06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

yükselmişti. Kurban edilen hayvanların kanı tıpkı İsa’nın kanı gibi akmış ve Yehova sonsuz<br />

merhametiyle yüceliğini göstermişti. Orada hahamlar görevlerini yerine getirmişlerdi; törenlerin<br />

ve simgelerin görkemi çağlar boyunca devam etmişti. Fakat tüm bunların sona ermesi<br />

gerekiyordu.<br />

İsa, hasta ve acı çeken insanları iyileştirirken yaptığı gibi elini havaya kaldırıp şehri işaret<br />

ederek acı içinde şöyle haykırdı: “Keşke bugün sen de esenliğe giden yolu bilseydin.” İsa,<br />

Tanrı’nın Oğlu’nun lütfunu kabul ettiği takdirde Kudüs’ün durumunun ne olacağını söylemeden<br />

durdu. Eğer Kudüs, bunun kendisi için nasıl bir ayrıcalık olduğunu bilseydi ve gökyüzünün<br />

gönderdiği ışığa ilgi gösterseydi, refah ve bolluk içinde ulusların en yücesi olur ve Allah<br />

tarafından verilen güce serbestçe kavuşurdu. Kapılarında silahlı askerler olmaz ve surlarında<br />

Roma’nın bayrakları dalgalanmazdı. Kurtarıcı’sını kabul ettiği takdirde Kudüs’ün önündeki<br />

aydınlık gelecek Tann’nın Oğlu’nun gözünde canlandı. Kendisinin aracılığıyla Kudüs’ün,<br />

çektiği acılardan ve tutsaklıktan kurtulup dünyanın yüce şehri olabileceğini gördü. Barış<br />

güvercini onun duvarlarından tüm şehirlere uçabilirdi. Kudüs yeryüzünün görkemli tacı<br />

olabilirdi.<br />

Fakat Kurtarıcı’nın gözünde canlanan tüm bu parlak görüntüler, bir anda yok olup gider.<br />

Kurtarıcı, Kudüs’ün şu an Roma’nın boyunduruğu altında nasıl ezildiğinin, Allah’ı ne kadar çok<br />

üzdüğünün ve bundan sonra başına gelecek felaketleri çekmeye mahkum olduğunun<br />

farkındadır. Acı dolu yüreğiyle şöyle der: “Ama bu şimdi senin gözlerinden gizlenmiştir. Senin<br />

için öyle günler gelecek ki, düşmanların seni setlerle çevirecek, kuşatıp her yandan<br />

sıkıştıracaklar. Seni ve sende oturan çocuklarını yere çalacak, sende taş üstünde taş<br />

bırakmayacaklar. Çünkü Allah’ın senin yardımına geldiği zamanı fark etmedin.”<br />

İsa, Kudüs’ü halkı ile birlikte kurtarmak için geldi; fakat Ferisilerin kibri, iki yüzlülüğü,<br />

kıskançlığı ve nefreti, O’nun bu amacını gerçekleştirmesine engel oldu. İsa, bu şehrin başına<br />

gelecek felaketi biliyordu. Kudüs’ün düşman orduları tarafından kuşatıldığını, ölüme ve açlığa<br />

terk edilen halkın kendi çocuklarının ölü bedenleri ile beslendiğini, anne babaların ve<br />

çocukların, ekmeğin son lokmasını kapabilmek için birbirleriyle yarıştıklarını, doğal sevgi ve<br />

şefkatin açlığın pençesinde nasıl yok olduğunu gördü. Yahudilerin, kurtuluşu reddetmelerinde<br />

açıkça görülen inatçılığı, onları, ulusu istila eden düşman ordularına boyun eğmeyi reddetmeye<br />

de yöneltecekti. Kendisinin yücelti- leceği Golgota’ya, ormandaki ağaçlar kadar sık bulunan<br />

çarmıhları gördü. Çarmıha gerilerek ya da işkence edilerek öldürülen insanları, görkemli<br />

binaların ve tapınağın harabeye çevrildiğini ve taş üstünde taş kalmayıncaya dek şehrin yerle bir<br />

edildiğini gördü. Bu korkunç manzara Onun yüreğini derinden yaraladı ve Kurtarıcı, Kudüs için<br />

ağladı.<br />

Kudüs, adeta O’nun çok sevdiği bir çocuğuydu. Bir babanın söz dinlemeyen oğlu için<br />

ağladığı gibi, İsa da çok sevdiği şehri için ağladı. O’ndan nasıl vazgeçebilirdi ki? O’nu yok<br />

olmaya nasıl terk edebilirdi ki? Kötülük kasesini doldurmasına izin mi vermeliydi?<br />

367

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!