06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Kadın, İsa’nın sözlerini anlamamıştı; fakat bu sözlerin ifade ettiği derin anlamı hissetti.<br />

O’nun alaycı ve hafife alan tavrı değişmeye başladı. İsa’nın önündeki kuyudan bahsettiğini<br />

sanarak, “’Efendim’ dedi, su çekecek bir şeyin yok, kuyu da derin. Böyle olunca yaşam suyunu<br />

nereden bulacaksın? Sen, bu kuyuyu bize vermiş, kendisi, oğulları ve davarları ondan içmiş<br />

olan atamız Yakup’tan daha mı büyüksün?”’ Kadın, önünde sadece susamış, üzeri tozlanmış ve<br />

yorgun bir yolcu gördü. O’nu kendi düşüncesine göre değerli atası Yakup ile kıyasladı. Doğal<br />

olarak, başka hiçbir kuyunun, kendilerine atalarından kalan bu kuyuyla eşit olamayacağı hissini<br />

taşıyordu. Atalarının umudu olan Mesih kendisinin yanındayken, O’nu tanımayan kadın, önce<br />

geçmişteki atalarını düşündü, daha sonra şimdi yanında duran Kişi’ye doğru baktı. Bugün,<br />

susayan birçok kimse yaşam pınarının çok yakınındadır; buna karşın yaşam suyunun pınarını<br />

uzaklarda aralar. “Yüreğinde ’Göğe, yani Mesih’i indirmeye kim çıkacak ?’ ya da ’dipsiz<br />

derinliklere, yani Mesih’i ölüler arasından çıkarmaya kim inecek?’ deme!... Ne deniyor? Tanrı<br />

sözü sana yakındır. Ağzında ve yüreğindedir.’ “İşte duyurduğumuz iman sözü budur. İsa’nın<br />

Rab olduğunu açıkça ağzınla söyler ve Allah’ın O’nu ölümden dirilttiğine yürekten iman<br />

edersen, kurtulacaksın.”<br />

İsa, kendisiyle ilgili soruya hemen cevap vermedi; fakat ciddi bir şekilde şöyle dedi: “Bu<br />

sudan her içen yine susayacaktır. Oysa benim vereceğim sudan içen, sonsuza dek susamaz;<br />

fakat benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam fışkıran bir su kaynağı olacaktır.” Susuzluğunu<br />

bu dünyanın pınarlarından içerek gidermeye çalışan, çök geçmeden tekrar susayacaktır. İnsanlar<br />

sürekli hoşnutsuzluk duyarlar ve bu hoşnutsuzluklarını gidermek için bir arayış içindedirler.<br />

Sadece tek bir Kişi bu ihtiyacı karşılayabilir. Dünyanın gereksinim duyduğu, “tüm milletlerin<br />

arzusu olan” Kişi’dir. O’nun tek başına verebildiği ilahi lütuf, insanın ruhunu arındıran,<br />

ferahlatan ve onu zinde kılan yaşam suyudur.<br />

İsa sadece bir içimlik yaşam suyunun, O’nu alana yeteceği fikrini savunmadı. İsa’nın<br />

sevgisini alan, sürekli daha fazlasını arzulayacak ve başka hiçbir şey istemeyecektir. Dünyanın<br />

zenginlikleri, onuru ve zevkleri onu cezbetmez. Onun kalbinin sürekli özlemle haykırışı İsa’yla<br />

daha yakın bir ilişki içinde olmaktır. Ruha bunun gerekliliğini gösteren Mesih, onun açlık ve<br />

susuzluğunu gidermek için yardım elini uzatır. Bu susuzluğu insani çarelerle gidermek<br />

imkansızdır. Bunu deneyenler başarısız olacaklardır. Zaman içinde onların su depoları<br />

boşalacak ve havuzları kuruyacaktır; fakat Kurtarıcı’mız tükenmeyen bir pınardır. Defalarca<br />

içebiliriz ve her zaman taze su bulabiliriz. İsa’nın içinde konut kurduğu kişi, kendi içinde bir<br />

bereket pınarına, yani “sonsuz yaşam veren suyun kuyusuna” sahiptir. O, ihtiyaçlarının tümü<br />

için bu kaynaktan güç ve lütuf alabilir.<br />

İsa, yaşam suyundan söz ettiğinde kadın, O’na şaşkın ve dikkatli bir şekilde baktı. İsa onun<br />

ilgisini çekmişti ve sözünü ettiği armağan onun içinde bir arzu uyandırmıştı. Kadın, İsa’nın<br />

sözünü ettiği suyun, Yakup’un kuyusunun suyu olmadığını anlıyordu; çünkü bu sudan sürekli<br />

olarak kullanıyordu, içiyordu ve yeniden susuyordu. Kadın, şöyle dedi: “Bu suyu bana ver.<br />

Böylece ne susayayım, ne de su çekmek için buraya kadar geleyim.” İsa bu kez konuyu aniden<br />

değiştirdi. Kadın, İsa’nın ona vermeyi arzuladığı hediyeyi almadan önce kendi günahlarını ve<br />

111

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!