06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

hazırlıyorlardı. Hahamların ve din bilginlerinin günahı, daha sonraki tüm nesillerden daha<br />

büyüktü. Kurtarıcı’yı reddetmelerinin sonucunda kendilerini, Habil’den İsa’ya kadar tüm dürüst<br />

insanların ölümünden sorumlu yapıyorlardı. Kendi kötülük kaselerini taşırmak üzereydiler; ve<br />

taşırdıkları bu kase çok yakında onların başına büyük bir felaket olarak dökülecekti. İsa onları<br />

bu konuda uyarmıştı<br />

“Böylelikle doğru kişi olan Habil’in kanından, tapınakla sunak arasında öldürdüğünüz<br />

Berekya’nın oğlu Zekarya’nın kanına kadar, yeryüzünde akıtılan her doğru kişinin kanından<br />

sorumlu tutulacaksınız. Size doğrusunu söyleyeyim: bunların hepsinden bu kuşaksorumlu<br />

tutulacaktır.” İsa’yı dinleyen din yorumcuları ve Ferisiler, O’nun sözlerinin doğru olduğunu<br />

biliyorlardı. O, Allah’ın sözleriyle onları uyarırken, inançsız kralın yüreğini şeytani bir öfke seli<br />

tamamen kaplamıştı ve verdiği buyrukla peygamber öldürülmüştü. O’nun kanı tapınağın<br />

taşlarının üzerine dökülmüştü ve buradan asla silinemedi; adeta inancından dönen İsrail’e karşı<br />

tanıklık etmek için kalmıştı. Tapınak var olduğu sürece intikamının alınması için Allah’a dürüst<br />

olan kişinin kanının izi de orada kalacaktı. İsa bu korkunç günahlara değindiğinde, kalabalık bir<br />

anda dehşete kapıldı.<br />

Isa, geleceği gözünde canlandırdığında tıpkı geçmişte olduğu gibi Yahudilerin,<br />

günahlarından dönmeyeceklerini ve Allah’a hizmet eden kişilere kötü davranacaklarını gördü:<br />

“İşte bu yüzden size pey-gamberler ve bilge kişiler gönderiyorum. Bunlardan kimini öldürecek,<br />

çarmıha gereceksiniz. Kimini havralarda kamçılayacak ve kentten kente kovacaksınız.Yürekleri<br />

imanla dolu peygamberler ve bilge kişiler - Sefanya, Yakup ve diğerleri - zulüm görecekler ve<br />

öldürüle-ceklerdi. Gökyüzüne doğru kaldırdığı eliyle ve yüzünü aydınlatan ilahi ışıkla Isa,<br />

kalabalığın önünde bir yargıç gibi konuştu. İsa sözleri ile onları kınarken, O’nun her zaman çok<br />

nazik olan ses tonu bu kez öncekinden daha sertti. Dinleyenler ürpermişti. O’nun sözlerinin ve<br />

bakışlarının bıraktığı izlenim asla silinmeyecekti.<br />

İsa’nın öfkesi iki yüzlülüğe, insanların kendilerini ve Allah’ı aldatmaya çalışarak kendi<br />

ruhlarını yok ettikleri büyük günahlara karşıydı. Rahiplerin ve din yorumcularının birçok<br />

aldatıcı planında Şey- tan’ın bizzat rol oynadığını gördü. İsa onları kınarken asla intikamdan söz<br />

etmemişti. Karanlığın Prensi’ne karşı kutsal bir öfke duyuyordu; fakat O’na karşı asla öfke<br />

göstermedi. Böylece Allah ile uyum içinde yaşayan ve yürekleri sevgi ve şefkatle dolu olan<br />

imanlılar, günaha karşı haklı bir öfke duyacaklardır. Kendilerine hakaret eden ve kötü<br />

davrananlardan intikam almaya çalışmayacaklardır. Yanlış yolda olanlara karşı nazik<br />

davranacak ve onları doğru yola getirmeye çalışacaklardır.<br />

Tapınağa ve kendisini dinleyen kalabalığa doğru baktığında Allan Oğlu’nun yüzünde O’nun<br />

ilahi şefkati görülür. Acı dolu yüreğiyle ve göz yaşları içinde şöyle haykırır: “Ey Kudüs!<br />

Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Kudüs! Bir tavuk civcivlerini<br />

kanatları altına nasıl toplarsa, ben de kaç kez senin çocuklarını öylece toplamak istedim, ama<br />

siz istemediniz. Bakın eviniz ıssız bırakılacak! Size şunu söyleyeyim: ’Rab’bin adıyla gelene<br />

övgüler olsun!’ diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.” Allah’ın düşünceleri<br />

395

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!