi sürekli değiştirdi. Kendisinin Mesih olduğunu başkalarına<br />

bildirmemeleri için onları defalarca kez uyardı.<br />

Çardak Bayramı’na katılmak için Kudüs’e tek başına ve hiç kimseye görünmeden gelmişti.<br />

Kardeşleri, kendisini Mesih olarak açıkça bildirmesi için O’nu zorladıklarında onlara, “Benim<br />

zamanım daha gelmedi”demişti. Kudüs’e gizli bir şekilde ve halk tarafından onur-landırılmadan<br />

geldi. Fakat son yolculuğu böyle olmayacaktı. Hahamların ve Ferisilerin kötü davranışlarından<br />

dolayı kısa bir zaman için Kudüs’ten ayrılmıştı. O acılarının sahnelendiği olayla yakında<br />

karşılaşacağını biliyordu ve insanların dikkatini bu görkemli kurban olayına yönlendirdi.<br />

“Musa, çölde yılanı nasıl yukarı kaldırdıysa, İnsanoğlu’nun da öyle yukarı kaldırılması<br />

gerekir.” İsrail halkının gözlerinin, iyileşmeleri için belirlenmiş simge olan yukarı kaldırılan<br />

yılana çevrilmesi olayında olduğu gibi, tüm gözlerin, kaybolan dünyaya kurtuluş getiren ve<br />

kurban olan İsa’ya çevrilmesi gerekir.<br />

Mesih’in görevini yanlış anlamalarından ve ilahi karakterine iman etmediklerinden dolayı,<br />

İsa’nın kardeşleri O’nu, Çardak Bayramı’nda halkın önünde kendisini Mesih olarak açıkça<br />

bildirmeye zorladılar. Bu yüzden öğrenciler, orada kendisinin başına gelecek olaylarla<br />

ilgili olarak İsa’nın söylediği sözleri hatırlayınca O’nun Kudüs’e gitmesini engellemek<br />

isteyeceklerdi. Dini liderlerin O’na karşı duyduğu kin ve nefreti bildiklerinden dolayı,<br />

öğretmenlerini oraya gitmekten vazgeçirmeye çalışacaklardı.<br />

Öğrencilerinin korkuları, hayal kırıklıkları ve inançsızlıkları yüzünden Kudüs’e yapacağı<br />

yolculuk için acele etmek İsa’yı üzüyordu. Onları, kendilerini Kudüs’te bekleyen büyük acıya<br />

ve umutsuzluğa yöneltmek kolay değildi. Şeytan, İnsanoğlu’nu tuzağa düşürmeye ve O’nu<br />

ayartmaya çalışacaktı. Kendisini ölümün beklediğini bildiği halde neden Kudüs’e gitmeliydi?<br />

Çevresi yaşam ekmeğine muhtaç, O’nun şifalı sözlerini bekleyen ve acı çeken insanlarla<br />

doluydu. O’nun lütufla- rıyla gerçekleştireceği iş henüz yeni başlamıştı. Artık yetişkin bir<br />

insandı ve tüm gücü yerindeydi. Neden şifalı gücüyle diğer insanları da iyileştirmek için<br />

dünyanın uzak bölgelerine de gitmiyordu? Karanlıkta kalmış olan ve acı çeken diğer<br />

milyonlarca insanı ışığa kavuşturmanın ve onlara mutluluk vermenin sevincini yaşamıyordu?<br />

Aldığı ürünü neden imanları bu kadar zayıf, anlayışları körelmiş olan ve isteksiz davranan<br />

öğrencilerine bırakıyordu? Başladığı işi bırakıp neden ölüme gidecekti? İsa ile çölde karşılaşan<br />

Düşman, bu kez kurnazca planlarıyla tuzağa düşürmek için saldırmıştı. Eğer İsa bir an için bile<br />

onunla mücadele etmekten vazgeçmiş olsaydı, Şeytan’ın ajanları zafer kazanmış ve dünya<br />

kaybedilmiş olacaktı.<br />

311

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!