06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

Bölüm 43. Engeller Y k l yor<br />

İsa Ferisiler ile karşılaşmasından sonra Celile’yi geçerek Kefernahum’dan Fenike<br />

sınırlarındaki dağlık bölgeye yöneldi. Batıya baktığında aşağıdaki dümdüz ovayı, putperest<br />

tapınaklarıyla, muazzam binalarıyla, çarşı-pazar yerleriyle ve gemilerle dolu limanlarıyla eski<br />

Sur ve Sayda şehirlerini görebiliyordu. Daha ötede elçilerin dünyanın büyük imparatorluğunun<br />

sevindirici haberini üzerinden iletecekleri Akdeniz’in masmavi uzantısı görünüyordu; fakat<br />

henüz vakit gelmemişti. O’nun önündeki iş, öğrencileri gelecekteki görevleri için hazırlamaktı.<br />

Bu bölgeye gelerek, Beytsayda’da bulamadığı dinlenme fırsatını bulmayı umuyordu. Buna<br />

karşın yolculuğu yapmasındaki tek amacı bu değildi. O yöreden Kenanlı bir kadın İsa’ya gelip<br />

“Ya Rab ey Davut oğlu, halime acı! Kızım cine tutsak, çok kötü durumda” diye feryat etti. Bu<br />

yörenin halkı eski Kenan ırkındandı ve putperestti.<br />

Yahudiler onları hor görüyor ve onlardan nefret ediyorlardı. Şimdi İsa’nın yanına gelen<br />

kadın bu halk sınıfındandı ve putperestti. Bu yüzden Yahudilerin sahip olduğu imkanlardan<br />

mahrumdu. Fenikelilerin arasında yaşayan birçok Yahudi vardı ve İsa’nın işi ile ilgili haberler<br />

bu bölgeye kadar ulaşmıştı. Halktan bazıları O’nun sözlerini dinlemiş ve yaptığı harikulade<br />

işlere tanık olmuşlardı. Bu kadın her türlü hastalığı iyileştirdiği söylenen peygamberden<br />

haberdar olmuştu. O’nun gücünü duyduğunda kalbi tekrar umutla doldu. Annelik sevgisiyle<br />

kızının durumunu O’na anlatmaya karar verdi. Bu dileğini İsa’ya bildirmek en büyük amacıydı.<br />

İsa, onun çocuğunu iyileştirebilirdi. Sahte ilahlarından yardım dilemişti; fakat hiçbir sonuç<br />

alamamıştı ve bazen “bu Yahudi öğretmen benim için ne yapabilir?” diye düşündüğü zamanlar<br />

da olmuştu. Kendisine şifa dilemek için gelenler ister zengin, isterse yoksul olsun İsa onların<br />

hepsini iyileştirdi. Kadın tek umudunu kaybetmek istemiyordu.<br />

İsa bu kadının durumunu ve onun kendisini görmek istediğini biliyordu. O’nun yanma gitti.<br />

O’nun acısını dindirerek öğretmeyi amaçladığı dersin canlı bir örneğini sunabilirdi. Bunun için<br />

öğrencilerini bu bölgeye getirdi. İsrail’e yakın olan bu şehirlerdeki ve köylerdeki cehaleti<br />

görmelerini arzuladı. Gerçeği anlamaları için kendilerine her türlü imkan sağlanan insanlar<br />

çevrelerindeki kişilerin ihtiyaçları hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı. Karanlıkta kalmış<br />

insanlara yardım etmek için hiçbir çaba harcamıyorlardı. Yahudilerin, kibirleriyle inşa ettiği<br />

ayırım duvarı öğrencilerin bile putperest dünyasına sevgi duymasını engelledi; fakat bu engeller<br />

yıkılmalıydı.<br />

İsa kadının isteğine hemen karşılık vermedi. Hor görülen ırkı temsil eden bu kadını<br />

Yahudiler gibi karşıladı. Bu şekilde Yahudilerin böyle bir durumda gösterecekleri ve kadına<br />

karşı kendisinin açıkça gösterdiği sert ve ciddi tavırla ve kadının yardım isteğine karşılık<br />

verirken gösterdiği ve onların da benzer bir durumda böyle bir acıyı dindirmek için<br />

göstermelerini istediği şefkat dolu tavrın öğrencileri etkilemesini amaçladı.<br />

İsa’nın cevap vermemesine rağmen kadının imanı azalmadı. İsa sanki onu duymuyormuş<br />

gibi yoluna devam ederken, kadın O’nu takip etti. Kadının ısrarlarından sıkılan öğrenciler<br />

İsa’dan onu göndermesini istediler. Öğretmenlerinin onunla pek fazla ilgilenmediğini gördüler<br />

253

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!