06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

inkar etmesine rağmen, İsa’nın ona duyduğu sevgi asla azalmadı. Çobanın yardımcısı da kendi<br />

sürüsüne böylesine büyük bir sevgi ve ilgi göstermeliydi. Petrus kendi zayıflığını ve bir<br />

zamanlar düştüğü hatayı hatırlayıp Mesih’in, kendisine gösterdiği büyük sevgi ve ilgiyi bu kez<br />

kendi sürüsüne göstermeliydi.<br />

Mesih’in sorduğu soru çok önemliydi. Mesih, öğrenciliğin ve kendisi ile birlikte çalışmanın<br />

tek şartı olan soruyu sordu. “Beni seviyor musun? dedi. Bu çok önemli bir sınamaydı. Petrus<br />

her türlü özelliğe sahip olmasına rağmen, Mesih’e sevgi duymadıkça O’nun sürüsünü güdecek<br />

sadık bir çoban olamazdı. Bilgili olmak, iyi huyluluk, ağırbaşlılık, minnettarlık ve azim iyi bir<br />

işin yerine getirilmesi için en gerekli şartlardır; fakat yüreğinde Mesih’e yer açmayan O’na<br />

iman edenlere asla faydalı olamaz.<br />

İsa, Petrus ile birlikte yürüdü; çünkü sadece ona söylemek istediği bir şey vardı. İsa<br />

kendisinin ölümünden önce ona şöyle demişti: “Gideceğim yere şimdi ardımdan gelemezsin,<br />

ama sonradan geleceksin.” Petrus, “Rab, neden şimdi ardından gelemem? Ben senin için canımı<br />

veririm” diye cevap vermişti.Bunu söylediğinde Rab’bin onun önünde hangi iyi veya kötü<br />

yollardan gideceğini bilmiyordu. Petrus bu sınanmasında başarısız olmuştu; fakat İsa’ya<br />

duyduğu sevgisini kanıtlaması için kendisine bir fırsat daha verilecekti. İmanı son kez<br />

sınanacağı zaman güçlü olması için Kurtarıcı ona gelecekle ilgili açıklamalarda<br />

bulundu. İmanlılara faydalı bir yaşam sürdükten sonra gerçekten Rab’bin yolunda ilerleyeceğini<br />

ona söyledi. “Gençliğinde kendi kuşağını kendin bağlar ve istediğin yere gidersin. Ama<br />

yaşlanınca ellerini uzatacaksın, başkası seni bağlayacak ve seni istemediğin bir yere götürecek.<br />

Bunu, Allah’ı ne tür bir ölümle yücelteceğini bildirmek için söyledi.”<br />

İsa böylece Petrus’a kendisinin ölümünden söz etti. Hatta ellerinin çarmıha uzandığını bile<br />

belirtti ve öğrencisine tekrar “Ardımdan gel!” dedi. İsa’nın bu anlattıkları Petrus’un cesaretini<br />

kırmadı. Rab’binin uğruna ölmeye hazır olduğunu hissediyordu.<br />

Petrus, İsa’yı diğer birçok kimse gibi sadece bedenen tanımıştı. Fakat artık bununla sınırlı<br />

kalmayacaktı. Daha önce İsa’yı insan özdeşliğindeki haliyle tanıyordu. Daha önce O’nu bir<br />

insan, gökyüzünden gönderilen bir öğretmen olarak sevmişti; fakat şimdi O’nu Allah olarak<br />

seviyordu. Gittikçe artan bir biçimde artık İsa’nın “herşeyde herşey” olduğunu anladı. Şimdi<br />

Rab’bin fedakarlık dolu hizmetini paylaşmaya hazırdı. Sonunda çarmıha gerildiğinde kendi<br />

isteği üzerine başı aşağıda olacak şekilde asıldı. Rab’bi gibi ölmenin çok yüce bir onur<br />

olduğunu düşünüyordu.<br />

İsa’nın Petrus’a söylediği şu sözler “Ardımdan gel!” çok önemliydi. İsa, sadece ölümü için<br />

değil, yaşamındaki her anı için bu dersi verdi. Petrus o zamana dek bağımsız hareket etmeye<br />

eğilimli bir kişiydi. Allah’ın planının gerçekleşmesini beklemek yerine kendisi plan yapmaya<br />

çalışmıştı. Fakat Rab’bin önünden gitmek ona hiçbir şey kazandıramazdı. İsa, ona “Ardımdan<br />

gel!” demişti. “Benim önümden gitme! Yoksa Şey- tan’ın orduları ile tek başına karşılaşırsın.<br />

Sen benim ardımdan gelmelisin ki, düşmana yenik düşmeyesin.”<br />

519

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!