06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bu arada İsa sessizce Kudüs’e geldi. Şehrin dört bir yanından gelen halkın, kendisini fark<br />

etmemesi için, farklı bir yön izleyerek gelmeyi tercih etti. Bayramı kutlamaya giden<br />

kervanlardan herhangi birine katılmış olsaydı, halkın ilgisini çekerdi ve bu yüzden de şehre<br />

girerken herkes tarafından fark edilmiş olurdu. İsa’ya gösterilecek sevgi, dini otoritenin O’na<br />

karşı nefret duymalarına sebep olurdu. İsa bunu önlemek için şehre tek başına geldi. Bayram<br />

kutlamalarının en canlı olduğu bir sırada kalabalığın önünde tapınağın avlusuna girdi.<br />

Bayramlara katılmadığından dolayı kendisini hahamlardan ve dini liderlerden daha güçsüz<br />

hissettiği iddia edilmişti. Kendisini öldürmeye çalışan düşmanlarının arasında böylesine cesurca<br />

dolaşması herkesi şaşırttı.<br />

Kalabalığın ilgi odağı haline gelen İsa, onlara daha önce hiç kimsenin hitap etmediği gibi<br />

hitap etti. Sözleri, İsrail’in yasalarını ve yerleşmiş geleneklerini hahamlardan ve rabbilerden çok<br />

daha iyi bildiğini açıkça gösterdi. Şekilciliğin ve geleneklerin oluşturduğu engelleri yıktı.<br />

Gelecekte yaşanacak olaylar gözlerinin önünde canlandı. Görünmeyeni görmüş Kişi olarak,<br />

olumlu yetki ile yersel ve göksel, insani ve ilahi konulardan söz etti. Sözleri son derece açık ve<br />

ikna ediciydi. Kefernahum’da halk O’nun öğretisine şaşırdı: “Çünkü sözü yetki doluydu.”<br />

İnsanlığa vermek için geldiği lütufları reddedenlerin başlarına gelecek olan felaketler hakkında<br />

kendisini dinleyenleri defalarca kez uyardı. Tanrı tarafından gönderildiğine dair onlara mümkün<br />

olan her kanıtı gösterdi ve onların günahlarından dönmeleri için her türlü çabayı harcadı. Onlar<br />

tövbe edip günahlarından dönseler, İsa kendi halkı tarafından reddedilmez ve öldürülmezdi.<br />

İsa’nın, yasayı ve peygamberlikleri bu kadar iyi bilmesi herkesi şaşırttı; ve birbirlerine şu<br />

soruyu sormaya başladılar: “Bu adam hiç öğrenim görmediği halde, nasıl bu kadar bilgili<br />

olabilir?” Yahudilerin okullarında öğrenim görmediği sürece hiç kimse yetkili bir öğretmen<br />

olarak kabul edilmiyordu. İsa ve Vaftizci Yahya cahil kimseler olarak tanıtıldılar; çünkü onlar,<br />

bu okullarda öğrenim görmediler. “Hiç öğrenim görmedikleri halde”Kutsal Yazı’yı bu kadar iyi<br />

bilmeleri onları dinleyenleri çok şaşırttı. Onlar gerçekten de hiçbir öğretmenden ders<br />

almamışlardı; fakat onların öğretmeni Tanrı’ydı. En yüce bilgiyi O’ndan almışlardı.<br />

İsa tapınağın avlusunda konuşurken halk sessizlik içinde O’nu dinliyordu. İsa’ya en çok<br />

karşı olan kimseler, kendilerini O’na zarar veremeyecek kadar güçsüz hissettiler. O an herkesin<br />

ilgisi O’nun üzerindeydi.<br />

“Bayramın son ve en önemli gününe dek”İsa halka dersler verdi. İsa bu günün sabahında<br />

halkın, günler süren kutlamalardan dolayı yorgun düştüğünü gördü. İsa ansızın yüksek sesle<br />

halka hitap etmeye başladığında, sesi tapınağın avlusu boyunca yankılandı:<br />

“Bir kimse susamışsa bana gelsin, içsin. Kutsal Yazı’da dendiği gibi, bana iman edenin<br />

içinden ’diri su ırmakları akacaktır.’”Halkın durumu, İsa’nın bu açıklamayı yapmasını zorunlu<br />

kılmıştı. Günler süren kutlamalar boyunca düzenlenen görkemli törenler, fenerlerden süzülen<br />

göz kamaştırıcı ışıklar, hep birlikte söylenen ilahiler onların ilgi odağı olmuştu; fakat bu<br />

törenler zinciri, onlara, ruhsal ihtiyaçlarını karşılayacak ve gerçeğe olan susuzluklarını<br />

287

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!