06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 65. Tap nak Tekrar Ar nd r l yor<br />

İsa, görevine başlarken maddi kazanç sağlamak için kurdukları işlerle 1 tapınağın kutsallığını<br />

bozanları kovmuştu; ilahi görkemiyle sert tavrı, bu hilekar tüccarları korkutmuştu. Görevi sona<br />

ermek üzereyken tapınağa tekrar geldi ve tıpkı önceden olduğu gibi yine kutsallığının bozulmuş<br />

olduğunu gördü. Tapınağın dış avlusu, adeta geniş bir sığır pazarı haline getirilmişti.<br />

Hayvanların bağırışları, para şıngırtıları ve pazarlık eden insanların sesleri birbirine karışıyordu.<br />

Bu seslerin arasında kutsal tören yapan kişilerin de sesi duyuluyordu. Tapınak görevlileri bizzat<br />

kendileri alım satım ve para değiştirme işine girmişlerdi. Maddi kazanç hırsı onları öylesine<br />

sarmıştı ki, Allah’ın nazarında hırsızdan farksızdılar.<br />

Hahamlar ve din yorumcuları, yapmaları gereken işin kutsallığının farkında değildiler. Her<br />

Fısıh ve Çardak Bayramında binlerce hay-van kurban edildi ve hahamlar onların kanını sunağa<br />

sürdüler. Yahudiler kan sunularına alışmışlardı ve hayvanların kanının dökülmesini gerektiren<br />

bu usulün günah olduğu gerçeğini neredeyse göz ardı etmişlerdi. Bunun, dünyanın yaşamı için<br />

dökülecek olan Allah’ın sevgili Oğlu’nun kanını simgelediğini ve kurban sunularıyla insanların<br />

çarmıha gerilen bir Kurtarıcı’ya yöneltileceklerini fark edemediler.<br />

İsa, kurban edilen masum hayvanlara baktı ve bu olayı nasıl kan dökme ve zalimlik hareketi<br />

haline getirdiklerini gördü. Alçakgönüllü bir şekilde kendi günahlarından dönmek yerine, sanki<br />

Allah, içten bir yürekle yapılmayan sahte hizmeti kabul ediyormuş gibi, sundukları kurbanların<br />

sayısını artırdılar. Para hırsı ve bencillik, hahamların ve diğer dini liderlerin kalplerini<br />

taşlaştırmıştı. Allah’ın Kuzusu’nu işaret eden simgeleri maddi kazanç sağlamak için araç olarak<br />

kullandılar. Böylece kurban hizmetinin kutsallığı halkın gözünde büyük ölçüde yok oldu. Tüm<br />

bunlar İsa’nın öfkelenmesine sebep oldu; dini liderlerin çok yakında dünyanın günahları için<br />

dökülecek olan kendi kanına, kurban ettikleri hayvanların sürekli akıttıkları kanı kadar bile<br />

değer vermeyeceklerini biliyordu.<br />

İsa bu usullere karşı peygamberler aracılığıyla konuşmuştu. Samuel şöyle demişti: “Rab,<br />

kendi sözünün dinlenmesinden hoşlandığı kadar yakılmalık adaklardan, kurbanlardan hoşlanır<br />

mı? İşte söz dinlemek kurbandan, sözü önemsemek de koçların iç yağından daha iyidir.”<br />

Yeşaya Peygamber Yahudilerin inançsızlığını görerek onlara Sodom ve Gomora’yı yönetenler<br />

diye hitap etti: “Ey Sodom yöneticileri, Rab’bin söylediklerini dinleyin; ey Gomora halkı,<br />

Allah’ımız’ın yasasına kulak verin. ’Kurbanlarınızın sayısı çokmuş, bana ne?’ diyor Rab.<br />

Yakmalık koç adaklarına ve besili hayvanların yağma doydum. Boğaların, kuzuların ve<br />

erkeçlerin kanından hoşlanmıyorum. Bana tapınmaya geldiğinizde avlularımı çiğnemekten<br />

başka bir şey yapmıyorsunuz.” “Yıkanıp temizlenin, yaptığınız kötülüklere son verin. Kötülük<br />

etmekten vazgeçin. İyilik etmeyi öğrenin; adaleti gözetin, ezileni koruyun, öksüzlerin hakkını<br />

arayın; dul kadını savunun.”<br />

Bu peygamberlikleri bizzat kendisi veren Kişi, şimdi son kez uyarıda bulunmuştu.<br />

Peygamberliğin gerçekleşmesinde halk, İsa’yı İsrail’in kralı ilan etmişti. Onlar İsa’ya hürmet<br />

etmişlerdi ve İsa, krallık görevini kabul etmişti. İsa böyle davranmalıydı. Bozulan kâhinliği<br />

374

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!