06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

olduğunca sessiz bir şekilde söylemeye çalıştı. Çünkü hahamlar ve Yahudi liderler İsa’yı<br />

yakalamak için fırsat kolluyorlardı. Yas tutanların bağrışmaları ve çığlıkları onun sözlerinin<br />

duyulmasını engelledi.<br />

Meryem, bu mesajı duyunca hemen ayağa kalkıp merak içinde oradan ayrıldı ve İsa’nın<br />

yanına gitmek için yola çıktı. İsa, henüz köye varmamıştı, hala Marta’nın kendisini karşıladığı<br />

yerdeydi. Meryem ile birlikte evde bulunan ve onu teselli eden Yahudiler, onun hızla kalkıp<br />

dışarı çıktığını gördüler. Ağlamak için mezara gittiğini sanarak onu izlediler. Meryem, İsa’nın<br />

bulunduğu yere vardı. O’nu görünce ayaklarina kapanarak şöyle dedi: “Rab, burada olsaydın,<br />

kardeşim ölmezdi.” Yas tutanların haykırışları ona acı veriyordu; çünkü sadece İsa ile yalnız<br />

başına biraz konuşmak istiyordu. Yahudilerin O’na karşı duyduğu kıskançlığı ve nefreti<br />

biliyordu ve üzüntüsünü tamamen ifade etmekten kaçınmaya çalıştı.<br />

“Meryem’in ve onunla gelen Yahudilerin ağladığını gören İsa’nın ruhunu hüzün kapladı,<br />

yüreği sızladı.” Oradaki herkesin yüreğinden geçenleri okudu. Üzgün görünmeye çalışanlardan<br />

birçoğunun aslında rol yaptıklarını gördü. Sözde yas tutan bu kalabalığın arasındaki bazı<br />

kimselerin iki yüzlülük dolu bir üzüntü gösterdiklerini, çok geçmeden sadece bu büyük<br />

mucizeyi gerçekleştirecek olan Kişi’yi değil, aynı zamanda bu mucize ile yaşama geri dönecek<br />

olan kişiyi de öldürmeyi planlayacaklarını biliyordu. İsa onların gerçek yüzünü ortaya<br />

çıkarabilirdi; fakat haklı olmasına rağmen öfkelenmekten kaçındı. Kendisine gerçekten inanan<br />

ve önünde acı içinde diz çöken kişi yüzünden tüm gerçekliğiyle söyleyebileceği sözleri<br />

söylemedi.<br />

İsa, “onu nereye koydunuz?” diye sordu. O’na “Rab, gel gör dediler.8Hep birlikte mezara<br />

gittiler. Bu insana acı veren bir manzaraydı. Lazar’ın arkadaşları ve yakınları kız kardeşleri ile<br />

birlikte acı dolu göz yaşları içinde ağlıyorlardı. Oradaki insanların çektiği bu büyük acıyı gören<br />

Kurtarıcı da ağladı. Tanrı’nın Oğlu olmasına rağmen, insan özdeşliğini almıştı ve insanların<br />

acıları O’nun yüreğini de derinden etkiledi. Her zaman onların sevinçlerine ve acılarına ortak<br />

oldu.<br />

Fakat İsa’nın ağlamasının sebebi sadece Marta ve Meryem’e duyduğu insani şefkat değildi.<br />

O’nun gözyaşları insanların göz- yaşlarından, gökyüzünün yeryüzünden yüce olduğu kadar<br />

yüceydi. İsa, Lazar için ağlamadı; çünkü onu mezardan çağırmak üzereydi. Orada yas tutuyor<br />

gibi görünenlerin birçoğunun çok yakında “diriliş ve yaşam” olan Kişi’yi öldürmeyi<br />

tasarlayacaklarından dolayı ağladı. Fakat inançsız Yahudiler O’nun ağlayışının gerçek sebebini<br />

anlayamadılar! O’nun da tıpkı kendileri gibi sadece üzüntüden dolayı ya da gösteriş için<br />

ağladığını sanan ve gerçeği göremeyen Yahudilerden bazıları, “Bakın onu ne kadar<br />

seviyormuş” dediler.Orada bulunanların yüreklerine inançsızlık tohumu ekmeye çalışan<br />

diğerleri ise küçümser bir şekilde şöyle dediler: “Körün gözlerini açan bu kişi, Lazar’ın<br />

ölümünü de önleyemez miydi?” Eğer Lazar’ı kurtarmaya gücü yetiyorsa, niçin onun ölmesine<br />

izin vermişti?<br />

340

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!