06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

izledi. Çölde İbrani halkına dersler veren İsa idi; O’nun, bulut ve ateş sütunundan öğrettiği ders,<br />

halkın şimdi hahamlardan ve din bilginlerinden öğrendiği dersten çok farklıydı. Yasaya göre,<br />

ihtiyaçlarını ve çektikleri acıları sözlerle ifade edemeyen hayvanlara bile merhamet edilmeliydi.<br />

İsrail halkı için Musa’ya bu konuda şu buyruklar verildi: “Düşmanınızın yolunu şaşırmış<br />

öküzüne ya da eşeğine rastlarsanız, onu kendisine geri götüreceksiniz. Sizden nefret eden<br />

kişinin eşeğini yük altında çökmüş görürseniz, kendi haline bırakıp gitmeyecek, ona yardımcı<br />

olacaksınız.” Fakat haydutlar tarafından yaralanan adam örneğinde İsa, acı çeken bir kişinin<br />

yaşadığı olayı anlattı. O’na bir yük hayvanından daha fazla merhamet etmeleri gerekmez miydi!<br />

Musa aracılığıyla verilen mesajda, “Rab’bin, ulu, güçlü, heybetli Allah olduğu, öksüzlerin, dul<br />

kadınların hakkını gözettiği, yabancıları sevdiği;” onlara bildirildi. Bu yüzden Rab “Siz de<br />

yabancıları seveceksiniz” “onları kendiniz kadar seveceksiniz” diye buyurdu.<br />

Eyüp şöyle dedi: “Hiçbir yabancı geceyi sokakta geçirmezdi; çünkü kapım her zaman<br />

yolculara açıktı.” Ve iki melek insan görünümünde Sodom’a geldiğinde, Lüt başını öne eğip<br />

şöyle dedi: “Efendilerim, kulunuzun evine buyurun. Ayaklarınızı yıkayın. Geceyi bizde<br />

geçirin.” Hahamlar ve Levililer tüm bu dersleri biliyordu; fakat onları yaşamlarında hiç<br />

uygulamamışlardı. Milli yobazlıklarla dolu okullarda eğitim görerek bencil, dar görüşlü ve<br />

kendilerini üstün gören bir karaktere sahip olmuşlardı. Yaralı adama baktıklarında, onun kendi<br />

uluslarından olup olmadığını anlayamadılar. O’nun bir Samiriyeli olabileceğini düşünerek<br />

uzaklaşıp gittiler. İsa’nın tanımladığı gibi, yasa uzmanı bu hareketlerinde kendisine öğretilen<br />

yasanın gerektirdiklerine aykırı olan hiçbir şey görmedi; fakat bu kez faklı bir olay gerçekleşti:<br />

Yaralı adamın yanına bir Samiriyeli geldi ve onu görünce merhamet etti. Bu yabancının<br />

Yahudi mi yoksa bir Samiriyeli mi olduğunu bile sormadı. Eğer bir Yahudi ise, Samiriyeli şunu<br />

iyi biliyordu ki, eğer aynı duruma kendisi düşseydi, adam onun yüzüne tükürür, hakaretler eder<br />

ve yardım etmeden oradan uzaklaşıp giderdi. Burada fazla vakit harcayarak kendisini de<br />

tehlikeye attığını hiç düşünmedi; çünkü önünde acı çeken yaralı bir insan vardı. Kendi giysisini<br />

çıkarıp adamın üzerine örttü. Yolcuğu sırasında kullanmak için yanına aldığı yağ ve şarabı<br />

adamın yaralarını sarmak için harcadı. Adamın daha fazla acı çekmemesi için O’nu kendi<br />

hayvanına bindirdi ve yavaş bir şekilde ilerlemeye başladı. O’nu bir hana götürdü ve onunla<br />

gece boyunca ilgilendi. Ertesi sabah yaralı adamın durumu biraz düzeldi ve Samiriyeli yoluna<br />

devam etti. Fakat bunu yapmadan önce tüm masrafları ödedi ve ayrıca kendisi oradan<br />

ayrıldıktan sonra çıkabilecek masraflar için de para bırakarak hancıya, “Ona iyi bak! Bundan<br />

fazla ne harcarsan, dönüşümde sana veririm” dedi.<br />

İsa hikayeyi anlattıktan sonra yasa uzmanına baktığında adeta onun düşüncelerini okudu ve<br />

şöyle dedi: “Sence bu üç kişiden hangisi haydutların arasına düşen adama komşu gibi<br />

davranmış?” Yasa uzmanı Samiriyeli adını şimdi bile telaffuz etmek istemeyerek, “Adama<br />

acıyıp yardım eden” dedi. İsa ona, “Git sen de öyle yap” dedi. “Peki komşum kim?” sorusuna<br />

böylece kesin bir cevap verilmiş oldu. İsa komşumuzun sadece mensubu olduğumuz imanlı<br />

topluluğundan ya da bizimle aynı imana sahip biri olmadığını göstermiştir. Bunun soy, ırk, renk<br />

320

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!