06.04.2023 Views

Isa'nın Çilesi_(turk)

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

İsa bir süre önce güçlü bir sedir ağacı gibi karanlığın güçlerine karşı direnmişti; karanlığın güçlerine karşı tek başına savaşan. Yürekleri kıskançlık, nefret ve kötülükle dolu olan insanlar O'na hükmedebilmek için boşuna çaba harcamışlardı. Tanrı'nın Oğlu, onlara karşı ilahi görkemi ile direndi. Fakat şimdi korkunç bir fırtınanın etkisiyle savrulan sazlıktaki bir kamış gibiydi; günahın yükü altında ve doğaüstü işkenceye tabi. Kurtarıcı çarmıha gerilmeden asırlarca önce kendisine nasıl davranılacağını önceden bildirmişti. Diye yazılmıştır: “Köpekler kuşatıyor beni. Kötüler sürüsü çevremi sarıyor. Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar. Bütün kemiklerimi sayar oldum, gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar. Giysilerimi aralarında paylaşıyor, elbisem için kura çekiyorlar.” İsa çarmıha gerildiğinde düşmanları O'na öfke dolu hakaretler ettiler. Hahamlar ve din bilginleri Kurtarıcı'ya hakaretler eden kalabalığın arasına katıldılar. Bu kitap, Mesih'in değerli sevgisine, sonsuz yaşamına ve ateşli tutkusuna tanıklık eder...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Isa'Nin <strong>Çilesi</strong><br />

vicdan azabı duydular ve yaptıkları bu büyük hatadan dolayı suçluluk duygusuna kapıldılar.<br />

Onların alaycı ve gürültülü bağrışmaları bu korkunç karanlık karşısında sona ermişti. Karanlık<br />

yeniden aydınlığa döndüğünde ciddi bir suskunlukla evlerine döndüler. Hahamların iddialarının<br />

yanlış olduğunu ve İsa’nın hilekar biri olmadığını anladılar. Birkaç hafta sonra Petrus, Pentikost<br />

bayramında vaaz verdiğinde İsa’ya inanan binlerce kişinin arasında onlar da yer aldılar.<br />

Fakat Yahudi liderler tanık oldukları bu olaylara rağmen asla değişmediler. İsa’ya karşı<br />

duydukları nefret hiç azalmadı. Hahamların ve din bilginlerinin düşüncelerindeki karanlık, İsa<br />

çarmıha gerilirken yeryüzüne çöken karanlıktan bile daha koyu idi. İsa doğduğunda gökteki<br />

yıldız O’na tanıklık etmişti ve O’nun yattığı yemliğe dek bilginlere rehberlik etti. Gökyüzü<br />

melekleri O’na tanıklık etmişti ve Beytlehem tepelerinde O’na övgü dolu ilahiler söylediler. Göl<br />

O’nun sesini tanıyordu ve O’nun buyruğunu dinledi. Ölüm ve hastalık O’nun yetkisini<br />

tanıyordu ve kurbanlarını O’nun ellerine teslim ettiler. Güneş O’nun ölümünden duyduğu<br />

büyük acıdan dolayı ışınlarını yeryüzünden geri çekti. Kayalar O’nu tanıyordu ve O’nun<br />

haykırışı ile parçalanıp düştüler. Doğa O’nu tanıyordu ve O’nun ilahiliğine tanık oldu. Fakat<br />

hahamlar ve din bilginleri Tanrı’nın Oğlu’nu tanımıyorlardı. Hahamlar ve bilginleri hala<br />

huzursuzdular. İsa’yı ölüme göndererek amaçlarına ulaşmışlardı; fakat bekledikleri zafer<br />

duygusunu hisse- dememişlerdi. Bundan sonra ne olacağı konusunda endişeliydiler. İsa’nın şu<br />

haykırışlarını duymuşlardı: “Tamamlandı!” ve “Ruhumu ellerine teslim ediyorum.” Kayaların<br />

yuvarlandığını ve büyük bir sarsıntı olduğunu görmüşlerdi, bu yüzden korkuya ve huzursuzluğa<br />

kapıldılar.<br />

İsa’nın yeryüzündeki yaşam, boyunca insanların üzerindeki bıraktığı olumlu etkiyi<br />

kıskanmışlardı. Mesih’ten şimdi yeryüzünde yaşadığı dönemdekinden daha fazla korkuyorlardı.<br />

Yaptıkları bu ışın sonucunda başlarına gelecek akıbet onlar, şimdiden korkutuyordu. Sebt günü<br />

olduğu için O’nun bedenini çarmıhın üzerinde bırakmayacaklardı. Sebt vakti yaklaşıyordu ve<br />

cesetlerin çarmıh üzerinde kalması Sebt’in kutsallığını bozardı. Yahudiler bunu bahane ederek<br />

Pilatus’tan, ölümün hızlandırılması için çarmıha gerilenlerin cesetlerinin gün batımından önce<br />

çarmıhtan kaldırılmasını istediler. Yahudi liderler gibi Pilatus da İsa’nın bedeninin çarmıhın<br />

üzerinde kalmasını istemiyordu. Pilatus’un onayı alınarak hemen ölmeleri için diğer iki adamın<br />

bacakları kırıldı; fakat Isa’nın zaten ölmüş olduğu görüldü. Mesih hakkında gördükleri ve<br />

duydukları şeyler askerleri etkilemişti Bu yüzden O’nun bacaklarını kırmaktan çekindiler.<br />

Böylece Allah’ın Kuzusu’nın kurban edilmesi ile Fısıh yasası yerine gelmiş oldu: Sabaha dek<br />

ondan bir şey bırakmayacak, kemiklerinden hiçbirini kırmayacak. Fısıh Kurbanı’nı bütün<br />

kuralları uyarınca kesmelidir.”<br />

Hahamlar ve din bilginleri İsa’nın bu kadar çabuk ölmesine şaşırdılar. Çarmıha gerilen bir<br />

kişinin ölmesi uzun zaman alıyordu O’nun ne zaman öldüğünü tespit etmek zor oluyordu.<br />

Çarmıha gerildikten sonra altı saat içinde bir kişinin öldüğü duyulmamış bir şeydi. Hahamlar<br />

Isa’nın öldüğünden emin olmak istiyorlardı. Bu yüzden askerlerden birinin Kurtarıcı’nın<br />

bedenine bir mızrak saplamasını istediler. Mızrak-la açılan yaradan kan ve su aktı. Bunu<br />

oradaki herkes gördü. Yuhanna bu olayı şöyle açıkladı: “Ama askerlerden biri O’nun böğrünü<br />

491

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!