06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 67. Ferisilerin Vay Haline/<br />

İsa’nın tapınakta ders verdiği son gündü. Kudüs’te toplanan büyük kalabalıkların dikkati ona<br />

çevrilmişti; tapınağın avlularını dolduran ve Yahudi liderler ile tartışan İsa’yı izleyen halk,<br />

O’nun sözlerim dikkatle dinliyordu. Böyle bir olaya daha önce hiç tanık olmamışlardı.<br />

Dünyasal onur ya da krallık unvanı taşımayan genç Celileli korkusuzca Yahudilere<br />

sesleniyordu. Hahamlar özel işlemeli giysileri, din bilginleri yüksek mevkilerini işaret eden<br />

gösterişli cübbeleri ve yasa yorumcuları sürekli başvurdukları kaynak olarak gösterdikleri<br />

ellerindeki yazılarla O’nun çevresinde toplandılar. İsa onların önünde bir kralın ağırbaşlılığı ile<br />

durdu. Gökyüzü tarafından yetki ile donatılmış olan Kişi olarak, öğretilerini küçümseyip<br />

reddeden ve kendisini öldürmek için fırsat kollayan düşmanlarının karşısında korkusuzca durdu.<br />

Çok sayıda kişi O’na saldırdı; fakat O’nu tuzağa düşürmek ve mahkum etmek için kurdukları<br />

tuzaklar boşunaydı. Hahamların ve Ferisilerin yanlışlarının karanlığı ile gerçek aydınlık<br />

arasındaki farkı onlara defalarca açıklamıştı. Bu liderlerin gerçek durumlarını ve yaptıkları kötü<br />

işlere devam ettikleri takdirde başlarına gelecek felaketleri onlara açıkça bildirdi. İsa onları<br />

uyarmıştı. Buna karşın yapması gereken başka bir iş daha vardı. Diğer amaç da<br />

gerçekleştirilmeliydi.<br />

Halkın İsa’ya ve O’nun ve çalışmalarına duyduğu ilgi gittikçe artmıştı. O’nun öğretilerinden<br />

etkilenmiş; fakat çok şaşırmışlardı. Kutsal ve bilgili göründükleri için hahamlara ve din<br />

bilginlerine o zamana dek saygı göstermişlerdi. Tüm dini konularda onların yetkisini kabul<br />

etmişlerdi. Buna karşın şimdi bu kimselerin, İsa’dan - girdiği her tartışmada kusursuz karakteri<br />

ve engin bilgisi herkes tarafından açıkça fark edilen ilahi Öğretmen’den kuşku duymaları için<br />

halkı kışkırtmaya çalıştıklarını gördüler. Hahamlarla birlikte, diğer liderlerin de yüzlerindeki<br />

şaşkınlık ifadesini gördüler. Öğretilerinin bu kadar açık ve anlaşılır olmasına rağmen din<br />

bilginlerinin İsa’ya inanmak istememesi onları şaşırttı. Kendileri bile ne yapmaları gerektiğini<br />

bilmiyorlardı. Merakla sürekli akıl danıştıkları kişilerin hareketlerini izlediler.<br />

İsa anlattığı örneklerde hem din bilginlerini uyarmayı, hem de öğrenmek isteyen halkı<br />

eğitmeyi amaçlıyordu. Fakat daha açık bir şekilde konuşmak gerekiyordu. Geleneklere olan<br />

bağlılıkları ve bozulan bir kâhinliğe duydukları kör imanları yüzünden halk adeta köleleştirilmişti.<br />

İsa bu zincirleri kırmalıydı. Hahamların, din bilginlerinin ve Ferisilerin gerçek<br />

karakteri açıkça görülmeliydi.<br />

İsa şöyle dedi: “Din bilginleri ve Ferisiler Musa’nın kürsüsünde otururlar. Bu nedenle size<br />

söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin; fakat onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü<br />

söyledikleri şeyleri kendileri yapmazlar.” Ferisiler ve din bilginleri Musa’nınkine benzer bir<br />

ilahi yetkiye sahip olduklarını iddia ediyorlardı. Halkın yargıçları ve Yasa’nın uygulayıcıları<br />

olarak onun yerini almaya çalıştılar. Böylece halkın, kendilerine saygı göstermesini ve itaat<br />

etmesini beklediler. İsa kendisini dinleyenlere, hahamların öğrettikleri yasaya uygun olan her<br />

şeyi yapmalarını; fakat onların kendi yaptıkları şeyleri yapmamalarını buyurdu. Onlar<br />

öğretilerini kendileri bile uygulamıyorlardı.<br />

389

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!